Hasta Bakımevinde kaldığını, zaruri ihtiyaçlarını tek başına karşılayamaması nedeniyle kardeşi ...'nun babasına vasi olarak atanmasına karar verilmesini talep etmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Türk Medeni Kanunu'nun 405. maddesinde; akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle işlerini göremeyen veya korunması ve bakımı için kendisine sürekli yardım gereken ya da başkalarının güvenliğini tehlikeye sokan her erginin kısıtlanacağı, 408. maddesinde; yaşlılığı, engelliliği, deneyimsizliği veya ağır hastalığı sebebiyle işlerini gerektiği gibi yönetemediğini ispat eden her erginin kısıtlanmasını isteyebileceği, 409. maddesinde ise; akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle kısıtlamaya ancak resmi sağlık kurulu raporu üzerine karar verileceği hükme bağlanmıştır. Davada, mahkemece ...'nun sağlık durumunu tespit için aldırılan ......
Ancak; 1-Tüm dosya kapsamına göre, sanığın yargılama aşamasında akıl hastalığı ile ilgili herhangi bir beyanda bulunmamasına rağmen temyiz dilekçesi ve ek temyiz dilekçelerinde 5237 sayılı TCK'nın 32. maddesi kapsamında akıl hastası olduğunu belirttiği, sanığın suç tarihi itibariyle ve halen TCK'nın 32. maddesi kapsamında akıl hastalığının bulunup bulunmadığı ve akıl hastalığı nedeniyle, işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama veya bu fiille ilgili davranışlarını yönlendirme yeteneğinin bulunup bulunmadığının, Adli Tıp Kurumu ilgili İhtisas Dairesinden veya tam teşekküllü Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesinden ya da Tıp Fakültelerinin tam teşekküllü Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanlıklarından alınacak sağlık kurulu raporu ile tespit edilerek, müdafii huzuru ile savunmasının alınmasından sonra sonucuna göre hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, 2-Kabule göre de; 28.06.2014 tarihinde 29044 sayılı Resmi Gazetede...
TMKnun 409/2.maddesinde akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle kısıtlamaya ancak resmi sağlık kurulu raporu üzerine karar verileceği hükme bağlanmıştır. Vesayete ilişkin hükümlerin kamu düzeni ile yakından ilgili bulunduğu da göz önüne alınarak; mahkemece, kısıtlı adayının yeniden hastaneye sevki sağlanıp kısıtlanmasını gerektirir nitelikte akıl hastalığı veya akıl zayıflığı bulunup bulunmadığı konusunda sağlık kurulu raporu aldırılarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yerinde bulunmayan gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMKnun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, HUMK'nun 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna 15.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
in akıl hastalığı yanında malvarlığını kötü yönetimi nedeniyle vesayet altına alınması istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü ile kısıtlı adayına yasal danışman atanmasına karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının babası ...’in akıl hastalığı ve akıl zayıflığı yanında Türk Medeni Kanunu'nun 406. maddesi gereğince mal varlığını kötü yönetme sebebiyle de vasi atanmasını istemiştir....
in babası olup, gerek yaşlılığı gerekse de sakatlığı nedeniyle kendi işlerini yürütemediğini, yaptığı tasarrufların da farkında olmadığını açıklayarak, kısıtlanmasına karar verilmesini istemiş, Mahkemece; “kısıtlı adayının mahkemece dinlendiği ve kısıtlı adayının vesayet altına alınmayı kabul etmediği, mahkemece yapılan gözlemde de; kısıtlı adayının kendisini rahatlıkla ifade edebildiği, akıl hastalığı bulunduğuna dair herhangi bir emarenin gözlemlenmediği” gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmesi üzerine, hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre davacı tarafın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2-Türk Medeni Kanunu'nun 405. maddesinde; akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle işlerini göremeyen veya korunması ve bakımı için kendisine sürekli yardım...
İlk derece mahkemesince; "Dinlenen tanıkların beyanlarında davacı-karşı davalının ileri sürdüğü vakıalara dair kadının kusuru ile evlilik birliğinin çekilmez hale geldiğini ispata yarayan görgüye dayalı, tarihi belirlenebilir, somut bir olaydan söz etmedikleri, bu haliyle soyut ve aktarıma dayalı beyanların TMK'nın 166/1. maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup hükme esas alınabilecek yeterlilikte bulunmadığı, kadının kusurlu olduğunu ispata yarayan başkaca bir delil de bildirilmeyen davada eylemli ayrılık ise TMK'nın 166/4. fıkrasındaki diğer koşullarla birlikte gerçekleşmedikçe tek başına evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenilmeyecek derecede temelinden sarsılması nedeniyle boşanma sebebi olamayacağı, kadının açmış olduğu davanın ise TMK' nın 166/1 maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı boşanma davası olduğu, akıl hastalığı nedeniyle kısıtlanmasına karar verilen kocanın...
Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas kuruluna sevk edilerek suç tarihi itibariyle akıl hastalığı veya akıl zayıflığı olup olmadığı, kendisine karşı işlenen eylemin ahlaki kötülüğünü idrak edip edemeyeceği, fiile karşı mukavemete muktedir olup olmadığı, akıl hastalığı veya akıl zayıflığı var ise bu durumun beden veya ruh bakımından kendisini savunmasına mani olacak mahiyet ve derecede bulunup bulunmadığı, beyanlarına itibar edilip edilemeyeceği, akıl hastalığı veya akıl zayıflığı varsa bu durumun hekim olmayanlar ile çevresinde yaşayanlar ve kendisini tanıyanlarca anlaşılıp anlaşılamayacağı hususlarında açıklayıcı rapor alındıktan sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hükümler kurulması, Kanuna aykırı, sanık müdafii ile katılan ...'...
OLAY VE OLGULAR Olay tarihinde başka bir şikâyet nedeniyle karakola müracaat eden sanığın, karakol amiri olarak görev yapan şikâyetçiye "Sen şerefsizsin." şeklinde söz söylediği, sanığın uyarılması üzerine şikâyetçiye hitaben tekrar "Evet sen şerefsizsin." dediği iddiası ile açılan davada, Mahkemece sanığa ait sağlık kurulu raporuna istinaden akıl hastalığı nedeniyle ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilmiştir. IV. GEREKÇE 1....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Tehdit HÜKÜM : Akıl hastalığı nedeniyle ceza verilmesine yer olmadığı cezası ve güvenlik tedbiri K A R A R Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi....
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre; akıl hastalığı nedeniyle hakkında ceza verilmesine yer olmadığına ve güvenlik tedbiri uygulanmasına karar verilen sanığa, 5271 sayılı CMK’nın 325/1. maddesi uyarınca yargılama giderlerinin yükletilmesine karar verilmesi gerekirken, yargılama giderleri kamu üzerinde bırakılmış ise de, aleyhe temyiz olmadığından bozma yapılamayacağı belirlenerek yapılan incelemede; Akıl hastalığı nedeniyle kusur yeteneği bulunmadığı saptanan sanığa yükletilen suça ilişkin tüm kanıtlar gösterilip tartışıldıktan sonra, suçun kanıtlanması halinde, TCK'nın 32/1 ve 57. maddeleri uyarınca akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunması, kanıt bulunmaması halinde ise beraat kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle doğrudan ceza verilmesine yer olmadığına ve güvenlik tedbiri uygulanmasına karar verilmesi, Kanuna aykırı ve sanık ... müdafisinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden...