Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı-davalı kadın dava dilekçesinde zina (TMK m. 161) ve evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1) hukuksal sebeplerine dayalı olarak boşanma davası açmıştır. Mahkemece davacı-karşı davalı kadının boşanma davasının TMK 161. maddesi uyarınca kabulü ile boşanmaya karar verilmiş, kadının TMK 166/1. maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma talebi hakkında hüküm kurulmamıştır. Mahkeme dava konusu yapılan her bir boşanma sebebi hakkında ayrı ayrı hüküm kurmak zorundadır (HMK m. 26/1). Davacı-davalı kadının Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmaması isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir....
Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi uyarınca boşanma nedeniyle, kocanın mevcut ve beklenen menfaatinin ne şekilde zedelendiği hususunda herhangi bir gerekçede gösterilmeden, koca yararına maddi tazminata hükmedilmesinin yerinde olmadığı düşüncesiyle maddi tazminatın onanmasına ilişkin çoğunluk kararına katılmıyorum. KARŞI OY YAZISI Tarafların karşılıklı olarak evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanma (TMK. m. 166 f. I) davası açtıkları; kadının boşanma davasının reddine , kocanın boşanma davasının kabulüne karar verildiği ve boşanmaya sebep olan olaylarda kadının “tam kusurlu olduğu” konusunda değerli çoğunluk ile aramızda “görüş birliği” vardır. Çekişme nedir?; Değerli çoğunluk tarafından “ ...en azından TMK. 185 ve 186 maddelerinden kaynaklanan mevcut menfaatlerinin zedelenmiş olmakla koca yararına uygun miktarda maddi tazminat verilmelidir” görüşü sergilenmiştir....
Hukuk Dairesi'nin09/12/2020 tarihli 2020/4897 Esas sayılı ilamı) Kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası ve miktarına yönelik yapılan incelemede; Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK m.186/1), geçimine (TMK m. 185/3), malların yönetimine (TMK m. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK m.185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır ( TMK m. 169). Tedbir nafakasının miktarı belirlenirken tarafların ekonomik ve sosyal durumları, ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi gözetilir. Kadının maaşının olması, gelirinin davacı erkekten az veya çok olması, erkeğin ortak giderlere katılma yükümlülüğünü büsbütün ortadan kaldırmaz....
verilmesini"talep ve dava etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından; zina hukuksal nedenine dayalı olarak boşanma kararı verilmemesi yönünden, davalı erkek tarafından ise; tümüne yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın, öncelikle zina (TMK m.161), mümkün olmadığı takdirde evlilik birliğinin sarsılması (TMK m.166/1) hukuksal sebeplerine dayalı olarak boşanma talebinde bulunmuş mahkemece kadının zina (TMK m.161) hukuksal sebebine dayalı boşanma talebinin reddine, Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesi uyarınca ise davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir Yapılan yargılama ve toplanan delillerden, mahkemenin de kabulünde olduğu üzere; davalı erkeğin sadakatsizlik eyleminin sabit olduğu anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanunun 161. madde koşulları oluşmuştur....
Değerli çoğunluğun evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle de (TMK. m. 166 f. I-II) boşanma davası açıldığı yönündeki görüşüne katılmıyorum. Yerel mahkeme de aynı düşüncededir. Nitekim hem kısa kararda hem de gerekçeli kararda tarafların TMK m. 163 hükmü gereğince boşanmasına karar verilmiş olup hüküm davacı tarafından da temyiz edilmemiştir. Dava iki ayrı boşanma sebebiyle açılmışsa her bir dava hakkında ayrı ayrı karar oluşturulması gerekmektedir. Oysa davacı suç işleme sebebiyle boşanma (TMK m. 163) davası açmış olup bu sebeple boşanmaya karar verilmiştir. Değerli çoğunluk iki ayrı sebeple boşanma davası açıldığı düşüncesinde ise evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle de (TMK. m. 166 f. I-II) boşanma davası hakkında olumlu ya da olumsuz karar verilmemesini tenkit etmesi gerekirdi. Dava “Suç işleme sebebiyle boşanma (TMK m. 163)” davası olduğuna göre ceza davasının sonucu beklenmeli midir?...
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı karşı davalı kadın vekilinin, zina nedeni ile açılan terditli davanın reddinden dolayı erkek lehine vekâlet ücreti ve yargılama gideri verilmesine yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile kadın vekilinin, zina nedenine dayalı ret ile sonuçlanan davası terditli olarak açıldığından, davalı karşı davacı taraf lehine vekâlet ücreti,yargılama gideri ve harç konusunda karar verilmesine yer olmadığına, kadın vekilinin hüküm altına alınan tazminat( maddî- manevî) ve iştirak nafakası miktarlarına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile; çocuklar yararına 650,00'şer TL iştirak nafakalarının, kadın için 40.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL 'de manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine, kadın vekilinin, zina nedeni ile terditli açtıkları boşanma davasının reddine yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A....
Somut olayda davacı terditli olarak açmış olduğu dava da öncelikle tapu iptali ve tescile karar verilmesini istemişse de, 07.03.1953 tarih ve 1953/8 Esas 1953/7 Karar sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararı uyarınca eşler arasındaki mal rejiminin tasfiyesi sonucunda oluşan hak şahsi bir hak niteliğindeki para alacağı olup ayin başka bir değişle mülkiyet hakkı istenilmeyeceğinden tapu iptali ve tescil isteğine değer verilemez. Hal böyle olunca, TMK'nun 229 ve 230. maddeleri gereğince eklenecek değer veya denkleştirmeye tabi tutulacak borç bulunmamakla, taşınmazın belirlenen karar tarihine en yakın değerinin artık değer olarak kabulü ile aynı Yasa'nın 236. maddesine göre bu değerin yarısına katılma alacağı olarak karar verilmesi doğru olduğundan davacı vekilinin yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun hükmün ONANMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından zina hukuki sebebine dayalı boşanma talebi hakkında bir hüküm kurulmaması, manevi tazminatın miktarı ve aleyhine hükmedilen tedbir nafakası yönünden; davalı kadın tarafından ise hükmün tamamına yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı erkek dava dilekçesinde öncelikle zina (TMK m. 161) olmadığı takdirde evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1) hukuki sebeplerine dayalı olarak boşanma davası açmıştır. Mahkemece TMK 166/1. maddesi uyarınca boşanmaya karar verilmiş, TMK 161. maddesinde düzenlenen zina hukuki sebebine dayalı talep hakkında hüküm kurulmamıştır. Mahkeme dava konusu yapılan herbir boşanma sebebi hakkında ayrı ayrı hüküm kurmak zorundadır (HMK m. 26/1)....
Evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma ve ferilerine ilişkin (TMK m.166/1) eldeki davada, resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf sebepleriyle sınırlı olarak (HMK md. 355) mahkememizce yapılan inceleme sonucunda; Somut olayda; Davalı-karşı davacı erkek dava dilekçesinde, davasını öncelikle terk olmadığı takdirde Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı olarak terditli olarak açmıştır. Mahkemece sadece TMK'nun 166/1 maddesine ilişkin olarak hüküm kurmuş, TMK'nun 164. Maddesinden hüküm kurmamıştır. Taraflardan birinin talebi hakkında olumlu-olumsuz karar verilmemesi kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilir. Mahkemece yapılacak iş erkeğin bu davası hakkında da olumlu-olumsuz karar vermekten ibarettir....