Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı dilekçesinde; davalı ile 21.10.1999 tarihinde verilen kararla boşandıklarını ve boşanma davasında lehine 15 TL tedbir nafakasına hükmedildiğini ancak boşanma kararının kesinleşmesiyle birlikte nafakanın kesildiğini, çalışmayıp, yardıma muhtaç durumda olduğunu iddia ederek; kendisi için aylık 250 TL yoksulluk, müşterek çocuk için ise aylık 250 TL iştirak nafakası ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Hukuk dairesi 2020/4002 Esas, 2020/5193 Karar 02.11.2020 tarihli kararıyla maddi tazminatın düşük olduğundan bahisle ve yoksulluk nafakası yönünden kararın bozulmasına karar verildiğini, boşanma davası kesinleştikten sonra müvekkiline ödenen tedbir nafakasının sona ereceğini, iki çocuğuyla yaşayan müvekkilinin eğitim çağındaki küçük kızı için takdir edilen iştirak nafakası ile geçinmekte zorlanacağını, davalının ise mesleğinin hekimlik ve döner sermaye ek geliri olduğundan ekonomik durumunun iyi olduğunu belirterek davacı için boşanma davası kesinleştikten sonra aylık 1.500,00TL yoksulluk nafakası takdirine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Hukuk dairesi 2020/4002 Esas, 2020/5193 Karar 02.11.2020 tarihli kararıyla maddi tazminatın düşük olduğundan bahisle ve yoksulluk nafakası yönünden kararın bozulmasına karar verildiğini, boşanma davası kesinleştikten sonra müvekkiline ödenen tedbir nafakasının sona ereceğini, iki çocuğuyla yaşayan müvekkilinin eğitim çağındaki küçük kızı için takdir edilen iştirak nafakası ile geçinmekte zorlanacağını, davalının ise mesleğinin hekimlik ve döner sermaye ek geliri olduğundan ekonomik durumunun iyi olduğunu belirterek davacı için boşanma davası kesinleştikten sonra aylık 1.500,00TL yoksulluk nafakası takdirine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
nafakası talebinin ve maddi-manevi tazminat taleplerinin reddine, -7.500,00 TL maddi ve 7.500,00 TL manevi tazminatın davalı/karşı davacı kocadan tahsili ile davacı/karşı davalıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,"karar verilmiştir....
Davalı-davacı kadın tarafından açılan tedbir nafakası davasında ise, kadının ayrı yaşamada haklı olduğu kabul edilerek kadın ve yanında kalan ortak çocuk için ara karar ile verilen 100,00 TL tedbir nafakasının, kararın kesinleşmesinden itibaren ayrı ayrı 250,00 TL iştirak ve yoksulluk nafakası olarak devamına karar verilmiştir. Yoksulluk ve iştirak nafakası, boşanma davasının eki niteliğindedir. Somut olayda erkeğin açtığı boşanma davası reddedilmiştir. Bu husus nazara alınmadan kadın yararına yoksulluk ve iştirak nafakasına hükmedilmesi doğru görülmemiştir. Ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün bu yönden düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir (HUMK m. 438/7)....
Davacı, anlaşmalı olarak boşanacağı düşüncesi ile nafaka talebinin bulunmadığını bildirmiş ise de, davalı boşanma isteğini kabul etmediğinden, dava çekişmeli boşanmaya dönüşmüş, davacı 14.07.2011 tarihli dilekçe ile yoksulluk nafakası talebinde bulunmuştur. Davacının dava dilekçesinde yer alan nafaka talebi olmadığına ilişkin beyanı anlaşmalı boşanmaya karar verilmesi halinde geçerlidir. Davaya çekişmeli boşanma olarak devam edildiğine göre, davacının yoksulluk nafakası talebinin olmadığı söylenemez. Toplanan delillerden, davacının sürekli bir işinin ve düzenli bir gelirinin bulunmadığı, boşanma ile yoksulluğa düşeceği anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanununun 175. madde koşullarının davacı yararına gerçekleştiği gözetilmeden, yazılı gerekçe ile davacının yoksulluk nafakası isteğinin reddi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....
Bir başka anlatımla boşanma hükmü kesinleşmiş ise eklentilerin (Yoksulluk nafakası, iştirak nafakası, maddi ve manevi tazminat vs.) infaz edilmesi için eklentiler yönünden kararın kesinleşmesi gerekmez. Somut olayda; 08.07.2013 tarihinde başlatılan takipte; takibe konu Asliye Hukuk Mahkemesi'nin (Aile Mahkemesi sıfatıyla) 20.03.2013 tarih ve 2011/577 Esas, 2013/100 Karar sayılı tarafların boşanmalarına ilişkin hüküm, kesinleşme şerhi ve Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 27.02.2014 tarihli onama ilamında ''hükmün davacı-karşı davalı (kadın) tarafından tazminat ve iştirak nafakalarının miktarı ile kişisel ilişki ve yoksulluk nafakası talebinin reddi yönünden, davalı-karşı davacı (koca) tarafından ise yetki itirazı kusur belirlemesi, velayet, tazminatlar ve nafaka yönünden temyiz edildiği yönündeki açıklamaları birlikte değerlendirildiğinde, hükmün boşanma yönünden temyiz edilmeyerek 17.06.2013 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır....
ASLİYE HUKUK(AİLE)MAHKEMESİ TARİHİ : 18/02/2020 NUMARASI : 2019/425 ESAS - 2020/134 KARAR DAVA KONUSU : Nafaka (Katılım Nafakası) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda; Bergama 1....
Boşanma davasının açıldığı tarihten itibaren tedbir nafakası olarak verilen ve boşanma kararının kesinleşmesinden sonra da yoksulluk nafakası olarak devamına dair hüküm kurulan ve temyiz aşamasında olan bir karar varken aynı konuda, ek tedbir nafakası adı altında yeniden nafaka takdiri, derdest bir davanın varlığı dikkate alınmadan verilmiş bir karar olup doğru görülmemiş ise de; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 1.fıkrasında yer alan "...tedbir nafakasının 7.11.2007 tarihinden itibaren boşanma kararı kesinleşene kadar 100,00 TL olarak devamına" ifadelerinin hüküm fıkrasından çıkartılmak suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 23.9.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Mahkemece; davacının boşanma davası sırasında iştirak nafakası hakkından feragatinin artık bir daha iştirak nafakası talep etmeyeceği anlamına geldiği gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. TMK'nun 182/2. maddesine göre boşanma veya ayrılık vukuunda velayet kendisine verilmeyen eş, küçük çocuğun bakım ve eğitim giderlerine ”gücü” oranında katılmak zorundadır. Bu husus kamu düzenine ilişkin olup, tarafların iradesine tabi kılınmamıştır. Dolayısıyla anlaşmalı boşanma ile iştirak nafakası istenilmemiş olsa bile sonradan bu istem gündeme getirilebilir. Boşanma esnasında iştirak nafakası talep edilmemesi, küçüğün ergin olacağı tarihe dek sürecek olan nafakayı kapsamaz. İştirak nafakası her an doğup işleyen haklardandır. Bu nedenle, mahkemece; tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile küçüğün ihtiyaçları dikkate alınıp uygun bir nafakaya hükmedilmelidir....