Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İlk derece mahkemesince, davanın kısmen kabulü ile dava tarihinden, çocuğun kurumdan ayrıldığı 22/03/2019 tarihine kadar aylık 400,00 TL yardım nafakasının davalıdan tahsiline karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı kurum vekili istinaf dilekçesinde özetle; çocuğun kurumda bakım ve koruma altında kaldığı süre içerisinde yapılan aylık masrafların mahkemece belirlenenin çok üzerinde olduğunu, bu nedenle hükmedilen nafakanın düşük olduğunu belirterek, kararın bozulmasını istemiştir. GEREKÇE: Dava, kurum bakımında kalan çocuk yararına davalı babadan nafaka tahsiline ilişkindir. HMK'nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; İlk derece mahkemesince, davacı kurum lehine dava tarihinden, 22/03/2019 tarihine kadar geçerli olmak üzere aylık 400,00 TL nafakaya hükmedilmiştir. Dava tarihi 26/02/2019 olup, ilk derece mahkemesince yaklaşık 1 aylık nafakaya hükmedilmiştir....

nafakasının dava tarihinden itibaren aylık 1.000,00 TL'ye çıkarılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

Davacı 29.12.2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; davalı ile evliliklerinden iki çocuklarının bulunduğunu anlaşmalı olarak boşandıklarını, birbirlerinden nafaka taleplerinin bulunmadığını, çocukların velayetinin kendisine verildiğini, davalının çocukların tüm ihtiyaçlarını karşılayacağını söyleyerek kendisini kandırıp protokolü imzalattığını, ancak sözünü tutmadığını, müşterek çocukların tüm ihtiyaçlarıyla kendisinin ilgilendiğini, müşterek çocuklara kendisi baktığından çalışamadığını, herhangi bir gelirinin de olmadığını davalıdan dava tarihinden itibaren geriye dönük 3 aylık iştirak nafakası alınmasına, dava tarihinden itibaren başlamak üzere müşterek çocuklardan her biri için ayrı ayrı aylık 1.500,00'er TL iştirak nafakasının davalıdan alınarak kendisine verilmesini talep etmiştir....

Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dava dilekçesinde; ... 2.Aile Mahkemesinin 2006/245 E-2006/1207 K.sayılı kararı ile velayeti davalıya verilen müşterek küçük çocuklar için iştirak nafakasına hükmedildiğini, davacının ödemeleri ... 2.İcra Müdürlüğünün 1999/5001 E. sayılı takip dosyasına yaptığı, ancak çocuklardan 06.12.2007 tarihinde reşit olan ... için bu tarihten itibaren nafaka ödemediği, yalnızca, diğer küçük çocuk ... için nafaka yatırdığı, buna rağmen ... 3.İcra Ceza Mahkemesinin 2010/416 E sayılı dosyasında, nafaka hükümlerine uymadığından 3 aya kadar tazyik hapsine mahkum edildiği, mahkumiyet kararından sonra kendisine bildirilen bakiye 3698,65 TL nafaka borcunu ihtirazi kayıtla yatırdığını, sonuç olarak davacıdan fazladan tahsil edilen 6738,45 TL'nın tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, davanın kabulü ile davacı...

    in dava dilekçesinde davacı olarak kendi adına nafaka talebinde bulunmuş olmasına ve her ne kadar dava dilekçesinde iştirak nafakasının artırılması talep edilmiş ise de, davacı ...'ın dava tarihi itibariyle reşit olup eğitim hayatının devam ediyor olması nedeniyle yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda, uygun miktarda yardım nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 14.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının halen .bulunan bir moda evinde sigortasız olarak çalıştığını, davacının kendi evinde kira ödemeden oturduğunu, istenen nafaka miktarlarının çok fahiş olduğunu, ayrıca davacıdan önceki eşine de 336,00 TL nafaka ödediğini ve o eşinden de 2 çocuğunun daha olduğunu, aleyhine açılmış birçok icra takibi bulunduğunu bu nedenlerle istenen nafaka miktarlarını ödeyecek gücünün olmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, müşterek çocuk.için davalı tarafça ödenecek iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 140 TL'ye, müşterek çocuk . için davalı tarafça ödenecek iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 400 TL 'ye yükseltilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

