"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi HÜKÜM : Sanık hakkında akıl hastalığı nedeniyle güvenlik tedbirine hükmedilmesine dair Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü; 5271 sayılı CMK'nin 172. maddesi uyarınca kovuşturmaya yer olmadığı kararının, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delillerin elde edilememesi veya kovuşturmanın izne tabi olması ve yetkili merciince izin verilmemesi gibi kovuşturma olanağının bulunmaması hallerinde verilmesi gerektiği, şüphelinin akıl hastalığı nedeniyle TCK'nin 32/1. maddesinden yararlanması gerektiğinin tıbben saptanması durumunda, hakkında güvenlik tedbiri uygulanması yönünden, atılı suçu işlemiş olduğunun yapılacak yargılama ile sabit görülmesi zorunluluğu nedeniyle kovuşturmama kararı verilmesi olanağı bulunmadığından, ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hükümlü veya tutuklunun kaçması HÜKÜM : Mahkumiyet Gereği görüşülüp düşünüldü: Sanığın 13.07.2016 tarihli dilekçesiyle TCK'nın 32. maddesi kapsamında akıl hastalığı bulunduğuna ilişkin beyanı ve adli sicil kaydında sanığa akıl hastalığı nedeni ile güvenlik tedbiri uygulandığı dikkate alındığında, mahkemenin sanığın TCK'nın 32. maddesi kapsamında akıl hastalığı hususunda herhangi bir araştırma yapmadığı anlaşılmakla, TCK’nın 32. maddesi gereğince sanığın suç tarihinde işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneğini ortadan kaldıran veya bu fiille ilgili davranışlarını yönlendirme yeteneğinin önemli derecede azalmasına yol açan bir akıl hastalığı ve yüklenen suç yönünden cezai ehliyetinin bulunup bulunmadığı konusunda Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi’nden ya da Adli Tıp Kurumu’ndan rapor alınarak sonucuna göre hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden eksik araştırma ile yazılı şekilde...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Davacı-davalı koca, dava dilekçesinde kadının psikolojik sorunları ve hastalığından bahsederek hastalık nedeni ile ve evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile boşanma olarak davasını belirttiğine göre, kocanın davasının akıl hastalığı ve evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı boşanma davası olduğu anlaşılmaktadır. Ancak mahkemece akıl hastalığına dayalı dava yönünden bir araştırma ve değerlendirme yapılmadığı görülmüştür. Mahkemece kocanın akıl hastalığına dayalı boşanma davası yönünden gerekli incelemenin yapılarak, kadının akıl hastalığını bulunup bulunmadığı, tedavisinin mümkün olup olmadığı, vasi tayini gerekip gerekmediği ve hastalığının evlilik birliğini karşı taraf yönünden çekilmez hale getirip getirmediğine ilişkin Adli Tıp Kurumundan da rapor alınarak, tüm deliller birlikte değerlendirilerek gerçekleşecek sonuca göre yeniden karar verilmesi gereklidir....
KARŞI OY Davalı kocanın hastalığı sebebiyle 7-8 yıldır davacı ile davalı arasında cinsel ilişki kurulamaması yüzünden davacı kadın tarafından evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanma (TMK. m. 166 f. I-II) isteminde bulunulmuştur. Yerel mahkeme davalı kocanın şeker hastalığı sebebiyle erektil işlev bozukluğunun var olduğunu kabul etmekle beraber evliliğin iyi ve kötü günde birlikte olmayı gerektirdiğinden “evlenmeden sonra” oluşan bu hastalığın boşanma sebebi sayılamayacağı gerekçesiyle davanın “reddine” karar vermiştir. Değerli çoğunluk davacı kadın tarafından temyiz edilen hükmün “onanmasına” karar vermiştir. Devletler, hukuk politikasında boşanma sebeplerini belirlerken dayanacağı ilkeleri kendi toplumunun özelliklerini temel alarak saptamaktadır. Türk Boşanma Hukukuna yön veren “temel ilkeler” beş grupta toplanmaktadır: "İrade ilkesi", "kusur ilkesi" "evlilik birliğinin sarsılması ilkesi", (EGGER, s. 145-148, ...-Aile, s. 183-186.)...
