Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu nedenle mahkeme, nafaka alacaklısının ihtiyaçlarını karşılayacak, nafaka yükümlüsünün gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyet ölçüsünde nafakayı artırmalıdır. ./.. -2- Dairemizin yerleşmiş uygulamasına göre; nafaka alacaklısının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsünün gelir ve giderinde, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası.oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; . sayılı ve 03.04.2013 tarihli ilamı ile davacı için bağlanan 100,00 TL yoksulluk nafakasının 50,00 TL daha artırılarak 150,00 TL'ye, müşterek çocuk için bağlanan iştirak nafakasının da 100,00 TL daha artırılarak 150,00 TL'ye çıkarılmasına kesin olarak karar verilmiş, eldeki artırım davası 14.08.2015 tarihinde açılmıştır....

    Yargıtay yerleşik içtihatlarıyla, nafaka borcunun ödendiğine ilişkin iddianın ispatı yönünde sunulan ödeme belgelerinin geçerli olabilmesi için açıkça nafaka borcuna atfen yapıldığının yazılı olması gerektiği koşulu, yeni uygulamalarla objektif kriterlerle yumuşatılmış olup; Dairemizin son içtihatlarında; nafaka borçları yönünden yapılan ödemelerin, aylık nafaka miktarına ve bu miktarın katlarına denk gelecek şekilde düzenli olarak yapılması durumunda, ödeme belgelerinde nafaka borcuna ilişkin olduğuna dair atıf olmasa dahi, bu ödemelerin nafaka borcundan mahsubunun hakkaniyet kurallarına uygun düşeceği kabul edilmektedir. Zira işleyen nafaka borcu bulunan bir borçlunun yaptığı ödemelerin bu borç dışında ahlaki bir ödeme olduğunu kabul etmek hak kaybına neden olacaktır. Aksi düşünce, aşırı şekilcilik olup, hak zayiine ve mükerrer ödemelere neden olacağından kabulü mümkün değildir....

      sayılı kararı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltmede yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır....

      Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/481 Esas 2018/333 Karar sayılı kararı ile anlaşmalı olarak boşandıklarını, anlaşma protokolüne göre, müvekkilinin davalı için aylık 1.125,00 TL yoksulluk nafakası, müşterek çocuk için aylık 375,00 TL iştirak nafakası ödemeyi kabul ettiğini, boşanma kararının 12/06/2018 tarihinde kesinleştiğini, davalı tarafça Ödemiş İcra Müdürlüğünün 2020/4271 Esas sayılı dosyası ile birikmiş nafaka alacağının tahsili için takip başlatıldığını, davalının boşanma kesinleştikten sonra bankada kendi adına hesap açtığını, müvekkilinin nafaka bedellerini bu hesaba yatırmasını istediğini, müvekkilinin ilk nafaka ödemesini 06/07/2018 tarihinde yaptığını, müvekkilinin her ay düzenli olarak nafaka borcunu ödediğini, 27/09/2019 tarihinde taraflar arasında bir anlaşma protokolü imzalandığını ve davalının kendisine ödenen aylık nafaka miktarından vazgeçtiğini kabul ettiğini, müvekkilinin bundan sonra müşterek çocuk için 2019 yılı Ekim ayından itibaren nafaka yatırdığını, ödenmemiş nafaka...

      Aile Mahkemesinin 2014/423 esas sayılı dosyası incelendiğinde, davalının, dava dışı eşi .... aleyhine fazla nafaka ödediğini belirterek dava açtığı, davanın derdest olduğu, bu davada alınan bilirkişi raporunda davalının, dava dışı eşine fazla para ödediğinin belirtildiği anlaşılmaktadır. Gerek BK’nın 49. maddesi (TBK'nın 58. maddesi) ve gerekse MK’nın 24. maddesinde, kişilik haklarının zarara uğratılması durumunda manevi tazminat istenilebileceği ön görülmüştür. Dosyadaki bilgi ve belgeler incelendiğinde; davalının, dava dışı eşiyle boşandığı, davacının davalının eski eşinin avukatı olduğu, ..... Aile Mahkemesinin 2011/1540 esas sayılı dosyasına istinaden davalının eski eşine nafaka bağlandığı, davalının da eski eşine fazla nafaka yatırdığını belirterek ... Aile Mahkemesinde yukarıda belirtilen davayı açtığı ve bu davada alınan bilirkişi raporunda davalının, dava dışı eşine fazla para ödediğinin belirtildiği anlaşılmaktadır....

