Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Temyiz Sebepleri Davalı kadın temyiz başvuru dilekçesinde özetle; dilekçelerinde belirttiği üzere ortak çocuklarla babanın görüşmesine engel olmadığı, erkeğin, ortak çocuklar aracılığı ile kadının hayatına müdahale etmeye çalıştığı, davanın açılmasına sebebiyet vermediği, dava dışı okula yüküm getirecek şekilde karar verilmesinin hatalı olduğu, haksız yere vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin üzerinde bırakıldığı ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, davacı babanın ortak çocuklar ile arasında kurulan kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi talebinin kabulünün yerinde olup olmadığı ve baba ile ortak çocuklar arasında boşanma ilamı ile tesis edilmiş olan kişisel ilişki süresinin yeterli olup olmadığı, yargılama gideri ve vekâlet ücreti noktasında toplanmaktadır. 2....

    DAVA TARİHİ : 20.08.2019 - 12.11.2019 KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü - yeniden esas hakkında hüküm kurma İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. Aile Mahkemesi SAYISI : 2019/563 E., 2021/679 K. Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince karşı boşanma davasının reddine, asıl boşanma ile ziynet alacağı davalarının kabulüne karar verilmiştir. Kararın davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddine, kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında karar verilmiştir....

      Bu yüzden, taraflardan birinin evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1) hukuki sebebiyle açtığı boşanma davasında, şayet çok uzun süreli fiilî ayrılık kanıtlanıyorsa boşanmaya karar verilebilmelidir. Böyle bir çözüm yolunun, terke dayalı özel boşanma sebebine (TMK m. 164) ilişkin düzenlemeyi işlevsiz veya etkisiz duruma getireceğinden söz edilemez. Çünkü, terk hukuki sebebiyle boşanma davası açılması için, eşlerden birinin samimi olarak ortak yaşamı yeniden kurmak isteğiyle diğerini ortak konuta çağırması, çağrılan eşin ise geçerli bir özrü olmamasına karşın ortak konuta dönmemesi gerekmektedir. Oysa, uzun süreli fiilî ayrılıklarda, her iki eşin de ortak yaşamı sürdürmek gibi bir isteği/iradesi bulunmamaktadır....

        Dava, TMK 166/4 maddesine dayalı olarak açılan ortak yaşamın yeniden kurulamamış olması nedeni ile boşanma davasıdır. Bu madde metninde " Boşanma sebeplerinden her hangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak 3 yıl geçmesi halinde her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır ve tarafların boşanmalarına karar verilir" düzenlemesi yer almaktadır. Tüm dosya kapsamı toplanan deliller incelendiğinde, tarafların eldeki dava öncesinde görülerek redle sonuçlanan Pozantı Asliye (Aile) Hukuk Mahkemesi'nin 2011/35 Esas ve 2011/77 Karar sayılı kararının 11/09/2012 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Eldeki dava ise 19/06/2020 tarihinde açılmış olup, TMK 166/4. Maddesinde aranan 3 yıllık süre koşulunun gerçekleştiği açıktır. Öte yandan, dosyada dinlenen tanıklar tarafların ilk boşanma davasından bu yana bir araya gelmediklerini teyid etmişlerdir....

        Temyiz Sebepleri Davalı erkek temyiz dilekçesinde; tarafların arasında geçimsizlik bulunmadığını, kadının ailesinin baskısı altında boşanma davası açtığını, iddialarını ispat edemediği halde davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığını, ergin olmayan ortak çocukların babalarının yanında kalıyor olmaları nedeniyle velâyetlerinin annelerine verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kadının kabul edilen davası ve velâyet yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, kadının davasının kabulüne ilişkin şartların gerçekleşip gerçekleşmediği, ortak çocukların velâyetinin ebeveynlerden hangisine verilmesinin çocukların üstün menfaatlerine uygun olduğu noktasında toplanmaktadır. 2....

          DAVA Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; tarafların ortak bir çocuklarının bulunduğunu, davalı erkek son derece kıskanç olduğu için aralarında zaman içerisinde şiddetli geçimsizlik oluştuğu ve bu yüzden evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını, davalı erkeğin ortak konutu terk ettiğini, ortak hayatın yeniden tesisinin de mümkün olmadığını beyanla, tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, ortak çocuk yararına 750,00 TL iştirak nafakasına, müvekkili lehine 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL manevî, 50.000,00 TL maddî tazminata, iki adet taşınmazın tespit edilecek katkı payları ve değer artışlarının yasal faizi ile birlikte davalı erkekten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. II....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece verilen ilk hüküm, Dairemizin 13/04/2016 tarihli ilamı ile ortak çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakası miktarının az olması sebebiyle bozulmuş olup, mahkemece bozma ilamına uyulmuştur. Mahkemece bozma sonrası yeniden yapılan yargılama sonucunda çocuk için 400 TL iştirak nafakasına hükmedilmiştir. Ancak, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, ortak çocuğun ihtiyaçları, mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında, ortak çocuk yararına takdir edilen iştirak nafakası az olup, bozma ilamının amacına aykırı bulunmuştur....

              İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taraflar arasında görülen ilk boşanma davasının reddine karar verilmiş olduğu, bu kararın 06.07.2015 tarihinde kesinleştiği, kararın kesinleşmesinden itibaren geçen üç yılı ... sürede ortak hayatın yeniden kurulamadığı, fiili ayrılık nedeniyle boşanma kararı verilmesi için gerekli yasal koşulların oluştuğu, ortak çocuğun fiili ayrılık döneminde baba ile yaşaması nedeniyle velâyetinin babaya verilmesinin uygun olacağı ve kadının fer'î taleplerinden feragat ettiği gerekçesiyle; davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuk ... Hüseyin'in velâyetinin babaya verilmesine, anne ile çocuk arasında kararda belirtilen zamanlarda kişisel ilişki tesisine ve kadının maddî ve manevî tazminat ile tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir. IV....

                Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık; taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, her iki davanın kabulü ile kadın lehine nafakalara ve tazminatlara hükmedilmesinin ve miktarlarının dosya kapsamına uygun olup olmadığı, baba ile ortak çocuk arasında kurulan kişisel ilişkinin çocuğun üstün yararına uygun olup olmadığı, ortak çocuğunun yurt dışına çıkmasına izin verilmesi yönünde hüküm kurulmamasının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. 2....

                  Aile Mahkemesinin 2012/866 Esas sayılı dosyası ile boşanma davası görüldüğü, bu davanın Mahkemesince reddedildiği, anılan kararın 17/05/2013 tarihinde kesinleştiği, davacının Boşanma kararının kesinleşmesinden sonra 3 yıl geçtiği halde ortak hayat kurulamadığı için bu davayı açtığı, tarafların tanıklarının dinlendiği, davacı tanıklarından Hasip’in davacının 5 yıldır eşinden ayrı yaşadığını bildiğini, diğer tanık Harun ise ilk boşanma davasından sonra davacının eve dönmediğini, ancak çocuğunu görmek için geldiğini, gece kalıp kalmadığını beyan ettiği, davalı tanıklarından Yüksel tarafların boşanma davasından sonra birlikte yaşamaya devam ettiklerini, çocuklarının kazasında ziyarete gittiğinde davacının evde olduğunu, davacının davalıyı aradığını akşam gelirken ne alayım diye sorduğunu, diğer davalı tanığı Nigar’ın davacının ayrı evi olduğu, buna rağmen davalının evine gelip kaldığını, bazen yemek yarken bazen de kahvaltı yaparken tarafları gördüğünü, tarafların çocuğu evde yokken de davacının...

                  UYAP Entegrasyonu