        Sayılı ilamına dayanılarak işlemiş ve işleyecek nafaka alacağının tahsili için ilamlı icra takibine başlandığı, Manisa 3. İcra Müdürlüğü'nün 2015/6342 Esas sayılı takip dosyası borçlusu T1'ın bu dosyada nafaka alacaklısı olduğu görülmüştür. Niteliği itibari ile nafaka kişinin yaşamını sürdürmek için öncelikli ve zaruri olarak hükmedilen bir para olup, nafaka alacaklısının her ay hükmedilen nafakayı talep etmeyip birikmiş nafakayı tahsil etmesi bu paranın "alelade alacak niteliğine" dönüşmesi anlamım kazandırmaz. Çünkü, nafaka alacaklısı istediği an, hükmedilen nafakayı alma olanağına sahip olmalıdır. O halde, birikmiş nafaka alacaklarının da haczi mümkün değildir ( Yargıtay 12. HD'nin 15.01.2019 tarihli, 2018/4928 E, 2019/242 K. sayılı içtihadı). Her ne kadar davalı alacaklı vekili şikayetten sonra, icra dosyasında haczin kaldırılması talebinde bulunmuş ise de haczin kalktığına ilişkin icra dosyasına herhangi bir cevabi yazı yazılmadığından şikayet konusuz kalmamıştır....

        DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı tarafından birikmiş iştirak nafakasının tahsili amacıyla hakkında icra takibi başlatıldığını, ancak davacının nafaka borcu bulunmadığını, ortak çocuk için ödenmesi gereken nafaka borcunun, davalının talebi üzerine, davalıya ait Türkiye İş Bankası... Şubesi ile Denizbank... Şubesi'ndeki hesaplara düzenli olarak yatırıldığını, hatta zaman zaman özel okulun Denizbank... Şubesi'ndeki hesabına okul taksitlerinin ödendiğini ve icra takibinin haksız ve kötü niyetli olduğunu iddia ederek; icra takibi nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespit edilmesine, davalının haksız ve kötü niyetli takip yapmış olması nedeni ile asıl alacağın %20'si üzerinden kötü niyet tazminatı ödemesine hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. II....

          Davalı vekili, istinaf dilekçesinde özetle; tarafların anlaşmalı olarak boşandığını ve nafaka miktarının bizzat davacı tarafından belirlendiğini, davacının yıllardır aynı yerde çalıştığını ve düzenli bir işinin olduğunu, kadının erkeğin iştirak nafakasını düzenli ve eksiksiz ödemesi şartıyla kendisi için nafaka ve tazminat talep etmediğini, kadının imkân buldukça temizliğe giderek çocuklarına baktığını, çocuklar büyüdükçe masraflarının arttığını, nafaka miktarının fazla olmadığını, indirilmesinin değil, bilakis arttırılmasının gerektiğini beyanla, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi istemi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : TMK'nın 355. maddesi uyarınca re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı hâller dışında, istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmıştır. Dava, müşterek çocuklar lehine hükme bağlanan iştirak nafakasının azaltılması istemine ilişkindir....

          Dava, TMK 197.madde gereğince belirlenen önlem nafakalarının artırılması davasıdır. Davacı kadın dava dilekçesinde kendisi için belirlenen nafakanın aylık 500,00 TLye, çocukları için belirlenen nafakaların ise ayrı ayrı 500,00' er TL' ye yükseltilmesini talep etmiştir. Dava basit yargılama usulüne tabi olup HMK 319.madde gereğince; " İddianın genişletilmesi veya değiştirilmesi yasağı dava açılmasıyla; savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi yasağı cevap dilekçesinin mahkemeye verilmesiyle başlar". Bu haliyle davacının dava dilekçesinden sonra kendisi için talep ettiği nafakanın 1.000,00 TL ye yükseltilmesi talebi iddianın genişletilmesi ve değiştirilmesi yasağına tabi olup dikkate alınamayacaktır....

          UYAP Entegrasyonu