İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, toplanan deliller, ceza dosyası kapsamı, davalının ceza dosyasında davaya konu paylaşımları kendisinin yaptığını kabul etmesi ve tüm dosya içeriğine göre davalının davacıya sosyal paylaşım sitesi üzerinden "ŞEREFSİİİİİİİİİİİİİİZ " biçiminde hakarette bulunduğu, bu durumun davacının kişilik haklarına saldırı mahiyetinde bulunduğu ve davacı yararına manevi tazminat koşullarının oluştuğu anlaşıldığı, toplanan deliler ve tüm dosya kapsamından, olayın oluş şekli, sosyal paylaşım sitesindeki hesapta yer alan sözler doğrudan doğruya davacıyı hedef alan hakaret niteliğinde sözler olup, içinde herhangi bir fikir, eleştiri ya da başka bir anlam barındırmadığı, bu haliyle tamamen davacının kişilik haklarına saldırı amacıyla söylendiği, davacıya hitaben kullanılan ifadalerin içeriği, sözlerin herkese açık Facebook hesabında yer alması nedeniyle de davacının manevi olarak zarar gördüğü kanaatine varılmış olup, tarafların sosyal ekonomik durumları ve...
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı istinaf başvuru dilekçesinde; manevi tazminat davasının kabulüne karar verilmesinin hukuka ve kanuna aykırı olduğunu, davacı vekili tarafından dava konusu Facebook isimli sosyal paylaşım sitesi üzerinde hakaret edildiği belirtilen hesabı kendisinin açmadığını ve söz konusu paylaşımları yapmadığını, yerel mahkeme kararında belirtilen delillerin hukuka aykırı şekilde elde edildiğinden yargılama dışı bırakılması gerektiğini, tazminat davalarının hak ve nesafet kurallarına göre değerlendirilerek zenginleşme aracı olarak kullanılmaması gerektiğini belirterek teminat bedelinin tespit edilerek icranın geri bırakılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
talep ve dava etmiştir....
Somut olayda, davalı tarafından yapılan paylaşımın içeriği, paylaşım tarihi, davacının sıfatı, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile manevi tazminatın bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını amaç edinmediği yönündeki ilkeler dikkate alındığında, ilk derece mahkemesince hükmedilen manevi tazminat tutarının fazla olduğu, aynı ilkeler gözetilerek davacı yararına 1.500TL manevi tazminata hükmedilmesinin somut olayın özelliklerine ve manevi tazminatın amacına uygun olacağı kanaatine varılmıştır. Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK 353/1- b-2 maddesi uyarınca kaldırılmasına ve düzeltilerek yeniden esas hakkında "davanın kısmen kabulüne" dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; A)Davalının istinaf başvurusunun duruşma yapılmadan KABULÜ ile, Ankara 35....
Bakanlığının 15.02.2022 tarihli ve 94660652-105-35-27428-2021-Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 08.04.2022 tarihli ve 2022/25865 sayılı ihbarnamesi ile daireye ihbar ve soruşturma evrakı tevdii kılınmakla; Dosya incelenerek gereği düşünüldü: İncelenen dosyada; ... ’da yaşayan şikayetçi Suzan’ın bilgisi dahilinde çekilen ve üzerine başkasına ait 0553… numaralı GSM hattıyla “İletişim WhatsApp” yazılan bir adet fotoğrafının, ... adlı sosyal paylaşım sitesindeki ... adlı kullanıcının hesabından, “Yaparım gözüm merak etme-...” ibarelerinin altında paylaşılmasından dolayı şikayetçi vekilinin 27.05.2021 havale tarihli şikayet dilekçesi üzerine başlatılan adli soruşturma sonunda, ......
- K A R A R - Şikâyetçi vekili dava dışı şirkete ait taşınmazların satışından sonra düzenlenen sıra cetvelinde birinci sıraya alınan alacaklının haciz tarihinin “tapu kaydı” olarak gösterildiğini, oysa adı geçenin ilk haczinin 24.04.2002 tarihli olduğunu ve 09.07.2004 tarihinde yeniden haciz koydurduğunu; kesinleşme tarihinin ise 17.03.2004 olması karşısında, müvekkilinin alacağının dayandığı ilamın alındığı dava tarihinin önce olduğunu ve alacaklarının İcra ve İflas Kanunu'nun 206 ncı maddesi uyarınca öncelik hakkı taşıdığını; paylaşım konusu bedelin öncelikle kendilerine ödenmesi gerektiğini ileri sürerek sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini istemiştir. Vergi Dairesi ve SGK Başkanlığı vekilleri şikâyetin reddi gerektiğini savunmuşlardır. İcra Mahkemesince İstanbul 13....
-TL. duruşma avukatlık parasının ve aşağıda yazılı 10.179.50.-TL bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına, 02.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Davanın bu davalı yönünden ve dava şartı yokluğundan reddi gerekirken esasa girilerek karar verilmesi doğru değildir. 2- Davalı ...’nin temyizine gelince; bedeli paylaşıma konu aracın aynından doğan 1.830,60 YTL.lik Motorlu Taşıtlar Vergisi borcu, satış bedelinden öncelikle ayrılmış; artan 16.269,40 YTL. sıra cetvelinde adı geçen davalıya bırakılmıştır. 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 21/II nci maddesine göre, üçüncü kişiler tarafından haczolunan bir mal, paraya çevrilmeden önce bir kamu alacağı için de haczedilirse, satış bedeli garameten paylaştırılır. Davacının haczi 25.04.2003, davalı ... Dairesinin haczi ise 19.09.2003 günlü olup, anılan yasal düzenleme gereği paylaşım konusu paranın garameten taksimi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın kabulünde isabet görülmemiştir. SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, 2.11.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi. Aslı gibidir....
- K A R A R - Davacılar vekili, taraflar arasında iki gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, sözleşme şartları ve edimleri arasında nispetsizlik bulunduğu ikinci bir sözleşme ile ilk sözleşmenin paylaşım oranlarının farklı olduğunu, davalı tarafın suiniyetle imar durumundan sonra ilk sözleşmede belirlenen 160/50 payı ile 5 daire paylaşım oranı hile ile ikinci sözleşmede değiştirilerek ilk sözleşmedeki 5 daire yerine 3 daireye indirildiğini, sözleşmede belirtilenin çok altında paylaşım nedeniyle müvekkillerinin zarara uğradığını ileri sürerek, müvekkillerinin zararlarının hisseleri oranında tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ... vekili, davanın yanlış hasma karşı açıldığını, davaya konu sözleşmelerin müvekkili ile müvekkilinin mesul müdürü olduğu ...Ltd. Şti. arasında imzalandığını, davanın husumet nedeniyle reddini istemiştir. Davalı ...'...
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin 28.02.2023 tarihli ve 2022/624 Esas, 2023/425 Karar sayılı kararıyla; mirasbırakanın mal kaçırma kastı ile hareket ettiğine dair bir ispatın olmadığı, bunun aksine mirasçıları arasında sağlığında mal paylaşımı amacı güttüğü, dolayısıyla mirasbırakanın TMK'nın 565/4 üncü maddesi kapsamında saklı pay kurallarını etkisiz kılmak amacıyla hareket etmediği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B. Temyiz Sebepleri Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itirazlarını yineleyip verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1....