Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının davasındaki boşanma hükmü kesinleştiğinden erkeğin birleşen davasındaki boşanma talebinin konusuz kalmış olması nedeniyle bu talep hakkında karar verilmesine yer olmadığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşine fiziksel şiddet uygulayan ve hakaret eden erkek ile eşine hakaret eden ve aşırı kıskanç davranışları olan kadının eşit kusurlu oldukları, erkeğin güven sarsıcı davranışlarının ispat edilemediği, tarafların eşit kusurlu olması nedeniyle maddî ve manevî tazminata hak kazanamayacakları, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği ve ortak çocuğun babayla birlikte kalması ve velâyet tercihini babadan yana kullanması nedeniyle velâyetinin babaya verilmesinin uygun olacağı gerekçesi ile; erkeğin birleşen davasındaki boşanma talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, tarafların maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, ortak çocuk Nurselin'in velâyetinin...

    Bu itibarla, davacı-davalı erkeğin temyiz yolu kapalı olan ortak konutun tahsisi talebine yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalı-davacı kadının tüm, davacı-davalı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 3-Taraflar arasında görülen karşılıklı boşanma davasının yapılan yargılaması sonucunda, ilk derece mahkemesince boşanma ve ferilerine hükmedilmiş; ortak çocukların velayeti babaya verilerek anne ile kişisel ilişki tesis edilmiştir. Davacı-davalı erkek, temyiz dilekçesinde serbest muhasebeci ve mali müşavir olması nedeniyle, ortak çocuklarla mali tatil olan temmuz ayında tatil yapabileceğini belirterek, anne ile çocuklar arasında temmuz ayında kurulan kişisel ilişkiye itiraz etmiştir....

      Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından, tazminatların miktarı ve velâyet yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Taraflar arasında görülen boşanma davasının yapılan yargılaması sonucunda, ilk derece mahkemesince boşanma ve ferilerine hükmedilmiş; ortak çocukların velâyetleri babaya verilerek anne ile ortak çocuklar arasında kişisel ilişki tesis edilmiştir. Davacı kadın, hükme karşı diğer nedenlerin yanında velayet yönünden de istinaf kanun yoluna başvurmuş ve bölge adliye mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir....

        Kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası ile ortak çocuklar lehine hükmedilen iştirak nafakaları boşanma hükmünün kesinleşme tarihinden itibaren ödenebilir(muaccel) hale gelir ve ÜFE artış oranına da kesinleşme tarihinden itibaren hükmedilir. Nafaka yükümlüsünün dava tarihinden boşanma hükmünün kesinleşmesi tarihine kadar ödeyeceği nafaka tedbir nafakasıdır. İlk derece mahkemesi hükmünde, yoksulluk nafakası ile bu nafakaya artış oranına dava tarihinden itibaren hükmedilmesi ve yine iştirak nafakası ile bu nafakaya artış oranına ise karar tarihinden itibaren hükmedilmesi doğru olmamıştır. Ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün bu yönden düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir(HMK m. 370/2)....

          SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda (1.), (2-a), (2-b) bentlerinde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma sebebine göre boşanma davasının esası ve fer'ileri hakkında yeniden hüküm kurulması gerekeceğinden davalı kadının boşanma davasına ve ferilerine yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 19.01.2017(Prş.)...

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi-Kişisel İlişkinin Düzenlenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı baba tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Taraflar 30.01.2014 tarihinde kesinleşen kararla boşanmışlar, ortak çocukları 20.08.2008 doğumlu ....'ın velayeti anneye verilmiş baba ile ortak çocuk arasında aynı veya ayrı şehirde bulunmaları durumuna göre kişisel ilişki düzenlenmiştir. Bu davada davacı, ortak çocukla arasındaki kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesini istemiş mahkemece yapılan yargılama sonucunda “Boşanma hükmü ile kurulan kişisel ilişkinin yeterli olduğu” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı baba ...., davalı anne ile ortak çocuk ise....yaşamaktadırlar....

              Dosya kapsamından müşterek çocuk Hüseyin Ediz'in 08.08.2016 doğumlu olduğu, ilk derece mahkemesince ortak çocuk ile baba arasında kişisel ilişki tesisine karar verilmesi doğru ise de ilk derece mahkemesince tesis edilen kişisel ilişki kısmen, annenin velayet görevini yerine getirmesini ve annenin de ortak çocukla vakit geçirmesini engelleyecek nitelikte olduğundan kişisel ilişkiden beklenen amaç da gözetilerek davalı-karşı davacının kişisel ilişkiye yönelik istinaf isteminin HMK'nin 353/1- b-2 maddesi gereğince kabulü ile ortak çocuk ile baba arasında dosya kapsamı da dikkate alınarak kişisel ilişki konusunda yeniden karar verilmiş, ortak çocuğun yaşı, yukarıda kişisel ilişkiye yönelik yapılan açıklamalar da dikkate alınarak ortak çocukla baba arasında ilk derece mahkemesince tesis edilen yaz tatiline yönelik kişisel ilişki de değişikliğe gidilmemiştir....

              ve çocuklarının masraflarına karışmayarak müvekkilini ve müşterek çocukları zor durumda bıraktığını belirterek karşı tarafça açılan boşanma davasının reddi ile karşı davalarının kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocuk ...'...

                SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda (2.) bentte gösterilen sebeple davalı-karşı davacı erkeğin boşanma davası yönünden BOZULMASINA, bozma sebebine göre yeniden karar verilmesi gerekli hale gelen davacı-karşı davalı kadının boşanma davası ve ferilerine yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 30.03.2017(Prş.)...

                  Mahkemece bozulmasına karar verilen hususlar yönünden yeniden yapılan yargılamada bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşen her iki boşanma davası, velayet, kişisel ilişki, tedbir nafakaları, kadının maddi ve manevi tazminat talepleri ile kadının kendi boşanma davasının kabulüne bağlı vekalet ücreti ile bozma öncesindeki yargılama giderleri yönünden yeniden hüküm kurulmuştur. O halde mahkemece bozma sonrası yapılan yargılama sonucunda kesinleşen konularda yeniden hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. 3- Yukarıda 2. bentte açıklandığı üzere kadın yararına 03.12.2015 tarihli ara kararla hükmedilen tedbir nafakası bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleştiği halde bu hususta yeniden hüküm kurulması hatalı olduğu gibi, ara kararla hükmedilen nafakanın boşanma hükmünün kesinleşme tarihi itibariyle sona erdiği gözetilmeden 20.03.2019 tarihli kararla kaldırılmasına karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu