DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı (kadın) tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacının dava dilekçesindeki açıklamalarından boşanma talebinin Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesinde yer alan evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi yanında akıl hastalığı sebebine de (TMK.md.165) dayandığı anlaşılmaktadır. Delillerin Türk Medeni Kanununun 165. maddesindeki sebep çerçevesinde de değerlendirilerek ulaşılacak sonuç uyarınca karar verilmesi gerekirken delillerin sadece Türk Medeni Kanununun 166/1 maddesine dayalı olarak değerlendirilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma - Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. osyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle *hükmün gerekçesinde Türk Medeni Kanununun 165.nci maddesinde yer alan akıl hastalığı sebebiyle boşanma kararı verildiği açıklandığı halde hüküm sonucunda Türk Medeni Kanununun 165. maddesi yazılacağı yerde, aynı yasanın 166/1. maddesinin yazılmasının maddi hataya dayanmasına ve mahallinde düzeltilmesinin mümkün bulunmasına göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine peşin alınan harcın mahsubuna, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 27.10.2008 (Pzt.)...
Eğer kanun koyucu, akıl hastalığı nedeniyle hakkında ceza verilmesine yer olmadığına ve ayrıca koruma ve tedavi altına alma kararı verilen sanığın yargılama giderinden sorumlu tutulacağını düşüncesini kabul etseydi, karşılıklı hakaret suçlarında olduğu gibi buna dair istisnai bir düzenleme yapardı. Sonuç olarak Dairemiz çoğunluk görüşüne göre, akıl hastalığı nedeniyle ceza verilmesine yer olmadığına ve koruma ve tedavi altına alınmasına karar sanık hakkında, ayrıca kendisini vekil ile temsil ettiren katılan lehine maktu avukatlık ücretine hükmedilemez....
Somut olayda; kısıtlı adayına ait TAKBİS malvarlığı sorgulamasında, kısıtlı adayı adına kayıtlı birden fazla aktif taşınmaz kaydının bulunması, pasif taşınmaz mal kaydının bulunmaması, boşanma davası açtığı eşi-vasi adayı ile aralarında husumet bulunması hususları ile davacı vekilinin delil listesinde bildirdiği dava dosyaları birlikte değerlendirildiğinde, kısıtlı adayının TMK'nın 406. maddesinde kendisini veya ailesini darlık veya yoksulluğa düşürme tehlikesine yol açan savurganlığının bulunduğu talep eden tarafça ispat edilemediğinden, ayrıca TMK'nın 405. maddesi kapsamında vesayet altına alınmasını gerektirir akıl hastalığı, akıl zayıflığı veya ağır hastalığı bulunmadığından ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olup, istinaf talebinin HMK'nın 353/1- b-1 maddesi gereğince esastan reddedilmesi gerektiği kanaati ile aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Maddesinde yer alan Akıl Hastalığı Nedenine Dayalı Boşanma Davasıdır. TMK 165. Maddesine göre eşlerden biri akıl hastası olup da bu yüzden ortak hayat diğer eş için çekilmez hale geldiği takdirde hastalığın geçmesine olanak bulunmadığı resmi sağlık kurulu raporuyla tespit edilmek koşuluyla bu eş boşanma davası açabilir. Burada özel bir boşanma nedeni düzenlenmiş olup bu nedene dayalı olarak boşanma davasının kabulü iki adet koşulun gerçekleşmesine bağlıdır. Bunlardan biri davalı eşin akıl hastalığının sürekliliğinin sağlık kurulu raporuyla tespiti, diğeri ise ortak hayatı diğer eş için çekilmez hale getirmesidir. Somut olayda İstanbul Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen raporda; T3 halihazır durumu ile fiili ehliyetine haiz olduğu, kendisinhde evlilik birlikteliğini diğer eş yönünden çekilmez hale getirecek psikiyatrik bir bozukluk bulunmadığı belirlenmiş olup; özel boşanma sebebinin gerçekleşmediği anlaşılmakla Asıl Davanın Reddi gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi HÜKÜM : Ceza verilmesine yer olmadığı Mahalli mahkemece bozma üzerine verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü: Akıl hastalığı nedeniyle hakkında ceza verilmesine yer olmadığına ve güvenlik tedbiri uygulanmasına karar verilen sanığa, 5271 sayılı CMK'nin 325/1. maddesi uyarınca yargılama giderlerinin yükletilmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde yargılama giderinin kamu üzerinde bırakılmasına karar verilmesi aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır....
