Ayırt etme gücü olmayan akıl hastaları dışında diğer bütün akıl hastalığı veya zayıflığı, cinsellik yaşamaya, evlenmeye, çocuk sahibi olmaya hukuki veya tıbbi bir engel değildir. Akıl hastalarının da cinselliklerini yaşamaya hakları vardır, dolayısıyla rızaları da geçerlidir. İç hukukumuzun bir parçası haline gelen sözleşmeye uygun olarak TCK’nun 102/3-a bendinin yeniden yorumlanması zorunlu hale gelmiştir. 765 sayılı eski kanunda “akıl hastalığı suçun unsuru” iken 5237 sayılı kanunda hatalı olarak akıl hastalığını da içine alan ruh veya beden bakımından kendisini savunamamak nitelikli hal olarak kabul etmiştir. Bu hükümle kanunun cezalandırdığı konu anlaşılmayarak düzenleme düz mantık uygulanarak akıl hastası kimselerle gerçekleştirilen her türlü cinsel aktivite suç sayılmıştır. Yargıtay özel dairesinin sürdürdüğü uygulamada, akıl hastası kimselere cinselliklerini yaşayabilecekleri hiçbir özel alan bırakılmamıştır....
Görüldüğü üzere, ev başkanı, ev halkından olan küçüğün, kısıtlının, akıl hastalığı veya akıl zayıflığı bulunan kişinin verdiği zarardan, alışılmış şekilde durum ve koşulların gerektirdiği dikkatle onu gözetim altında bulundurduğunu veya bu dikkat ve özeni gösterseydi dahi zararın meydana gelmesini engelleyemeyeceğini ispat etmedikçe sorumludur. Maddenin açık ifadesinden de anlaşıldığı gibi, üçüncü kişilere verdikleri zararla ev başkanını sorumluluk altına sokanlar; küçük, kısıtlı ve akıl hastalığı veya akıl zayıflığı olan kimselerdir. Eş söyleyişle, ev başkanının MK 369/1'den doğan bu sorumluluğu, her şeyden önce şahıs itibariyle sınırlı olup, sadece küçük, akıl hastalığı veya akıl zayıflığı ve kısıtlıların haksız davranışları ile başkalarına verdikleri zararlardan sorumludur. Hemen belirtmelidir ki, bu düzenleme hukuk sistemimiz içinde başkasının eyleminden sorumluluğu düzenleyen ayrık hükümlerden birisidir....
Diğer temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine, ancak; 1) Sanık hakkında akıl hastalığı nedeniyle TCK'nin 32/1. maddesinin uygulanması karşısında, 5271 sayılı CMK'nin 150/2. maddesi uyarınca sanığa zorunlu müdafii tayin edilerek, zorunlu müdafii huzurunda savunması alınmadan savunma hakkının kısıtlanması suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması, 2) Sanığın suç tarihi itibariyle 5237 sayılı TCK'nin 32. maddesi kapsamında akıl hastalığı bulunup bulunmadığının, Adli Tıp Kurumu ilgili İhtisas Dairesinden veya tam teşekküllü Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesinden ya da Fakültelerinin Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanlıklarından alınacak sağlık kurulu raporu ile tespit edildikten sonra, sanığın hukuki durumunun tespit edilmesi gerektiği gözetilmeden, Kozan Asliye Ceza Mahkemesinin 2009/71 Esas sayılı dosyasında alınan rapor dosya arasına konularak yazılı şekilde karar verilmesi, 3) İnfazı kısıtlayacak şekilde sanığın ... Doktor......
ın vasi olarak atandığı anlaşılmakla, sanık hakkında kasten yaralama suçundan dolayı suçun işlendiği tarih itibariyle ve halen TCK'nin 32. maddesi kapsamında akıl hastalığı bulunup bulunmadığı ve akıl hastalığı nedeniyle, işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama veya bu fiille ilgili davranışlarını yönlendirme yeteneğinin bulunup bulunmadığının Adli Tıp Kurumu ilgili İhtisas Dairesinden veya tam teşekküllü Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesinden ya da Tıp Fakültelerinin Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanlıklarından alınacak rapor ile tespiti gerekirken; başka bir dosyada alınmış rapor ile yetinilerek, eksik kovuşturma ile yazılı şekilde hüküm kurulması, 2) Sanığın akıl hastalığı olduğuna dair şüpheye rağmen CMK'nin 150/2 maddesi uyarınca müdafi görevlendirilmemesi, 3) Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas - 2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK'nin 53. maddesindeki...
