WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

O halde mahkemece taraflara iddia ve savunmalarının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini içeren beyanları ile iddia ve savunmalarının dayanağı olarak ileri sürdükleri her bir vakıanın ispatını sağlayacak delillerini sunmaları ve dilekçelerin karşılıklı verilmesini sağlamak üzere süre verilip, ön inceleme yapılarak tahkikata geçildikten sonra usulüne uygun şekilde gösterilen deliller toplanmak suretiyle gerçekleşecek sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekirken, açıklanan hususlar yerine getirilmeden tahkikat yapılarak yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. b-)Dava, anlaşmalı boşanma davası (TMK m. 166/3) olarak açılmış, anlaşma sağlanamaması üzerine dava çekişmeli boşanma davasına (TMK m. 166/1-2) dönüşmüştür. Davalı kadın duruşmada ziynet alacağı sebebi ile 15.000 TL maddi tazminat talebinde bulunmuştur. Mahkemece davalı kadın lehine ziynet alacağı bedeli olarak 15.000 TL maddi tazminata hükmetmedilmiştir....

    Davacının boşanma davasını TMK 166/son, TMK 166/1 veya her iki hukuki sebebe terditli olarak dayandırıp dayandırmadığı sorulmalı, istem açıklığa kavuşturulduktan sonra isteme bağlı kalınarak mahkemece yapılacak hukuki nitelendirmeye dayalı olarak dosyada kanıtlar değerlendirilmek suretiyle HMK 297. madde çerçevesinde gerekçeli karar ve hüküm oluşturulmalıdır. 22.07.2020 tarihli ve 7251 Sayılı Yasa ile Değişik HMK'nın 353/(1)-a-6. maddesinde; "Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması" halinde HMK 353/(1)-a-6. bendi uyarınca bölge adliye mahkemesinin, esası incelemeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar vereceği yönünde düzenleme getirilmiştir....

    Aile Mahkemesinin 2019/122 esas ve 2019/57 karar sayılı dosyası) vekalet ücretine yönelik istinaf taleplerinin incelenmesinde; Davacı/davalı erkek, asıl davada birden fazla hukuki sebebe dayanarak zina (TMK md. 161) ve evlilik birliğinin sarsılması (TMK md. 166/1,2) nedenine dayalı olarak boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir. Asıl davada; davacı/davalı erkeğin zina (TMK md. 161) ve evlilik birliğinin sarsılması (TMK md. 166/1,2) nedenlerine dayalı her iki boşanma talebi de kabul edilmiş olup erkek yararına her iki yönden de iki ayrı vekalet ücreti takdir edilmiştir. Ancak dava, farklı hukuki sebebe dayanılarak açılmış olup; ortada iki ayrı dava değil, tek dava vardır. O halde davacı/davalı erkek yararına asıl davada boşanma davasının kabulü yönünden tek bir vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken kabul edilen zina ve evlilik birliğinin sarsılması nedenlerine dayalı boşanma talepleri yönünden iki ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi hatalı olmuştur....

    Aile Mahkemesinin 2017/504 esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Davacı erkek tarafından TMK 166/3 maddesine dayalı olarak boşanma davası açılmış, taraflarca mahkemeye sunulan 20/06/2017 tarihli anlaşmalı boşanma protokolünde, boşanma sebebiyle her iki tarafın birbirlerinden tedbir, yoksulluk nafakası veya herhangi bir şekilde maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmadığı, tarafların çeyiz ve özel ev eşyaları konusunda anlaştığı, birbirlerinden eşyalar ve ziynet eşyaları konusunda başka bir talepleri olmadığı belirtilmiştir. 20/06/2017 tarihinde tarafların her ikisinin katılımı ile gerçekleşen duruşmada, taraflar karşılıklı olarak boşanma ve boşanmanın mali sonuçları kapsamında sunulun protokol dairesinde anlaştıklarını beyan etmişlerdir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından her üç dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı-karşı davalı kadın, evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1) hukuki sebebine dayalı olarak boşanma talebinde bulunmuş, davalı-karşı davacı erkek karşı davasıyla zina hukuki sebebine dayalı boşanma istemiş ve daha sonra birleşen davasıyla TMK’nun 166/1. maddesi uyarınca ayrı bir dava daha ikame etmiş, mahkemece davacı-karşı davalı kadının davasının reddine, davalı-karşı davacı erkeğin ise TMK 161. maddesine dayalı boşanma talebinin ve TMK’nun 166/1. maddesine dayalı birleşen davasının kabulüyle tarafların boşanmalarına karar vermiştir....

