Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından Aile Mahkemesinin nafaka ilamına dayalı olarak başlatılan ilamlı icra takibinde, borçlunun çalıştığı kuruma gönderilen 29.01.2014 tarihli haciz müzekkeresine karşı borçlunun şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurarak, birikmiş nafaka alacağının bulunmadığını ve haciz müzekkeresinde aylık kesilecek nafaka miktarının belirlenmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek, 29.01.2014 tarihli birikmiş nafaka miktarının ve aylık nafaka alacağı hesabına yönelik şikayetinin kabulü ile işlemin kaldırılmasını talep ettiği, mahkemece...

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk ( Aile ) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Nafakanın Arttırımı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından nafaka artırım davasının kabulü, kadın lehine hükmedilen manevi tazminat ile tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakaları yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle kadın tarafından kendisi ve müşterek çocuk lehine bağımsız tedbir nafaka talebiyle açılan nafaka davasının erkeğin reddedilen boşanma davası ile birleştirildiği, kadının nafaka davasının kısmen kabulüne karar verilip kesinleştiği, bu sebeple kadın tarafından açılan tedbir nafaka arttırım davasının kısmen kabulünde bir isabetsizlik bulunmadığının anlaşılmasına göre davacı-karşı davalı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında...

      buna güvenerek nafaka talep etmediğini, ancak davalının çocuklara yeterli maddi destekte bulunmadığını belirterek, her bir çocuk yararına aylık 1.500'er TL'den toplam 3.000 TL tedbir, devamına iştirak nafakalarına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir....

      Tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, günün ekonomik koşulları, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları ile özellikle nafaka yükümlüsünün gelir durumu, iştirak nafakasına her yıl ÜFE oranında uygulanan artışlar sonucu güncel nafaka miktarı birlikte değerlendirildiğinde; iştirak nafakasının artırılması koşullarının oluşmadığı, bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla, ilk derece mahkemesince de davanın reddine yönelik verilen kararın isabetli olduğu, ancak davanın açıldığı tarih itibariyle güncel nafaka miktarı 672,36 TL olmasına rağmen, ilk derece mahkemesinin ret hükmünün kurulduğu tarihte nafaka 995.75 TL'ye ulaştığı halde, dava tarihinde ulaştığı miktarın sehven 995.75 TL denmesinin sonuca etkili olmadığı anlaşılmış, hataya değinilmekle yetinilmiştir....

      Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2005 tarih ve 2005/3- 169 E-2005/235 K. sayılı kararında da değinildiği gibi "nafaka davalarında kanun yolu başvuru sınırı yıllık nafaka miktarı üzerinden hesaplanır." Her nafaka ayrı ayrı değerlendirilir. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 2011/22147 Esas, 2012/4699 Karar ve 27.02.2012 tarihli kararı ve Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 2012/4119 Esas, 2012/7991 Karar ve 26/03/2012 tarihli kararı) 6100 sayılı HMK m.341/2 maddesine göre karar tarihi itibarıyla miktar veya değeri binbeşyüz Türk Lirasını geçmeyen mal varlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Bu miktar karar tarihi itibariyle 17.830,00- TLdır. Buna göre; davacı kadın için kabul edilen yoksulluk nafakası arttırım miktarı yıllık 6.000,00- TL olup kesinlik sınırının altında kalmaktadır. Karar tarihi itibarıyla kabul edilen nafaka arttırım miktarı yıllık onyedibinsekizyüzotuz-TL'nı geçmemektedir. Hüküm, kabul edilen bir yıllık nafaka miktarı itibariyle kesin niteliktedir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki nafaka alacağına ilişkin davada Bursa 2. Aile ve Bursa 1. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, nafaka alacağının tahsili istemine ilişkindir. Bursa 2. Aile Mahkemesince, taraflarca düzenlenmiş 18.10.200 günlü protokolde düzenlenen alacağın, nafaka alacağı olmadığı, Borçlar Kanunu hükümlerine tabi alacak olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Bursa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi ise, davanın taraflar arasında akdi olarak belirlenen iştirak nafakasından doğan yükümlülüğün yerine getirilmesine ilişkin ihtilaftan kaynaklanması ve bu ihtilafın çözümünün Aile Mahkemesinin görevine girdiği gerekçesiyle, görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur....

