"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, ortak miras bırakan babaları ... ...’in kayden malik olduğu 2321 parsel sayılı taşınmazın çıplak mülkiyetini mirasçıdan mal kaçırmak amacıyla davalı kızlarına tapuda satış göstermek suretiyle temlik ettiğini, işlemin muvazaalı olduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ile miras payları oranında tüm mirasçılar adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalılar, anne ve babasının sağlıklarında mal paylaşımı yaptıklarını, anneleri adına kayıtlı ve daha değerli olan 433 ada, 4 parselde yer alan 19 nolu bağımsız bölümün çıplak mülkiyetinin 1/2 payla davacı ve eşine temlik edildiğini belirterek, davanın reddini savunmuşlardır....
Büyükçekmece 3'üncü Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/528 (E) sayılı dava dosyasında: Davacı dava dilekçesinde özetle; eşi Songül Karagök'ün evlilik döneminde edindikleri müşterek konutu 26/11/2014 günü akrabası olan davalıya sattığını, eşi Songül Karagök'e karşı tapu iptali ve tescil talebiyle dava açtığını, müşterek konut her ne kadar eşi adına tapuda tescil edilmiş ise de mal paylaşımı rejimi gereği eşler arasında ortak olduğunu belirterek tapunun iptaliyle yarı değerinin adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı T2 cevap dilekçesinde özetle; dava konusu konutun davacı ve eşinin müşterek kararı sonucu davalıya 70.000,00 TL bedelle satılarak bedelinin tahsil edildiğini, davacının eski eşiyle müvekkilinin akraba olduğunun doğru olduğunu, ancak akrabalığın uzak olması nedeniyle muvazaanın akla gelemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
olacak değişiklikler nedeniyle hakkın elde edilmesinin zorlaşması veya tamamen imkansız hale gelmesi ihtimalinin söz konusu olduğunu, yerel mahkemece taşınmaz ve bankalar üzerindeki ihtiyati tedbir talebimizin reddedilmesinin son derece hatalı olduğunu, ihtiyati tedbir kararının mal paylaşımı davası sonunda elde edilecek hak ve alacağı temine yönelik olduğunu, bu nedenlerle de boşanma davası devam ederken talepleri kapsamında ihtiyati tedbir kararının reddedilmesinin müvekkilinin hak kaybına neden olacağını, boşanma davasının ne şekilde neticeleneceği, yerel mahkeme kararı sonrasında taraflarca diğer kanun yollarına başvurulup başvurulmayacağı hususlarının belirsiz olduğunu, yerel mahkemenin dosyası dava konusu mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan katkı payı, değer artış payı ve katılma alacağı taleplerinden ibaret olmakla bu taleplerin değerlendirilmesi için de boşanma davasının sonuçlanması (kesinleşmesi) beklenmesi, bu süreçte mahkemenin her iki tarafın da hak ve alacaklarını korumak...
Dava; mal rejiminin boşanma nedeniyle sona ermesi nedenine dayalı katılma alacağı isteğine ilişkindir. Taraflar 30/03/1989 tarihinde evlenmiş, 15/03/2011 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin kararın 31/10/2013 tarihinde kesinleşmesiyle evlilik birliği son bulmuştur. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir (TMK.nun 225/2. m.) Taraflar arasında TMK.nun yürürlüğe girdiği 01/01/2002 tarihinden boşanma davasının açıldığı tarihe kadar başka bir mal rejimini seçtiklerini ileri sürmediklerinden yasal mal rejimi olarak kabul edilen edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK.nun 202 m)....
Mal ayrılığı rejiminde; eşler kendi malları üzerinde tasarruf yetkisine ve intifa hakkına sahiptir ve mallarının idaresi kendisine aittir (TKM m.186/1). Her birinin malları, geliri ve kendi kazançları yine kendilerine ait kişisel mallarıdır (TKM m.189). Kadın veya kocanın, diğerinin mal rejiminin devamı sırasında edindiği mal varlığına katkısı nedeniyle katkı payı alacağı isteyebilmesi için, mutlaka para ya da para ile ölçülebilen maddi veya hizmet değeriyle katkıda bulunması gerekir. Bu katkı, ziynet, miras veya bağış yoluyla elde edilen başka mal varlıklarının kullanılması ile toplu olarak yapılabileceği gibi, çalışan eşin gelirleriyle de yapılması mümkündür. Çalışarak, düzenli ve sürekli gelire (maaş, gündelik, kar payı vs. gibi) sahip eşin, aksi kanıtlanmadıkça diğer eşin sahip olduğu mal varlığına yapabileceği tasarruf oranında katkıda bulunduğunun kabulü gerekir. Yargıtay'ın devamlılık gösteren uygulamaları da bu yöndedir....