        Tüm dosya birlikte değerlendirildiğinde; tarafların 17/12/2010 tarihinde resmi olarak evlendikleri, bu evliliklerinden, 22/11/2014 d.lu Meyra isimli 1 müşterek çocuklarının olduğu, TMK'nun 161 maddesi uyarınca zina, olmadığı takdirde TMK'nun 166/1- 2 maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelden sarsılması nedenine dayalı terditli olarak açılan boşanma ve ferilerine ilişkin talepte bulunarak boşanma davası açıldığı, anlaşılmıştır....

        Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı-davalı kadın, zina (TMK m.161), haysiyetsiz hayat sürme (TMK m.163) ve evlilik birliğinin sarsılması sebeplerine (TMK m.166/1) dayalı olarak boşanma talebinde bulunmuş mahkemece kadının zina (TMK 166) ve haysiyetsiz hayat sürme (TMK m.163) sebebine dayalı boşanma taleplerinin reddine, Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesi uyarınca ise davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden, mahkemece uyulan Dairemizin 2015/5549 esas ve 2015/22799 karar sayılı 01.12.2015 tarihli ilamı ve mahkemenin de kabulünde olduğu üzere; davalı-davacı erkeğin sadakatsizlik eyleminin sabit olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda davacı-davalı kadının zinaya dayalı boşanma davasını ispatladığının kabulü gerekir....

          Açıklandığı gibi davacı kocanın evlilik birliğinde edinilen mallarla ilgili olarak davalı kadından ayın isteme hakkı bulunmayıp değer artış payı veya katılma alacağı istemesi mümkündür. Bu açıklamalar karşısında mahkemece davacının tapu iptali ve tescille ilgili talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmiş olması da doğru değildir. Ancak, davacı tarafın tapu iptali ve tescil isteğinin yanında terditli olarak değer artış payı ve katılma alacağını içeren isteğinin de bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacının dava konusu meskenle ilgili değer artış payı ve katılma alacağı isteği dikkate alınarak taraf delillerinin toplanması ve delillere göre TMK. nun 202 ve devam eden maddeleri gereğince olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekir....

            Taşınmazın tapu kaydının danışıklı (muvazaalı) olarak üçüncü kişi üzerinde tutulduğuna ilişkin bir iddia ve delil mevcut değildir. Yine taşınmazın tapu kaydında 1986 yılında konulmuş haciz şerhi mevcuttur. Bir malın katılma alacağı için tasfiye hesabına dahil edilebilmesi için; mal rejiminin sona erdiği tarihte (somut davada tarafların boşanmalarına ilişkin davanın açılma tarihidir) mevcut olması gerekir (TMK. m. 235/ı). Bu durumda, taşınmaz tarafların boşanma dava tarihinde eş adına kayıtlı olmadığı ve danışıklı işlem sonucu üçüncü kişi üzerinde tutulduğu iddia ve ispat edilemediğine göre; bu aşamada TMK. 229. maddesi uyarınca "eklenecek değer" olarak da hesaba katılamaz. Diğer yandan taşınmazın tapu kaydındaki haciz şerhinin, TMK. 230/2. maddesi uyarınca artık değer hesabında pasif olarak yer alması gerekip gerekmediğinin de göz önüne alınması gerekir....

              Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre boşanma (TMK md. 166/1) kararı verilmesi gerekirken yetersiz ve yasal olmayan gerekçeyle davanın reddi uygun görülmemiştir. 2-Davacı kadın tarafından mal rejiminin tasfiyesi talep edilmiş olup mal rejiminin tasfiyesine yönelik bu isteğin incelenebilmesinin; eşler arasındaki mal rejiminin sona ermesi halinde mümkün olduğu, evliliğin iptal veya boşanma sebebiyle sona erdirilmesi halinde mal rejiminin buna ilişkin davanın dava tarihinden geçerli olmak üzere sona ereceği (TMK. 225/2). boşanma yönünde oluşacak hüküm kesinleşmedikçe, bu taleplerin incelenmesinin yasal olarak mümkün bulunmadığı hususları dikkate alınarak, davacı kadının davasındaki mal rejiminin tasfiyesine ilişkin talebinin tefrik edilip boşanma davasının neticelenmesinin beklenmesi ve oluşacak sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekir....

                UYAP Entegrasyonu