        Yargıtay yerleşik içtihatlarına göre, nafaka borcunun ödendiğine ilişkin iddianın ispatı yönünde sunulan ödeme belgelerinin geçerli olabilmesi için, açıkça nafaka borcuna atfen yapıldığının belgede yazılı olması gerektiğine ilişkin koşul, yeni uygulamalarla yumuşatılmış olup; Yargıtay son içtihatlarında; nafaka borçları yönünden yapılan ödemelerin, aylık nafaka miktarına ve bu miktarın katlarına denk gelecek şekilde düzenli olarak yapılması durumunda, ödeme belgelerinde nafaka borcuna ilişkin olduğuna dair atıf olmasa dahi, bu ödemelerin, nafaka borcundan mahsubunun hakkaniyet kurallarına uygun düşeceği kabul edilmektedir. Zira, işleyen nafaka borcu bulunan bir borçlunun, yaptığı ödemelerin bu borç dışında ahlaki bir ödeme olduğunu kabul etmek hak kaybına neden olacaktır. Bunun dışında, ödemenin okul ücreti, hastane ödemesi, kredi kartı ödemesi vs gibi açıklamalar ile yapılması halinde ise, ödeme, nafakaya mahsup edilemez....

        Davacı vekili; nafaka miktarının az belirlenmesi ve nafakaya dava tarihinden itibaren karar verilmemesi yönlerinden istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davalı vekili, nafaka miktarının aylık 500,00 TL olarak devam etmesi yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur. TMK' nın 328/2. maddesinde; "Çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, ana ve baba durum ve koşullarına göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere, eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler. " Aynı yasanın 364/1. maddesinde de; Herkes, yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve altsoyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür. " düzenlemesi yer almaktadır. Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamasına göre, öğrenimini sürdüren reşit olan çocuğun TMK.nun 328/2 ve 364. maddeleri gereğince nafaka talep etme hakkı bulunmaktadır....

        GEREKÇE : Dava; Milas 3.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2016/673 Esas - 2016/585 Karar sayılı ilamı ile her bir çocuk için takdir edilen aylık 250,00 TL iştirak nafakalarının artırılması talebine ilişkindir. Nafaka takdir edilmek istenen müşterek çocuklar, davada ihtayari dava ortağı olup, her nafaka ayrı ayrı değerlendirilir (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 2012/4119- 7991 Esas,Karar sayılı ilamı). Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2005 tarih ve 2005/3- 169 E-2005/235 K. sayılı kararı ile nafaka davalarında kanun yolu başvurusunda, yıllık nafaka (farkı) miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Karar tarihi itibarıyla miktar veya değeri 5.880,00 Türk Lirasını geçmeyen mal varlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir (6100 sayılı HMK m.341/2). Davada, müşterek çocuklar yönünden kabul edilen aylık nafaka artış miktarı ayrı ayrı 300,00 TL olup, her iki nafakanın ayrı ayrı artırılan yıllık toplamı 5.880,00 TL'yi geçmemektedir....

        Bölge adliye mahkemesince “ Nafaka ilamında çocuklar kendi kendilerine bakma ehliyeti kazanana kadar, o andaki yasal vekilleri olan anneleri ...'a çocuk başına aylık 260 Avro tutarında nafaka ödemekle yükümlendirildiği; nafaka alacaklısının tanıma tenfiz davasını açan davacı çocuklar değil, yabancı mahkemedeki nafaka davasını açan anneleri ... olduğu, bu sebeple davacı çocukların taraf sıfatına sahip olmadıkları” belirtilerek davalının istinaf talebinin kabulüyle ilk derece mahkemesinin kaldırılmasına ve davanın taraf sıfatı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir. Bölge adliye mahkemesi kararı davacılar tarafından temyiz edilmiştir....

          UYAP Entegrasyonu