ın vasi olarak atandığı anlaşılmakla, sanık hakkında kasten yaralama suçundan dolayı suçun işlendiği tarih itibariyle ve halen TCK'nin 32. maddesi kapsamında akıl hastalığı bulunup bulunmadığı ve akıl hastalığı nedeniyle, işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama veya bu fiille ilgili davranışlarını yönlendirme yeteneğinin bulunup bulunmadığının Adli Tıp Kurumu ilgili İhtisas Dairesinden veya tam teşekküllü Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesinden ya da Tıp Fakültelerinin Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanlıklarından alınacak rapor ile tespiti gerekirken; başka bir dosyada alınmış rapor ile yetinilerek, eksik kovuşturma ile yazılı şekilde hüküm kurulması, 2) Sanığın akıl hastalığı olduğuna dair şüpheye rağmen CMK'nin 150/2 maddesi uyarınca müdafi görevlendirilmemesi, 3) Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas - 2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK'nin 53. maddesindeki...
cezanın belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi, 2-)Akıl hastalığı nedeniyle işlediği fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği azalmış olan kişi hakkında 5237 sayılı TCK’nun 32/2. maddesindeki “ceza altıda birinden az olmamak üzere indirilebileceği gibi mahkum olunan ceza, süresi aynı olmak koşuluyla, kısmen veya tamamen, akıl hastalarına özgü güvenlik tedbiri olarak da uygulanabileceği”, aynı Kanunun 57/6 maddesindeki “işlediği fiille ilgili olarak hastalığı yüzünden davranışlarını yönlendirme yeteneği azalmış olan kişi hakkında birinci ve ikinci fıkra hükümlerine göre yerleştirildiği yüksek güvenlikli sağlık kuruluşunda düzenlenen kurul raporu üzerine, mahkum olduğu hapis cezası, süresi aynı kalmak koşuluyla, kısmen veya tamamen, mahkeme kararı ile akıl hastalarına uygulanabilir” şeklindeki düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde “hafif düzey mental reterdasyon” saptanan ve bu akıl hastalığı nedeniyle işlediği fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-karşı davacı erkek tarafından, her iki boşanma davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-karşı davacı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Kendisi yoksul olan kişi yoksulluk nafakası ile sorumlu tutulamaz. Davalı-karşı davacı erkeğin geçirdiği kaza sonucu kalıcı akıl hastalığı nedeniyle kısıtlandığı ve başkasının yardımına muhtaç hale geldiği, bunun sonucunda malulen emekli edildiği anlaşılmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi HÜKÜM :Sanığa akıl hastalığı nedeniyle ceza verilmesine yer olmadığına, güvenlik tedbirine dair Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü; Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine; ancak, Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 30.10.2014 tarih, 2013/8-119 Esas 2014/4481 Karar sayılı ilamında bildirildiği üzere; akıl hastalığı nedeniyle cezai ehliyeti bulunmayan sanığa müdafii tayiniyle yetinilerek, CMK'nin 191 ve 147. maddeleri uyarınca yöntemine uygun olarak sorgusu yapılmadan muhafaza ve tedavi tedbirine hükmolunması suretiyle savunma hakkının kısıtlanması, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebebden dolayı 6723 sayılı Kanunun 33. maddesi ile değişik 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme ugun olarak BOZULMASINA, 05.09.2016...