"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık HÜKÜM : Mahkumiyet Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanığın adli sicil kaydında yer alan Düziçi Asliye Ceza Mahkemesinin 26/12/2012 tarihli 2012/326 - 2012/346 esas sayılı kararına konu cezaların "Akıl Hastalığı" nedeniyle güvenlik tedbirlerine çevrildiği ve UYAP üzerinden yapılan araştırmada sanığın güncel sabıka kaydında da akıl hastalığı nedeniyle güvenlik tedbiri uygulanan mahkumiyet kararlarının olduğu tespit edilmişse de, dosya içerisindeki sanık hakkında düzenlenen Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu'nun sağlık kurulu raporunda sanığın ceza ehliyetinin olduğunun belirtildiğinin anlaşılması karşısında; adli sicil kaydında yer alan Düziçi Asliye Ceza Mahkemesinin 26/12/2012 tarihli 2012/326 - 2012/346 esas sayılı dosya içerisindeki raporun onaylı sureti getirtilip, Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu'nun sağlık kurulu raporuyla birlikte sanığın Adli Tıp Kurumuna gönderilerek, suçu işlediği sırada 5237 sayılı...
Asliye Ceza Mahkemesince, sanığın ....’da yaşıyor olması nedeniyle akıl hastalığından rapor alınmasının mümkün olmadığı, sanığın vermiş olduğu ifadesinde akıl hastalığı nedeniyle gittiği hastane adını ve ilaç isimlerini belirtmiş olduğundan cezai ehliyetin bulunmadığına karar verilmiş ise de, dosyada sanığın akıl hastası olduğuna dair sanık beyanı dışında herhangi kaydın bulunmadığı, bu halde sanığın olay tarihinde akıl hastası olup olmadığı hususunun tespiti bakımından sanığın gerekli sağlık kuruluşu/kuruluşlarına uluslar arası istinabe yoluyla sevkinin sağlanarak akıl hastalığına ilişkin rapor alınması gerektiği, bu şekilde rapor alınması imkanının bulunmaması durumunda, sanığın ifadesinde belirttiği sağlık kuruluşunda tedavi görüp görmediği, belirttiği ilaçları kullanıp kullanmadığının tespiti ile mevcut ise hastalık sürecine ve tedaviye ilişkin tüm tıbbi belgelerin teminin sağlanarak tercüme edilmesini müteakip adli tıp kurumu veya başkaca ilgili kurumlardan rapor alınarak sonucuna...
Bu husus nazara alınmadan, davalı vasisine savunma ve delillerini bildirme imkanı tanınmadan yokluğunda hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. 2-Kabule göre de; Dava, akıl hastalığı sebebiyle boşanma (TMK m. 165) isteğine ilişkindir. Mahkemece; davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına hükmedilmiştir. Davalının vesayet dosyasındaki 01.02.2008 tarihli resmi sağlık kurulu raporunda "hafif düzeyde zeka geriliği'’ tanısı konulmuş ve medeni hakları kullanamayacağı bildirilmiştir. Bu rapora dayanılarak davalı vesayet altına alınmıştır. Davalının hastalığının ortak hayatı davacı eş için çekilmez hale getirip getirmeyeceği raporda belirtilmemiştir. Bu haliyle rapor hüküm kurmaya yeterli değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-karşı davacı erkek tarafından, her iki boşanma davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-karşı davacı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Kendisi yoksul olan kişi yoksulluk nafakası ile sorumlu tutulamaz. Davalı-karşı davacı erkeğin geçirdiği kaza sonucu kalıcı akıl hastalığı nedeniyle kısıtlandığı ve başkasının yardımına muhtaç hale geldiği, bunun sonucunda malulen emekli edildiği anlaşılmaktadır....
"İçtihat Metni" Cinsel taciz, basit yaralama ve tehdit suçlarından sanık ...’ın yapılan yargılaması sonunda; akıl hastalığı nedeniyle ceza verilmesine yer olmadığına dair Beşikdüzü Sulh Ceza Mahkemesinden verilen 15.11.2006 gün ve 2006/82 Esas, 2006/109 Karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtayca incelenmesi sanık müdafii tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü: Delilleri takdir ve gerekçesi gösterilmek suretiyle akıl hastalığı nedeniyle sanığa ceza verilmesine yer olmadığına, dair hüküm usul ve kanuna uygun olduğundan, sanık müdafiin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 19.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
İlk derece mahkemesince; erkek ve kadının boşanma davalarının reddine hükmedilmiştir. Davacı-karşı davalı erkek vekili; erkeğin reddedilen boşanma davasına yönelik istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava; evlilik birliğinin sarsılması (TMK md. 166/1,2) nedenine dayalı boşanma istemine, karşı dava ise; evlilik birliğinin sarsılması (TMK md. 166/1,2) nedenine dayalı boşanma davası ve fer'ileri istemlerine ilişkindir. Davacı-karşı davalı erkek vekilinin; erkeğin reddedilen boşanma davasına yönelik istinaf taleplerinin incelenmesinde; Türk Medeni Kanununun 166/1- 2. maddesi uyarınca; boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması ve davalı eşin az da olsa kusurlu olduğunun kanıtlanması gerekir....