        Hukuk Dairesinin süregelen kararlarında, objektif kriterlerle yumuşatılmış olup, nafaka borçları yönünden yapılan ödemelerin, aylık nafaka miktarına, bu miktara yakın ve düzenli olarak yapılması durumunda, ödeme belgelerinde nafaka borcuna ilişkin olduğuna dair atıf olmasa dahi, bu ödemelerin nafaka borcundan indirilmesinin hakkaniyet kuralına uygun düşeceği kabul edilmiştir. Borçlu tarafça açıkça sebebi belirtilerek yapılan ödemelerin, nafaka borcundan indirilmesi mümkün değildir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Velayetin Değiştirilmesi-Nafaka Taraflar arasındaki "velayetin değiştirilmesi" ve "nafaka" davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı (kadın) tarafından; her iki dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle nafaka davalarında reddedilen kısım üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 9/2. maddesi gereğince vekalet ücretine hükmedilemeyeceğinin tabii bulunmasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 103.50 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu...

          -TL tutarında kredi ödemesi yaptığını, aradan geçen zaman zarfında takdir edilen nafaka miktarının yetersiz kaldığını belirterek, 600,00.-TL nafaka miktarının 1.200,00.-TL daha arttırılarak 1.800,00.-TL'ye çıkartılmasına, takdir edilen nafakanın her yıl ÜFE oranında arttırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacının nafaka arttırım talebi yıllık ÜFE oranında olması talebinin hakkaniyete aykırı ve haksız bir talep olduğunu, davalının her ne kadar nafaka dışında müşterek çocuğa her hangi bir katkısı olmadığını iddia etse de, kendisinin nafaka dışında ayda 2- 3 kez müşterek çocuğuna 200,00.-TL - 300,00.-TL arasında değişen okul harçlığı verdiğini, fiilen ödediği nafaka miktarının aylık 800- 900.-TL olduğunu, kendisinin kirada otururken davacının aldığı ev için aylık kredi ödemesi yaptığını, davacının iddia ettiğinin aksine maaşının 6.200,00.-TL olduğunu, maaşının döner sermaye ödemesi ile birlikte aylık 9.000,00....

          Yoksulluk nafakası, boşanma davası açılırken dava dilekçesi ile birlikte veya boşanma davası devam ederken veyahut boşanma davası sonuçlandıktan sonra ayrı bir dava ile istenebilir. (HGK. 10.10.1990 gün 1990/2- 407 E. 1990/487 sayılı kararı) Davanın boşanma davasında, dava dilekçesinde nafaka istemediğine ilişkin beyanı sadece tedbir nafakasını kapsar ve bu beyanın ileriye dönük haktan feragat sonucunu doğuracağını kabul etmek hukuken mümkün değildir. Kaldı ki davacının boşanma davasında nafaka isteği olmadığına ilişkin açıklamasının yoksulluk nafakasını da kapsayacağını kabul etmek hak arama özgürlüğünün bir sınırlaması olup, himaye görmez. TMK'nun 175.maddesi "Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf kusuru daha ağır olmamak koşullu ile, diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir" "hükmünü ihtiva etmektedir. Kanun koyucu yasa maddesini düzenlerken "Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek" ifadesini kullanmıştır....

            İlk derece mahkemesi tarafından duruşmalı olarak görülen dava sırasında şikayet kapsamında bilirkişi raporu alınmış, dosyaya ibraz edilen 09.02.2020 tarihli raporda dayanak İstanbul 2 Aile Mahkemesi ilamında öngörüldüğü şekilde TUİK'in yayınladığı, ÜFE oranları gösterilmek ve bu oranda artış yapılmak suretiyle 2017 yılı 10 ayından - 2019 yılı 5. ayı dahil aylık nafaka miktarının hesaplandığı ve 31.05.2019 takip tarihi itibarıyla talep edilebilecek nafaka miktarının 62.453,61 TL olduğu tespit ve rapor edilmekle; rapora dayalı olarak şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır....

            UYAP Entegrasyonu