Sulh Ceza Mahkemesinde yargılandığı davada akıl hastalığı nedeniyle yargılamanın yenilenmesini talep ettiği ve Mahkeme tarafından Pamukova Cumhuriyet Başsavcılığından, sanığın İstanbul Adli Tıp Kurumuna sevki sağlanarak rapor aldırılması yönünde talimat yazıldığının, anlaşılması karşısında, suç tarihi itibariyle TCK'nın 32. maddesi uyarınca “akıl hastalığı nedeniyle, işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılayıp algılayamadığı veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin önemli derecede azalmış olup olmadığı” konusunda CMK’nın 74. maddesine göre gözlem altında tutulup usulünce sağlık kurulu raporu alınarak, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Kabule göre de; 2-Tekerrüre esas alınan ilamda, sanığın akıl hastalığı nedeniyle yargılamanın yenilenmesini talep etmesi ve mahkemece sanığın bu talebi haklı görülerek yargılamanın yenilenmesine karar verilmesi karşısında, davanın sonucuna göre tekerrür hükümlerinin uygulanıp...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma - Evliliğin Mutlak Butlanla İptali Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından, velayete ilişkin düzenleme yönünden; davalı tarafından ise tamamına yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece, evliliğin mutlak butlan (TMK m. 145/3) sebebiyle iptaline karar verilmiştir. Davalı, davadan önce "akıl hastalığı" (TMK m. 405) sebebiyle kısıtlanmıştır. Karar, davalının kanuni temsilcisi (vasisi)'ne tebliğ edilmiş, kısıtlının bizzat kendisi tarafından temyiz edilmiştir. Kanun yoluna başvuru kısıtlıyı, yükümlülük altına sokan bir işlem niteliğinde değildir. Kısıtlının temyiz talebinin incelenebilmesi için vasisinin bu işleme "olur" vermesi gerekir. Vesayet altındaki kişinin, vasinin izni olmaksızın yaptığı temyiz talebi incelemeye esas alınamaz....
TMK 405. maddesi gereği, akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle işlerini göremeyen veya korunması ve bakımı için kendisine sürekli yardım gereken ya da başkalarının güvenliğini tehlikeye sokan her ergin kısıtlanır. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararındaki gerekçeye, yasal gerektirici nedenlere, Adli Tıp Kurumu 4....
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Davacı karşılık davalının ; yargılama sırasında kronik paranoid şizofreni denilen akıl hastalığı sebebiyle Türk Medeni Kanununun 405 ’nci maddesi gereğince kısıtlanarak vesayet altına alındığı anlaşılmaktadır.Bu durumda kocanın davranışlarının iradi olduğu kabul edilemez.İradi davranışlar, kusura dayalı boşanma sebebi olabilir.Kocanın davranışları iradi olmadığına göre, boşanmaya sebep olan olaylarda kocaya kusur atfedilmesi mümkün değildir.O halde davalı-karşılık davacı tarafından koca aleyhine açılan Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesine dayanan karşı boşanma davasının reddi gerekirken, tarafların eşit kusurlu olduklarının kabulü ile yazılı şekilde karşı boşanma davasının da kabulü doğru değil ise de, davacı-karşılık davalı kocanın bu yönde bir temyizi olmadığından temyiz edenin sıfatına göre, açıklanan husus bozma sebebi yapılmamış yanlışlığa işaret edilmekle yetinilmiştir. 2-Davalı-karşılık davacının temyiz...
a ait adli sicil kaydının incelenmesinde çok sayıdaki ilamda sanık hakkında TCK'nin 32/1 ve 57/1. maddeleri gereğince akıl hastalığı nedeniyle güvenlik tedbiri uygulandığı gözetilip, sanığın 14/04/2013 tarihinde trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunu işlediği sırada cezai ehliyetinin bulunup bulunmadığı konusunda Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas dairesinden veya en yakın Akıl ve Ruh Sağlığı Hastalıkları Hastanesi veya Üniversite hastaneleri sağlık kurulundan rapor alınarak akıl hastalığı tespit edilirse, istemi aranmaksızın CMK'nin 150/2. maddesi uyarınca kendisine bir müdafii görevlendirilerek, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve tespiti gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiş olup, mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 24.05.2016...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : 6136 sayılı Yasaya aykırılık HÜKÜM : Hükümlülük ve müsadere Gereği görüşülüp düşünüldü: Adli sicil kaydına göre hakkında TCK.nun 57/1. maddesi uyarınca akıl hastalığı nedeniyle güvenlik tedbirine hükmolunan sanığa CMK.nun 150/2. maddesi uyarınca müdafii tayin edilerek adli sicil kaydında yer alan ... Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2011/548 esas ve ......