için Adli Tıp Kurumu'nun ilgili İhtisas Dairesinden veya Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesinden sanığın TCK'nın 32. maddesi kapsamında, akıl hastalığı nedeniyle işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılayıp algılayamadığı veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinde önemli derecede azalmaya neden olacak bir akıl hastalığının bulunup bulunmadığı ya da aynı maddenin ikinci fıkrası uyarınca akıl hastalığı derecesinde olmamakla birlikte işlediği fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin azalıp azalmadığı hususlarında rapor alınarak, sonucuna göre hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken, eksik kovuşturmaya dayanılarak yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan diğer yönleri incelenmeyen hükümlerin bu sebepten dolayı BOZULMASINA, 04/02/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Nitelikli cinsel saldırı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, hakaret HÜKÜM : Hakaret suçundan beraat, diğer atılı suçlardan mahkûmiyet İlk derece mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: Katılan mağdure vekilinin temyizinin incelenmesinde; Akıl hastalığı nedeniyle reşit mağdureye vasi tayin edilen anne...'...
Diğer tarafın davası akıl hastalığına değil evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine (TMK.m.166/1) dayanmaktadır. Akıl hastası olan eşin davranışları iradi kabul edilemez. İradi olmayan davranışlar sebebiyle kadına kusur yüklenemez. Böyle olunca da, kadının da kusurlu olduğundan bahisle "evlilik birliğinin temelinden" sarsıldığı gerekçesiyle boşanma kararı verilemez. O halde davacı-karşı davalı tarafından açılan boşanma davasının reddine karar verilmesi gerekirken, kabulü doğru değildir. Ne var ki, kadının davasının kabulü suretiyle verilen boşanma hükmü temyizin şümulü dışında bırakılarak kesinleşmiş, kocanın boşanma davasındaki boşanma talebinin esası bu sebeple konusuz kalmıştır....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Taraflar arasında görülen boşanma davasının yapılan yargılaması sonunda ilk derece mahkemesince davalının akli dengesi yerinde olup, davalıya yönelik kusur ispatlanamadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş, ilk derece mahkemesinin kararına karşı davacı kadın istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda davalı erkeğin akıl hastalığı nedeniyle kısıtlı olduğu, akıl hastasına kusur izafe edilemeyeceği, davanın reddinin bu gerekçeyle sonucu itibariyle doğru olduğundan bahisle davacının istinaf başvurusunun tedbir nafakasına yönelik kısmı dışında esastan reddine karar verilmiştir....
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Akıl hastalığı nedeniyle cezai ehliyeti bulunmayan sanığa, CMK'nın 150/2. maddesi uyarınca zorunlu müdafii atanması gerektiği gözetilmeden akıl hastalığı nedeni ile hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi, Kanuna aykırı ve sanık ...'ın temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden tebliğnameye uygun olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 14/09/2017 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
ancak; 1) Sanığın akıl hastalığı olduğu doktor raporu ile tespit edildiği halde CMK'nin 150/2. maddesi gereğince zorunlu müdafii tayin edilmeden yargılamaya devamla hüküm kurulması, 2) Kabule göre de; Sanığın akıl hastalığı nedeniyle TCK'nin 57. maddesine göre yüksek güvenlikli sağlık kurumları yerine yüksek sağlık kurulunda koruma ve tedavi altına alınmasına karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca isteme aykırı BOZULMASINA, 04.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Nitelikli cinsel saldırı HÜKÜM : Mahkûmiyet İlk derece mahkemesince verilip re'sen de temyize tabi hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: Mağdurun, Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas kuruluna sevk edilerek suç tarihi itibariyle akıl hastalığı veya akıl zayıflığı olup olmadığı, kendisine karşı işlenen eylemin ahlaki kötülüğünü idrak edip edemeyeceği, fiile karşı mukavemete muktedir olup olmadığı, akıl hastalığı veya akıl zayıflığı var ise bu durumun beden veya ruh bakımından kendisini savunmasına mani olacak mahiyet ve derecede bulunup bulunmadığı, beyanlarına itibar edilip edilemeyeceği, akıl hastalığı veya zayıflığının hekim olmayanlar ile çevresinde yaşayanlar ve kendisini tanıyanlarca anlaşılıp anlaşılamayacağı hususlarında açıklayıcı rapor alındıktan sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken mağdur hakkında suç tarihinden uzunca bir süre önce düzenlenip içerik itibariyle de yetersiz olan...
( TMK m. 166/1) boşanma talep edilmiştir....
e karşı kasten yaralama suçundan akıl hastalığı nedeniyle CMK'nin 223/3-a maddesi uyarınca ayrı ayrı ceza verilmesine yer olmadığına ve TCK'nin 57. maddesi gereğince akıl hastalarına özgü güvenlik tedbiri uygulanmasına dair karar. TÜRK MİLLETİ ADINA Mahalli mahkemece bozma üzerine verilen hükümler temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü: 1) Sanık ... hakkında mağdur ...'ya karşı kasten yaralama suçundan kurulan hüküm yönünden; Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın üzerine atılı mağdur ...'...
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede: 1-CMK'nın 147 ve 191. maddeleri uyarınca usulüne uygun olarak sorgusu yapılıp sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, sorgusu yapılmadan mahkumiyet kararı verilmesi, 2-Sanığın, psikolojik rahatsızlığının olduğu ve hakkında akıl hastalığına ilişkin düzenlenmiş raporları olduğu belirtilmesi karşısında, suç tarihi itibariyle TCK'nın 32. maddesi uyarınca “akıl hastalığı nedeniyle, işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılayıp algılayamadığı veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin azalmış ya da önemli derecede azalmış olup olmadığı” konusunda yöntemince rapor alınmasının gerektiği gözetilmeden, alınan eski raporlarına dayanılarak eksik inceleme sonucu hüküm kurulması, 3-Akıl hastalığı nedeniyle ceza ehliyeti bulunmadığı kabul edilen sanığın, yüklenen suçu işlediğine ilişkin kanıtlar gösterilip tartışılarak eylemi...