GEREKÇE İleri sürülen iddia ve savunmaların toplanan delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin açıkça gösterildiği, vicdani kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin katılanın istikrarlı beyanları, tanık beyanı ve adli doktor raporu ile saptandığı, alınan raporların yeterli ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, katılanın adli raporuna yansıyan yaralanması dikkate alındığında belirlenen temel cezanın yerinde olduğu, dosya içeriğinden varlığı anlaşılan, katılandan sanığa yönelen ve haksız tahrik oluşturan bir eylem bulunmadığı, sanık ile katılanın mal paylaşımı nedeniyle tartıştıkları ve sanığın katılanı sopa ile kasten yaraladığı ve meşru savunma koşullarının mevcut olmadığı, takdiri indirimin Mahkemenin takdir yetkisi kapsamında, yasal, yerinde ve yeterli gerekçelerle uygulanmasına karar verildiği anlaşılmıştır. V....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 01/06/2021 NUMARASI : 2020/537 ESAS - 2021/336 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma Ve Mal Paylaşımı (Zina Nedenli Boşanma Ve Mal Paylaşımı) KARAR : Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükme karşı davacı tarafından istinaf başvurusunda bulunulduğu, dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere mahkememize gönderildiği ve istinaf isteminin süresi içerisinde yapıldığı anlaşılmakla, davacı tarafından istinaf incelemesinin duruşmalı yapılması istenmiş ise de, 6100 sayılı HMK’nin 353. maddesi gereğince tahkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verilerek, dosya incelendi; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların TMK 161. Maddesi, olmadığı takdirde TMK.nun 162. Maddesi gereğince boşanmalarına, davacı lehine 30.000,00 TL maddi, 50.000,00 TL manevi tazminat ile aylık 1.500,00 TL tedbir/yoksulluk nafakasına, ziynet eşyaları bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir....
Tüm bu anlatılanlar ışığında asıl dava konusu taşınmazın evlilik birliği içerisinde 04/02/2010 tarihinde Ziraat Bankası'ndan çekilen kredi ile edinildiği ve davalı/birleşen dava davacısı kadın lehine tescil olunduğu, taraflarca 19.677,00 TL kredi ödemesinin boşanma davasının açıldığı tarih olan 07/06/2011 tarihine kadar yapıldığı, boşanma davası açıldıktan sonra yapılacak ödemelerin davalı/birleşen dava davacısının kişisel malı olacağı, bilirkişi tarafından hesaplanmış olup mahkememizce usul ve yasaya uygun bulunan rapor doğrultusunda davacı/birleşen dava davalısının 82.268,10 TL alacağı olduğu, hesaplanan katılma alacağından davacının karşı tarafça ödendiği kabul olunan 60.000,00 TL'nin mahsubu ile bakiye 22.268,10 TL katılma olacağı olduğu, birleşen dava konusu işletmenin 05/01/2007 tarihinde davacı/birleşen dava davalısı tarafından kiralandığı ve 16/02/2007 tarihinde işletme ruhsatı alındığı, boşanma davasının açıldığı tarih olan 07/06/2011 tarihine kadar işletmenin kar miktarı tespit...
ASLİYE HUKUK (AİLE)MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2023/336 ESAS DAVA KONUSU : Boşanma ve Mal Paylaşımı KARAR : Davacı vekili dava dilekçesi ile; 50.000 TL dava değeri belirtmek suretiyle mal rejiminin tasfiyesi kapsamında alacak talebi ile tarafların boşanmalarını ve boşanmaya bağlı feri taleplerde bulunduğu ayrıca davalının mal varlıkları üzerine ihtiyati tedbir talebinde bulunduğu anlaşılmıştır. Mahkemece 06.07.2023 tarihli tensip tutanağının (9) nolu ara kararı ile davacı tarafın istinaf taleplerinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Davacı vekilinin istinafı 06.07.2023 tarihli ihtiyati tedbirin reddi ara kararına yöneliktir. Davacı vekilinin 05.09.2023 tarihli talep dilekçesine istinaden mahkemece 05.09.2023 tarihli ara kararı ile davalı adına kayıtlı Aliağa'da bulunan taşınmazına ihtiyati tedbir konulmasına karar verildiği anlaşılmıştır....
ASLİYE HUKUK TARİHİ : 17/03/2020 NUMARASI : 2020/56 ESAS - 2020/272 KARAR DAVA KONUSU : TASARRUFUN İPTALİ KARAR : İlk derece mahkemesince verilen 17/03/2020 tarihli karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş, dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olmakla dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının eşiyle arasındaki boşanma davası ve mal paylaşımı davasının devam ettiğini, eşi Şükrü Şamlıoğlu ile Antalya Beton Çimento Ticaret Ltd şti üzerinde birlikte hissedar olduklarını, Şükrü Şamlıoğlu'nun şirket adına kayıtlı bir çok taşınır, araç ve taşınmazı farklı farklı tarihlerde davalılar üzerine devrettiğini, şirketin tüm mal varlığının diğer davalılara devredildiğini, bütün bu işlemlerin davacı olan müvekkilinden mal kaçırmak amacıyla yapıldığını, muvazaalı olduğunu belirterek tasarrufların iptalini talep etmiştir....