DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, akıl hastalığı ve mal varlığının kötü yönetilmesi hukuksal sebebine dayanan vesayet davasıdır. TMK'nun 405/1.maddesinde "Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle işlerini göremeyen veya korunması ve bakımı için kendisine sürekli yardım gereken ya da başkalarının güvenliğini tehlikeye sokan her ergin kısıtlanır." düzenlemesi bulunmaktadır. TMK'nun 409/2.maddesinde ise "Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle kısıtlamaya ancak resmi sağlık kurulu raporu üzerine karar verilir. Hakim, karar vermeden önce, kurul raporunu göz önünde tutarak kısıtlanması istenen kişiyi dinleyebilir." düzenlemesi bulunmaktadır. Buna göre akıl hastalığı veya akıl zayıflığı bulunduğu öne sürülen kişinin kısıtlanabilmesi için resmi sağlık kurulu raporunda kişinin akıl hastalıkları tanımlanarak kısıtlanması gerektiğinin belirlenmiş olması gereklidir....
Ancak; 1-Akıl hastalığı bulunduğu belirlenen sanığa, asıl yargılamanın yapıldığı mahkemede CMK'nnı 150/2. maddesine göre zorunlu müdafii tayin edilmesi gerektiği gözetilmeden, savunma hakkının kısıtlanması, 2-Akıl hastalığı nedeniyle kusur yeteneği bulunmadığı saptanan sanığa yükletilen suça ilişkin tüm kanıtlar gösterilip tartışıldıktan sonra, suçun kanıtlanması halinde TCK'nın 32/1 ve 57. maddeleri uyarınca akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirine hükmolunması, kanıt bulunmaması halinde ise beraat kararı verilmesi gerketiği gözetilmeden, eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle doğrudan ceza verilmesine yer olmadığına ve güvenlik tedbiri uygulanmasına karar verilmesi, Kanuna aykırı, sanık ... ve müdafii ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 21/03/2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Sulh Ceza Mahkemesi Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü; Sanık hakkında akıl hastalığı nedeniyle ceza verilmesine yer olmadığına ilişkin karar verilirken uygulama maddesinin CMK'nin 223/3-a. olarak mahallinde düzeltilmesi mümkün görülmüş, akıl hastalığı sebebiyle TCK’nin 32/1. maddesi gereğince ceza verilmesine yer olmadığına ve TCK’nin 57/1. maddesi gereği koruma ve tedavi amaçlı güvenlik tedbiri uygulanmasına, yüksek güvenlikli bir sağlık kurumunda koruma ve tedavi altına alınmasına karar verildiğinde aynı Yasanın 57/2. maddesi gereği “hakkında güvenlik tedbirine hükmedilmiş akıl hastasının, yerleştirildiği kurumun sağlık kurulunca düzenlenen raporda toplum açısından tehlikeliliğinin ortadan kalktığının veya önemli ölçüde azaldığının belirlenmesi üzerine mahkeme veya hakim kararı ile serbest bırakılabileceğinin” kararda belirtilmemesi, TCK’nin 57/2. maddesi hükmü akıl hastalarına özgü güvenlik...
İhtisas Kuruluna sevk edilerek olay tarihinde müştekide akıl hastalığı veya akıl zayıflığı bulunup bulunmadığı, fiile ruhsal yönden mukavemete muktedir olup olmadığı, akıl hastalığı veya akıl zayıflığı varsa bunun hekim olmayanlar ile çevresinde yaşayanlar ve tanıyanlarca anlaşılıp anlaşılamayacağı, fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneğine sahip olup olmadığı, beyanlarına itibar edilip edilemeyeceği hususlarında ayrıntılı rapor alınarak ve ayrıca müşteki ile sanığın beyanlarında geçen tanık ... ... dinlenilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması, Kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 21.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm iştirak nafakası yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Dava, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına (TMK.md.166/1) dayalı olarak açılmıştır. Yargılamanın devamı sırasında ... koca akıl hastalığı nedeniyle kısıtlanmış kendisine vasi atanmıştır. Türk Medeni Kanunun 165.maddesine dayalı bir dava da bulunmamaktadır. ... kocanın davranışları iradi olmadığından kusurundan söz edilemez. Türk Medeni Kanunun 166/1.maddesi uyarınca açılan davanın reddine karar vermek gerekirken, kabulü doğru bulunmamıştır....
Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesince düzenlenen 06/06/2014 tarih ve 1840 sayılı sağlık raporunda sanığın cezasını azaltacak "psikotik bozukluk" hastalığı olduğu ve TCK'nın 32/2. maddesinden yararlanacağının belirtilmesi karşısında, sanığın TCK'nın 32. maddesi gereğince suçu işlediği tarihte akıl hastalığı veya zayıflığı nedeniyle eylemin hukuksal anlam ve sonuçlarını algılama ve davranışlarını yönlendirme yeteneğini tamamen kaldıracak veya önemli ölçüde azaltacak şekilde akıl hastalığının ve ceza ehliyetinin bulunup bulunmadığı saptandıktan sonra sonucuna göre sanığın hukuksal durumunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanık .... temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle diğer yönleri incelenmeksizin tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 24.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi - Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı anne ile davalı baba arasında görülmekte olan .... sayılı boşanma dava dosyasında davacı anne ile ilgili kısıtlanmasını gerektiren akıl hastalığı olup olmadığı yönünde Sulh Hukuk Mahkemesine ihbarda bulunulduğu anlaşılmaktadır. Vasi dosyasının akıbetinin araştırılarak bir suretinin iş bu dosyaya eklenmesinden sonra gönderilmek üzere dosyanın mahalli mahkemesine İADESİNE oybirliğiyle karar verildi. 14.12.2016 (Çrş.) ......
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı vasisi tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Hükmü temyiz eden davacı-davalı (koca) vekilinin vekaletnamesi, davacı-davalı (koca) tarafından, akıl hastalığı sebebiyle kısıtlanması öncesinde verilmiştir. Davacı-davalı (koca)'nın vasisi tarafından verilmiş bir vekaletname ise bulunmamaktadır. Hükmü temyiz eden vekilin, davacı-davalı (koca) vasisinden vekaletname alarak ibrazından sonra, gönderilmek üzere dosyanın mahalli mahkemesine İADESİNE oybirliğiyle karar verildi. 13.10.2014 (Pzt.)...
Ancak, 1-Akıl hastalığı nedeniyle kusur yeteneği bulunmadığı saptanan sanığa yükletilen suçlara ilişkin tüm kanıtlar gösterilip tartışıldıktan sonra, suçun kanıtlanması halinde TCK'nın 32/1 ve 57. maddeleri uyarınca akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirine hükmolunması, kanıt bulunmaması halinde ise beraat kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden, yetersiz gerekçeyle doğrudan ceza tertibine yer olmadığına ve güvenlik tedbiri uygulanmasına karar verilmesi, 2-Akıl hastalığı nedeniyle kusur yeteneği bulunmayan sanığa, CMK'nın 150/2. maddesi uyarınca müdafi atanmadan, yargılamaya devamla hükümlülük kararı verilmesi, 3- TCK'nın 32/1 ve CMK'nın 223/3-a maddeleri gereğince “ceza verilmesine yer olmadığı” kararı verilmesi gerekirken “ceza tertibine yer olmadığına” şeklinde karar verilmesi, 4-Hakkında akıl hastalarına özgü güvenlik tedbiri uygulanan sanığın, CMK’nın 325/1. maddesi uyarınca yargılama giderlerinden sorumlu tutulması gerektiğinin gözetilmemesi, Kanuna aykırı ve sanık ... ile katılan...
Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Karşılıksız yararlanma HÜKÜM : Mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: 1-Sanığa akıl hastalığı sebebiyle vasi atanması karşısında; 5237 Sayılı TCK'nın 32. maddesi gereğince suçu işlediği tarihte akıl hastalığı veya zayıflığı nedeniyle eylemin hukuksal anlam ve sonuçlarını algılama ve davranışlarını yönlendirme yeteneğini tamamen kaldıracak veya önemli ölçüde azaltacak şekilde akıl hastalığının ve ceza ehliyetinin bulunup bulunmadığına dair rapor alınmadan eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, 2-Sanığın akıl hastalığı sebebiyle kısıtlandığının anlaşılması karşısında; sanığa müdafii atanmasının zorunlu olduğunun gözetilmemesi, Kabule göre de; 3- 02.07.2012 tarihinde kabul edilerek, 28344 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ve 05.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Ve Basın Yoluyla İşlenen...