GEREKÇE : Davacı vekili, müvekkilinin aralarında boşanma ve mal paylaşımı davası devam eden dava dışı ... davalı Vesa şirketinde %50 hisseli ortakları olduğunu, dava dışı ortağın mal kaçırmak amacıyla müvekkilinin haberi olmadan şirketin kısmi bölünmesine, şirketin sahibi olduğu taşınmazların kısmi bölünme yolu ile kurulacak yeni şirketlere devredilmesine ilişkin sahte ortaklar kurulu kararı aldığını ve bu şirkete ait taşınmazları, ... şirketinin bölünmesi ile oluşan diğer davalı şirketlere devrettiğini ileri sürerek 23/10/2019 tarihli ortaklar kurulu kararının iptaline, bu karara istinaden yapılan kısmi bölünme işleminin ve bölünme işlemi sonucu kurulan yeni şirketlere devredilen taşınmazların devir işleminin iptaline,kısmi bölünme sonucu kurulan ... Tic. ve San. A.Ş. ile ... Tic. ve San. A.Ş.'...
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların 11.05.2017 tarihinde Almanya'da HOF Bölge Mahkemesi Aile İlişkileri Bölümü 002 F 1102/16 sayılı dosyası üzerinden görülen boşanma davası ile boşandıklarını, kararın 27.01.2021 tarihinde kesinleştiğini belirterek davanın kabulü ile tarafların boşanması ile sonuçlanan ve kesinleşen HOF Bölge Mahkemesi Aile İlişkileri Bölümü 002 F 1102/16 sayılı kararının Türkiye'de tanınması ve tenfizine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. II. CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde; yabancı mahkeme yargılamasında davalının mahkemeye çağrılmadığını veya o mahkemede temsil edilmediğini, gıyabında ya da yokluğunda karar verildiğini, bu durumun Türk Hukukuna aykırı olduğunu, kararın tercümesinin noter tarafından onaylanmamış olduğunu, tarafların Almanya'da nafaka ve mal paylaşımı davasının devam ettiğini belirterek davanın reddine karar verilemesini talep etmiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI 1.İstanbul Anadolu 23....
Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacının nafaka ve tazminat talebinin reddi ile, adil bir şekilde mal paylaşımı yapılmak suretiyle tarafların boşanmalarını talep etmiştir. İlk derece mahkemesinin 11/09/2020 tarihli ara kararı ile; davacı tarafın davalı T4 üzerine kayıtlı bulunan tüm taşınmazlara ve adına kayıtlı araç kayıtlarına tedbir konulması talebinin reddine hükmedilmiştir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 29/01/2021 NUMARASI : 2019/410 ESAS-2021/53 KARAR DAVA KONUSU : Temelden Sarsılma Nedenli Boşanma Ve Mal Paylaşımı KARAR : Yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı/ karşı davalı dava dilekçesinde özetle; evlilik sonrasında eşinin olumsuz kişiliği ortaya çıktığını, düğünde takılan katıları sattığını, çalışmadığını ve ihtiyaçlarını karşılamadığını, nezaketsiz, asabi ve geçimsiz bir kişiliği olduğunu küçük sorunları bile büyüterek kavga ve tartışma ortamı ile aylar geçtiğini belirterek müşterek çocuğun velayetinin tarafına verilmesini, müşterek çocuk için aylık 9.000- TL tedbir/iştirak nafakasına, kendi yararına 40.000- TL manevi tazminata ve boşanmalarına karar verilmesini istemiştir....
Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar, eşlerin bu yöndeki irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Anlaşmanın bozulması ile anlaşmalı boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir. Böyle bir durumda, davaya “çekişmeli boşanma” (TMK md.166/1,2) olarak devam edilmesi, buna bağlı olarak da mahkemece, taraflara iddia ve savunmalarının dayanağı bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini içeren beyan ile iddia ve savunmanın dayanağı olarak ileri sürülen her bir vakıanın ispatını sağlayacak delillerini sunmak ve dilekçelerin karşılıklı verilmesini sağlamak üzere süre verilip ön inceleme yapılarak tahkikata geçildikten sonra usulüne uygun şekilde gösterilen deliller toplanarak gerçekleşecek sonucu uyarınca karar verilmesi gerekmektedir. Yargıtay 2....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Tarafların arasında ülkemizde açılmış bir boşanma davasının bulunmamakta olduğunu, zira bu davanın açılabilmesi için taraflar arasında boşanma davasının olmasını ve davanın açıldığı bir tarihte mevcut mal rejiminin sona ermiş olacağından usulen açılmış bir boşanma davası da olmadığından mal rejiminin tasfiyesine yönelik açılan bu davanın esastan incelenmesi ve karar verilmesinin mümkün olmadığını, mal rejiminin tasfiyesine yönelik bir davanın esastan incelenip hüküm kurulabilmesi için taraflar arasında bir boşanma davasının olması gerektiğini, davanın bekletici mesele yapılarak boşanma kararının kesinleşmesinin zorunlu olduğunu, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davada yetkisizlik kararı verilerek İzmir-Karşıyaka Aile Mahkemelerinin yetkili olduğunun belirtilmesini, davanın açıldığı 27/05/2022 tarihinde usule uygun açılmış bir boşanma davası olmadığından davanın reddini, aksi halde davacının bir katkısının olduğu katılma alacağı bulunmadığından...
Davalılar, iddiaların doğru olmadığını, mirasbırakanın mal kaçırma kastının bulunmadığını, paylaştırma ve denkleştirme kastıyla hareket ederek sağlığında mirasçıları arasında mal paylaşımı yaptığını, davacıya da bir çok kazandırmada bulunduğunu, dava dışı mirasçı kız kardeş Saime’ye mal paylaşımından az yer verildiği için onun açtığı davanın kabulüne karar verildiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır. İlk derece Mahkemesince, temliklerin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabülüne karar verilmiş, davalılar vekilinin istinafı üzerine, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince istinaf başvurunun HMK'nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar vermiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, mirasbırakan babası ...’ın 122 ve 197 parsel sayılı taşınmazları ile 205 parsel sayılı taşınmazdaki 1/3 payını 28.03.2007 tarihinde satış göstermek suretiyle oğlu olan davalı ...’e devrettiğini, temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu, davalı ile birlikte yaşayan mirasbırakanın yaşlı, özürlü ve bakıma muhtaç olmasından faydalanıldığını ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı, taşınmazı bedeli karşılığında satın aldığını, davacı kız kardeşine de başkaca taşınmazlar verildiğini, babasının tüm bakım ve ihtiyaçları ile ilgilendiğini, mirasbırakanın mirasçıları arasında mal paylaşımı yaptığını belirterek davanın reddini savunmuş, yargılama sırasında davalının ölümü üzerine mirasçıları davaya dahil edilmiştir....
Taraflar 28.01.2000 tarihinde evlenmişler, 26.03.2007 tarihinde açılan ve kabul ile sonuçlanması üzerine 29.09.2009 tarihinde kesinleşen karar ile boşanmışlardır. Taraflar arasında evlenme tarihi olan 28.01.2000 tarihinden, 4721 sayılı TMK.nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar 743 sayılı TKM.nin 170. maddesi uyarınca mal ayrılığı, 01.01.2002 tarihinden boşanma davasının açıldığı 26.03.2007 tarihine kadar başka bir mal rejimini de seçtiklerini (4722 s.K. m.10/1) ileri sürmediklerine göre yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK. m.202). Eşler arasındaki mal rejimi TMK.nun 225/2. fıkrası uyarınca boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2018/273 Esas 2018/404 Karar sayılı ilamıyla boşandıklarını, davalının evrakları kendisinin hazırladığını, müvekkilinin de okumadan, neye imza attığını bilmeden verilen belgeleri imzaladığını fakat düğünde takılan ziynet eşyalarının, altınların ve ev eşyalarının hiçbirinin müvekkiline verilmediğini, müvekkilinin verilen evraklara boşanmak için imza attığını düşündüğünü, mal rejimine ilişkin imza attığını hiç düşünmediğini, bu şekilde bir protokole imza attığını çok sonra öğrendiğini, kaldı ki boşanma protokolünde belirtilen ibarelerin mal paylaşımı talep hakkından feragat anlamına gelmediğini, protokolde "katkı payı, değer artış payı ve katılma alacağı talep haklarımdan feragat ediyorum" gibi açık ve kesin bir ifade bulunmadığını, ayrıca anlaşmalı boşanma kararının hüküm fıkrasında mallar konusunda kurulmuş bir hüküm bulunmadığını, öte yandan delil listelerinde açıkça yemin delili yer almasına rağmen yemin teklifinde bulunup bulunmayacakları hususun taraflara...