"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi HÜKÜM : Akıl Hastanesine özgü güvenlik tedbiri uygulanması, Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü; Yerinde görülmeyen diğer itirazların reddine, ancak; 1) Sanığın akıl hastalığı yönünden adli tıp kurumu veya tam teşekküllü ruh ve sinir hastalıkları hastanesinden heyet raporu alınmadan yazılı şekilde hüküm tesisi, 2) Akıl hastası olan sanık hakkında, 5237 sayılı TCK'nin 32/1.maddesi gereğince ceza verilmesine yer olmadığına da hükmolunması gerektiğinin gözetilmemesi, 3) Sanığın cezai ehliyet durumu dikkate alınarak hakkında 5237 sayılı TCK'nin 32/1. maddesinin uygulanması karşısında, 5271 sayılı CMK'nin 150/2.maddesi uyarınca zorunlu müdafii atanmadan savunmasının alınması suretiyle savunma hakkının kısıtlanması, 4) 5271 sayılı CMK'nin 325/1.maddesi gereğince akıl hastalığı nedeniyle koruma ve tedavi altına alınmasına yönelik güvenlik tedbirine hükmedilen sanığın yargılama giderlerinden...
Eğitim ve Araştırma Hatanesi’nin 06.09.2018 tarih ve 8871 sayılı sağlık kurulu raporu ile sanığın TMK’nın 405. maddesi uyarınca akıl hastalığı ve zayıflığı nedeniyle işlerini göremediği, korunma ve bakımı için yardım gerekmesi nedeniyle vasi tayininin uygun olduğunun belirtildiği, nitekim rapor doğrultusunda oğlu ...’in sanığa vasi olarak atandığı, yine; müşteki ile vasinin, sanığın akıl hastası olduğuna dair 05.03.2019 tarihli duruşmada alınan beyanları karşısında; 5237 sayılı TCK'nın 32. maddesi uyarınca müşteki ...’e yönelik 14.05.2009 tarihli hırsızlık suçuna yönelik olarak; sanığın fiili işlediği sırada akıl hastalığı veya zayıflığı nedeniyle eylemin hukuksal anlam ve sonuçlarını algılama veya davranışlarını yönlendirme yeteneğini tamamen kaldıracak veya önemli ölçüde azaltacak şekilde akıl hastalığının ve cezai ehliyetinin bulunup bulunmadığı hususunda Adli Tıp Kurumu İlgili İhtisas Dairesi'nden rapor alındıktan sonra sonucuna göre hukuksal durumunun değerlendirilmesinde zorunluluk...
Ancak; 1-Sanığın, CMK’nın 147 ve 191. maddeleri uyarınca yöntemince sorgusu yapılmadan, akıl hastalığı nedeniyle ceza verilmesine yer olmadığına ve güvenlik tedbiri uygulanmasına karar verilmesi, 2- Akıl hastalığı nedeniyle kusur yeteneği bulunmadığı saptanan sanık hakkında, yükletilen suçlara ilişkin tüm kanıtlar gösterilip tartışıldıktan sonra, suçların kanıtlanması halinde TCK'nın 32/1 ve 57. maddeleri uyarınca akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunması, kanıt bulunmaması halinde ise beraat kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden, yetersiz gerekçeyle güvenlik tedbiri uygulanmasına karar verilmesi, 3- Kabule göre de; Hakkında akıl hastalarına özgü güvenlik tedbiri uygulanan sanığın, CMK'nın 325/1. maddesi uyarınca yargılama giderlerinden sorumlu tutulması gerektiğinin gözetilmemesi, Kanuna aykırı,sanık ... vasisinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye uygun olarak, HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak...
Ancak; a) Akıl hastalığı nedeniyle cezai ehliyeti bulunmayan sanığa görevlendirilen zorunlu müdafisinin yokluğunda karar verilmek suretiyle CMK’nın 188/1. maddesine aykırı davranılarak, sanığın savunma hakkının kısıtlanması, b) Akıl hastalığı nedeniyle hakkında ceza verilmesine yer olmadığına ve akıl hastalarına ilişkin güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına karar verilen sanığın, CMK’nın 325/1. maddesi uyarınca sebebiyet verdiği yargılama giderlerinden sorumlu olduğu hususu gözetilmeden yargılama giderlerinin Hazine üzerine bırakılmasına karar verilmesi, Kanuna aykırı ve katılan ... vekilinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye uygun olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 25/11/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
İhtisas Kurulunun 03.08.2012 tarihli raporunda yalnızca ruh sağlığının bozulup bozulmadığı hususunun belirtilip diğer hususlarla ilgili görüş bildirilmediğinin ve ... 24.05.2013 günlü, 19.06.2013 tarihli raporlarının tek hekim tarafından düzenlenmesi nedeniyle hükme esas alınmaya yeterli olmadığının anlaşılması karşısında, mağdurenin durumu ve gelişimi ile ilgili tüm kayıtların eğitim gördüğü rehabilitasyon merkezinden getirtilip mağdureyi takip eden uzmanların görüşlerini de içeren tüm belgeler temin edildikten sonra mağdurenin Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas kuruluna sevki sağlanarak suç tarihi itibariyle akıl hastalığı veya akıl zayıflığı olup olmadığı, akıl hastalığı veya zayıflığı varsa bunun hekim olmayanlarca da anlaşılıp anlaşılamayacağı, beyanlarına itibar edilip edilemeyeceği, kendisine karşı işlenen eylemin ahlaki kötülüğünü idrak edip edemeyeceği, beden veya ruh bakımından kendisini savunabilecek durumda olup olmadığı hususlarında rapor alındıktan sonra tüm deliller birlikte...
57/6. maddesindeki 'işlediği fiille ilgili olarak hastalığı yüzünden davranışlarını yönlendirme yeteneği azalmış olan kişi hakkında birinci ve ikinci fıkra hükümlerine göre yerleştirildiği yüksek güvenlikli sağlık kuruluşunda düzenlenen kurul raporu üzerine, mahkum olduğu hapis cezası, süresi aynı kalmak koşuluyla, kısmen veya tamamen, mahkeme kararı ile akıl hastalarına özgü güvenlik tedbiri olarak uygulanabilir' şeklindeki düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde 'hafif derecede zeka geriliği' saptanan ve bu akıl hastalığı nedeniyle işlediği fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği azalmış olan suça sürüklenen çocuk hakkında hırsızlık ve iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçlarından verilecek cezalarda 5237 sayılı TCK’nın 32/2. maddesinde gösterildiği biçimde indirim de yapıldığı halde, suça sürüklenen çocuğa verilen hapis cezasının tamamı veya bir kısmı için yüksek güvenlikli sağlık kurumunda koruma ve tedavi altına alınmasına karar verilip verilemeyeceğinin tartışılması...
için Adli Tıp Kurumu'nun ilgili İhtisas Dairesinden veya Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesinden sanığın TCK'nın 32. maddesi kapsamında, akıl hastalığı nedeniyle işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılayıp algılayamadığı veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinde önemli derecede azalmaya neden olacak bir akıl hastalığının bulunup bulunmadığı ya da aynı maddenin ikinci fıkrası uyarınca akıl hastalığı derecesinde olmamakla birlikte işlediği fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin azalıp azalmadığı hususlarında rapor alınarak, sonucuna göre hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken, eksik kovuşturmaya dayanılarak yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan diğer yönleri incelenmeyen hükümlerin bu sebepten dolayı BOZULMASINA, 04/02/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde; kısıtlı adayı ...’un Türk Medeni Kanunun 405.maddesinde düzenlenen akıl hastalığı ve aynı Yasanın 406.maddesinde düzenlenen malvarlığını kötü yönetmesi nedeniyle, vesayet altına alınmasını talep etmiş, mahkemece, 406. madde yönünden herhangi bir araştırma yapılmaksızın sadece akıl hastalığı nedeniyle vasi tayini istemine ilişkin olarak mahkeme hakiminin duruşmadaki gözlemine dayanılarak davanın reddine karar verilmiştir. Türk Medeni Kanununun 409/2. maddesinde, akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle kısıtlamaya ancak resmi sağlık kurulu raporu üzerine karar verilebileceği, hakimin karar vermeden önce, kurul raporunu gözönünde tutarak kısıtlanması istenilen kişiyi dinleyebileceği hükme bağlanmıştır. Mahkemece; kısıtlanması istenilen ...’un dosyadaki bilgi ve belgeler ile birlikte ilgili ......
Türk Medeni Kanununun 405`inci maddesinde "Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle işlerini göremeyen veya korunması ve bakımı için kendisine sürekli yardım gereken ya da başkalarının güvenliğini tehlikeye sokan her ergin kısıtlanır.” hükmü, aynı Kanunun 409`uncu maddesinin ikinci fıkrasında ise; "Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle kısıtlamaya ancak resmî sağlık kurulu raporu üzerine karar verilir. Hâkim, karar vermeden önce, kurul raporunu göz önünde tutarak kısıtlanması istenen kişiyi dinleyebilir." hükmü yer almaktadır. Somut olayda dosyanın yapılan incelemesinden, kısıtlı adayı....`ın 01.10.2020 tarihli ... Eğitim ve Araştırma Hastanesi`nin tek hekim tarafından verilen raporu dikkate alınarak davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır....
ın hükümden sonra verdiği dilekçe ile mevcut şikayetinden vazgeçmesi karşısında, mağdureye tayin edilen vekilin hükmü temyize hakkı bulunmadığından, vaki temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK'nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE, Sanık müdafii ile O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz istemlerinin incelenmesine gelince; Mağdure hakkında düzenlenip mahkemece hükme esas alınan raporların usulüne uygun teşekkül etmeyen heyetçe verildiğinin anlaşılması karşısında mağdurenin Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas kuruluna sevk edilerek suç tarihi itibariyle akıl hastalığı veya akıl zayıflığı olup olmadığı, kendisine karşı işlenen eylemin ahlaki kötülüğünü idrak edip edemeyeceği, fiile karşı mukavemete muktedir olup olmadığı, bu durumunun beden veya ruh bakımından kendisini savunmasına mani olacak mahiyet ve derecede bulunup bulunmadığı, beyanlarına itibar edilip edilemeyeceği, akıl hastalığı veya zayıflığı varsa bunun hekim olmayanlar ile çevresinde yaşayanlar ve...