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 282. maddesinde belirtildiği gibi bilirkişinin “oy ve görüşü” hakimi bağlamaz ise de, temyiz kudretinin yokluğu, yaş küçüklüğü, akıl hastalığı, akıl zayıflığı, ...... gibi salt biyolojik nedenlere değil, aynı zamanda bilinç, idrak, irade gibi ...... unsurlara da bağlı olduğundan, akıl hastalığı, akıl zayıflığı gibi biyolojik ve buna bağlı ...... nedenlerin belirlenmesi, çok zaman hakimlik mesleğinin dışında özel ve teknik bilgi gerektirmektedir. Hele ayırt etme gücünün nispi bir kavram olması kişiye eylem ve işleme göre değişmesi bu yönde en yetkili sağlık kurulundan, özellikle ... Kurumu Dördüncü İhtisas Kurulu’ndan rapor alınmasını da gerekli kılmaktadır. Esasen TMK'nın 409/2. maddesi akıl hastalığı veya akıl zayıflığının bilirkişi raporu ile belirleneceğini öngörmüştür. Somut olaya gelince; mahkemece ehliyetsizlik yönünden yeterli araştırma yapıldığını söyleme imkanı yoktur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Kasten yaralama HÜKÜM : Ceza verilmesine yer olmadığına ve akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına dair Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü: Yerinde görülmeyen diğer temyiz sebeplerinin reddine, ancak; 1) Akıl hastalığı nedeniyle cezai ehliyeti bulunmadığı anlaşılan sanığın 5271 sayılı CMK'nin 191. ve 147. maddeleri uyarınca yöntemine uygun olarak savunması alınmadan, müdafii tayiniyle yetinilerek, akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunması suretiyle savunma hakkının kısıtlanması, 2) Sanığın suç tarihi itibariyle 5237 sayılı TCK'nin 32. maddesi kapsamında akıl hastalığı bulunup bulunmadığının, Adli Tıp Kurumu ilgili İhtisas Dairesinden veya tam teşekküllü Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesinden ya da Tıp Fakültelerinin Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanlıklarından alınacak sağlık kurulu raporu ile tespiti gerekirken...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi HÜKÜM : Akıl Hastanesine özgü güvenlik tedbiri uygulanması, Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü; Yerinde görülmeyen diğer itirazların reddine, ancak; 1) Sanığın akıl hastalığı yönünden adli tıp kurumu veya tam teşekküllü ruh ve sinir hastalıkları hastanesinden heyet raporu alınmadan yazılı şekilde hüküm tesisi, 2) Akıl hastası olan sanık hakkında, 5237 sayılı TCK'nin 32/1.maddesi gereğince ceza verilmesine yer olmadığına da hükmolunması gerektiğinin gözetilmemesi, 3) Sanığın cezai ehliyet durumu dikkate alınarak hakkında 5237 sayılı TCK'nin 32/1. maddesinin uygulanması karşısında, 5271 sayılı CMK'nin 150/2.maddesi uyarınca zorunlu müdafii atanmadan savunmasının alınması suretiyle savunma hakkının kısıtlanması, 4) 5271 sayılı CMK'nin 325/1.maddesi gereğince akıl hastalığı nedeniyle koruma ve tedavi altına alınmasına yönelik güvenlik tedbirine hükmedilen sanığın yargılama giderlerinden...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hakaret HÜKÜMLER : Ceza verilmesine yer olmadığı ve koruma tedbiri uygulanması KARAR Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliğine göre dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. 1- Akıl hastalığı nedeniyle kusur yeteneği bulunmadığı kabul edilen sanığa yükletilen suça ilişkin tüm kanıtlar gösterilip tartışıldıktan sonra, suçun kanıtlanması halinde TCK'nın 32/1 ve 57. maddeleri uyarınca akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirine hükmolunması, kanıt bulunmaması halinde ise beraat kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle doğrudan ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi, 2- Akıl hastası olduğu belirlenen sanığa, CMK'nın 150/2. maddesi uyarınca istemi aranmaksızın müdafii görevlendirilmesinin zorunlu olduğu gözetilmeden, müdafii tayin edilmeyerek savunma hakkının kısıtlanması, 3- Dosyada mevcut...
Ancak; 1-Sanığın, CMK’nın 147 ve 191. maddeleri uyarınca yöntemince sorgusu yapılmadan, akıl hastalığı nedeniyle ceza verilmesine yer olmadığına ve güvenlik tedbiri uygulanmasına karar verilmesi, 2-Mağdurlar soruşturma sırasındaki beyanlarında sanığın kendilerini korkuttuğunu beyan etmiş iseler de, yargılama sırasındaki beyanlarında sanığın kendilerine bir şey yapmadığını beyan ettiklerinden mağdurların beyanları arasındaki çelişki giderilerek, akıl hastalığı nedeniyle kusur yeteneği bulunmadığı saptanan sanığa yükletilen suça ilişkin tüm kanıtlar gösterilip tartışıldıktan sonra, suçun kanıtlanması halinde TCK'nın 32/1 ve 57. maddeleri uyarınca akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirine hükmolunması, kanıt bulunmaması halinde ise beraat kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle doğrudan ceza verilmesine yer olmadığına ve güvenlik tedbiri uygulanmasına karar verilmesi, Kabule göre de; Hakkında akıl hastalarına özgü güvenlik tedbiri uygulanan...
Ekrem TOK Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesine sevkinin sağlandığı, 13/10/2022 tarih, 67971284/4329 sayılı raporuyla sağlık kurulu raporu düzenlendiği, rapora göre davacı-davalı kadının akıl hastası olduğu, hastalığının geçici nitelikte olmadığı, ortak hayatı diğer eş yönünden çekilmez hale getirebileceği tam olarak iyileşmesinin mümkün olmadığının rapor edildiği anlaşılmıştır. Erkeğin karşı boşanma davası yönünden davanın ıslahı; Davalı- karşı davacı vekili tarafından 05/11/2019 tarihli dilekçe ile TMK'nun 166/1- 2 maddesi uyarınca açılan karşı boşanma davasının TMK'nun 165 maddesi nedenine dayalı davacı-karşı davalı kadının akıl hastalığı nedeni ile tarafların boşanmaları yönü ile ıslah edildiği anlaşılmıştır....