Akıl hastalığı sebebiyle boşanma kararı verilebilmesi için, davalı (eş)'in akıl hastası olması, bu yüzden ortak hayatın davacı eş için çekilmez hale gelmiş bulunması ve hastalığın geçmesine olanak bulunmadığının resmi sağlık kurulu raporu ile saptanmış olması zorunludur. Mahkemece hükme esas alınan Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesince verilen 10.06.2013 tarihli sağlık kurulu raporunda davalıya "geçirilmiş kafa travmasına bağlı organik koğnitif bozukluk" tanısı konulmuş, düzelme olmadığı, bu durumun, evliliği diğer eş için çekilmez hale getireceği bildirilmiş, davalının kısıtlanmasına da aynı hastanenin 08.08.2013 tarihli raporu dayanak yapılmıştır. Oysa davalı hakkında eşini yaralamaktan açılan ceza davasında, ceza mahkemesince alınan Adli Tıp 4. İhtisas Kurulunun 09.04.2014 tarihli 1561 sayılı raporunda ise, davalının 06.03.2012 tarihi itibarıyla cezai ehliyetinin tam olduğu belirtilmiştir. Her iki rapor da "mental durumdaki bozulmayı" esas aldığına göre, Adli Tıp 4....
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; 1-Akıl hastalığı nedeniyle kusur yeteneği bulunmadığı saptanan sanığın, CMK'nın 191 ve 147. maddeleri uyarınca yöntemine uygun olarak savunması tespit edilip, yükletilen suça ilişkin tüm kanıtlar gösterilip tartışıldıktan sonra, suçun kanıtlanması halinde TCK'nın 32/1 ve 57. maddeleri uyarınca akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunması, kanıt bulunmaması ve suçu işlediğinin ispatlanamaması halinde ise beraat kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle doğrudan güvenlik tedbiri uygulanmasına karar verilmesi, 2- Kabule göre de; akıl hastalığı nedeniyle hakkında ceza verilmesine yer olmadığına ve akıl hastalarına ilişkin güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına karar verilen sanığın, CMK’nın 325/1. maddesi uyarınca sebebiyet verdiği yargılama giderlerinden sorumlu olduğu hususu gözetilmeden, yargılama giderlerinin Hazine üzerine...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma HÜKÜM : Mahkumiyet Gereği görüşülüp düşünüldü: Dosya arasında mevcut Bakırköy Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin 07.05.2013 tarihli tek hekim raporunda sanıkta "madde entoksikasyonu"nun tespit edildiğinin ve bu durumun bir akıl hastalığı ya da akıl zayıflığı olmadığının belirtildiğinin ancak UYAP ortamında yapılan araştırmada sanığın adli sicil kaydında suç tarihine yakın tarihlerde işlediği başka suçlardan TCK.nin 32. maddesi uyarınca akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirlerine hükmedildiğinin anlaşılması karşısında, sanığın TCK.nın 32. maddesi gereğince suç tarihinde işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneğini ortadan kaldıran veya bu fiille ilgili davranışlarını yönlendirme yeteneğinin önemli derecede azalmasına yol açan bir akıl hastalığı ve yüklenen suç yönünden cezai ehliyetinin bulunup bulunmadığı konusunda Adli Tıp Kurumunun...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Kasten yaralama HÜKÜM : Ceza verilmesine yer olmadığına ve akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına dair Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü: Yerinde görülmeyen diğer temyiz sebeplerinin reddine, ancak; 1) Akıl hastalığı nedeniyle cezai ehliyeti bulunmadığı anlaşılan sanığın 5271 sayılı CMK'nin 191. ve 147. maddeleri uyarınca yöntemine uygun olarak savunması alınmadan, müdafii tayiniyle yetinilerek, akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunması suretiyle savunma hakkının kısıtlanması, 2) Sanığın suç tarihi itibariyle 5237 sayılı TCK'nin 32. maddesi kapsamında akıl hastalığı bulunup bulunmadığının, Adli Tıp Kurumu ilgili İhtisas Dairesinden veya tam teşekküllü Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesinden ya da Tıp Fakültelerinin Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanlıklarından alınacak sağlık kurulu raporu ile tespiti gerekirken...