Temyize konu davada, sanığa akıl hastası olması ihtimali nedeniyle CMK'nın 150/2. maddesinin emredici hükmü uyarınca müdafi atandığı, müdafiin sanıkla birlikte davayı takip ettiği, yargılama sonucunda sanık hakkında, ceza ehliyetini ortadan kaldıran akıl hastalığı nedeniyle ceza verilmesine yer olmadığına ve yüksek güvenlikli sağlık kurumunda tedavi ve koruma altına alınmasına, zorunlu müdafisi için belirlenen ücretin de dahil olduğu yargılama giderlerinin sanık tarafından ödenmesine karar verilmiştir....
nun velayet görevinin sona erdiğinin tespitine karar verilmiştir 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 405. maddesinde; akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle işlerini göremeyen veya korunması ve bakımı için kendisine sürekli yardım gereken ya da başkalarının güvenliğini tehlikeye sokan her erginin kısıtlanacağı, 409. maddesinde ise; akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle kısıtlamaya ancak resmi sağlık kurulu raporu üzerine karar verileceği hükme bağlanmıştır. Somut olayda; mahkemece ... Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesinin 20/04/2016 tarih 1720 sayılı heyet raporu doğrultusunda ...'nın kısıtlanmasını gerektirir bir durumun olmadığı gerekçesiyle kısıtlılık halinin kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Mahkemenin hükmüne dayanak yapılan ... Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesinin 20/04/2016 tarih 1720 sayılı heyet raporunda “belirgin patoloji saptanamadı” açıklaması ile vasi tayininin gerekmediği açıklanmış, dosyada bulunan ... Üniversitesi ......
olduğunun anlaşılması karşısında; öncelikle ilgili hastaneden tedavi evraklarının getirtilmesi ve sanığın 31/10/2015 tarihinde işlediği iddia edilen nitelikli hırsızlık suçunun hukuki anlam ve sonuçlarını kavrama yeteneğini azaltacak derecede akıl zayıflığının etkisi altında olup olmadığı ve 5237 sayılı TCK’nın 32. maddesi kapsamında cezai ehliyetini etkileyen akıl hastalığı bulunup bulunmadığı konusunda Adli Tıp Kurumundan ya da Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanelerinden rapor aldırılıp sonucuna göre hukuki durumunun belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeyen, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 01.12.2021 gününde oy birliğiyle karar verildi....
Ancak, 1-Akıl hastalığı nedeniyle kusur yeteneği bulunmadığı saptanan sanığa yükletilen suçlara ilişkin tüm kanıtlar gösterilip tartışıldıktan sonra, suçun kanıtlanması halinde TCK'nın 32/1 ve 57. maddeleri uyarınca akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirine hükmolunması, kanıt bulunmaması halinde ise beraat kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden, yetersiz gerekçeyle doğrudan ceza tertibine yer olmadığına ve güvenlik tedbiri uygulanmasına karar verilmesi, 2-Akıl hastalığı nedeniyle kusur yeteneği bulunmayan sanığa, CMK'nın 150/2. maddesi uyarınca müdafi atanmadan, yargılamaya devamla hükümlülük kararı verilmesi, 3- TCK'nın 32/1 ve CMK'nın 223/3-a maddeleri gereğince “ceza verilmesine yer olmadığı” kararı verilmesi gerekirken “ceza tertibine yer olmadığına” şeklinde karar verilmesi, 4-Hakkında akıl hastalarına özgü güvenlik tedbiri uygulanan sanığın, CMK’nın 325/1. maddesi uyarınca yargılama giderlerinden sorumlu tutulması gerektiğinin gözetilmemesi, Kanuna aykırı ve sanık ... ile katılan...
Sulh Ceza Mahkemesi'nin 2013/449 esas sayılı dosyası üzerinden yapılan yargılamada sanığın TCK.nun 32/1. maddesi kapsamında akıl hastası olduğu belirlenerek ceza verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulmuş olmasına karşın inceleme konusu dosyada alınan raporda “bipolar bozukluk” tanısı ile TCK.nun 32/2. maddesinden yararlanacağı belirtilmiş olmakla; sanığın olay tarihinde işlediği fiilin anlam ve sonuçlarını algılama veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinde azalma olup olmadığına dair, TCK.nun 32/1 ve 32/2. maddeleri kapsamında akıl hastalığı bulunup bulunmadığı konusunda Adli Tıp Kurumundan rapor aldırılıp, sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi, 3- Akıl hastalığı nedeniyle işlediği fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği azalmış olan kişi hakkında 5237 sayılı TC.nun 32/2. maddesindeki “ceza altıda birinden az olmamak üzere indirilebileceği gibi mahkum olunan ceza, süresi aynı olmak koşuluyla, kısmen veya tamamen, akıl...
in yapılan yargılaması sonunda; akıl hastalığı nedeniyle sanık hakkında ceza tertibine yer olmadığına ve güvenlik tedbiri uygulanmasına dair ... 1. Sulh Ceza Mahkemesinden verilen 15.02.2007 gün ve 2006/642 Esas, 2007/60 Karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtayca incelenmesi sanık müdafii tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü: Delilleri takdir ve gerekçesi gösterilmek suretiyle verilen akıl hastalığı nedeniyle ceza tertibine yer olmadığına ve sanık hakkında güvenlik tedbiri uygulanmasına dair hüküm usul ve kanuna uygun olduğundan, yerinde görülmeyen sanık müdafiin temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 13.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
in yapılan yargılaması sonunda; sanık hakkında akıl hastalığı nedeniyle ceza verilmesine yer olmadığına ve güvenlik tedbiri uygulanmasına dair ... 2. Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 24.04.2008 gün ve 2007/287 Esas, 2008/220 Karar sayılı hükümlerin süresi içinde Yargıtayca incelenmesi sanık müdafii ve katılan vekili tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü: Delilleri takdir ve gerekçesi gösterilmek suretiyle verilen akıl hastalığı nedeniyle ceza verilmesine yer olmadığına ve sanık hakkında güvenlik tedbiri uygulanmasına dair hükümler usul ve kanuna uygun olduğundan, yerinde görülmeyen sanık müdafii ve katılan vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA, 24.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Sulh Hukuk Mahkemesinin 23.11.2015 tarihinde kesinleşen 2014/485 Esas sayılı dosyasında akıl hastalığı sebebiyle kısıtlandığı ve annesi ...'...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 405. maddesi kapsamında kalan, akıl sağlığı veya akıl zayıflığına dayalı kısıtlanma kararı verilmesi istemine ilişkin olup mahkemece talebin reddine karar verilmesi üzerine karar vasi adayı tarafından istinaf edilmiştir. Türk Medenî Kanunu'nun 405. maddesi gereği akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle, ergin bir kişi, işlerini göremediği veya korunması ve bakımı için kendisine sürekli yardım gerektiği ya da başkalarının güvenliğini tehlikeye soktuğu takdirde kısıtlanır. Kısıtlama kararı verilmesi usulü, Türk Medenî Kanunu'nun 409. maddesinde düzenlenmiştir. Maddenin ikinci fıkrası uyarınca, Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle kısıtlamaya ancak resmî sağlık kurulu raporu üzerine karar verilir. (Ek cümle:6/12/2019- 7196/52 md.) Bu raporun tanzimi için gerektiğinde 436 ncı madde hükümleri uygulanır....
Anılan Kanunun "Akıl Hastalarına Özgü Güvenlik Tedbirleri " başlıklı 57. maddesi; "1)Fiili işlediği sırada akıl hastası olan kişi hakkında, koruma ve tedavi amaçlı olarak güvenlik tedbirine hükmedilir....