Ancak; 1-5237 sayılı Kanun'un 125/1. maddesinde düzenlenen hakaret suçunun, soruşturulması ve kovuşturulmasının şikayete bağlı olduğu, müştekinin 25/12/2015 tarihli oturumda şikayetçi olmadığını beyan etmesi, sanığın da müştekinin vazgeçme beyanını kabul etmesi karşısında, şikayetten vazgeçme nedeniyle anılan Kanun'un 73/4 ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 223/8. maddeleri gereğince kamu davasının düşürülmesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması, 2-Sanığın soruşturmadaki savunmasında yargılamaya konu tehdit eylemi bakımından bir anlatımının bulunmaması, kovuşturmada ise "eşime karşı suç işlemişsem özür dilerim" şeklinde savunma yapması karşısında; üzerine atılı tehdit suçunu işlediğine dair müştekinin soyut iddiası dışında yeterli ve somut delil olmadığı halde, yetersiz gerekçeyle suçun sübutunun kabulü ile sanık hakkında akıl hastalığı nedeniyle ceza verilmesine yer olmadığı ve güvenlik tedbiri uygulanmasına karar verilmesi, 3-Kabule göre; akıl hastalığı...
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü; Sanık tarafından temyiz aşamasında sunulan dilekçe ekindeki belgelerde akıl hastalığı nedeniyle vesayet altında alındığına dair mahkeme kararı bulunmasına göre, suç tarihi itibariyle TCK'nın 32. maddesi gereğince, akıl hastalığı nedeniyle, işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayıp algılayamadığı veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin önemli derecede azalmış olup olmadığının saptandıktan sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 3.4.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı kadın tarafından kusur belirlemesi, tazminatlar ve araç bedeli yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, bozmaya uygun işlem ve araştırma yapılmış olmasına, delillerin takdirinde bir yanlışlık bulunmamasına ve özellikle davalının araç bedeline ilişkin usulüne uygun harcı yatırılarak açılmış bir dava veya karşı davasının bulunmadığının anlaşılmasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Mahkemece taraflar eşit kusurlu kabul edilerek boşanmaya karar verilmiş ise de; yapılan soruşturma ve toplanan delillerden davalı kadının akıl hastalığı nedeniyle Türk Medeni Kanununun 405. maddesi gereği kısıtlanarak kendisine vasi atandığı anlaşılmaktadır. Akıl hastası olan davalı kadının davranışları iradi olmadığına göre, kusurundan söz edilemez....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı erkeğin akıl hastası olduğu ve Of Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2012/493 Esas 2013/217 Karar sayılı kararı ile kısıtlandığı, akıl hastalığı hukuki sebebine dayalı bir dava bulunmadığı (TMK md. 165), akıl hastası olan erkeğin hareketleri iradi olmadığından, kendisine kusur yüklenemeyeceği, bu sebeple 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasına dayalı "evlilik birliğinin temelinden sarsılması" hukuki sebebine dayanılarak boşanmaya karar verilemeyeceği, bu kapsamda davalı erkeğin kısıtlandığı ve hareketleri iradi olmadığı gerekçesi ile davanın reddine, ziynet talebinin feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına süresinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....
nun akıl ve ruh sağlığının yerinde olup olmadığı hususunun tespiti için adli tıp kurumundan randevu alındığı belirtilerek vasi atanması için durum vesayet makamına bildirilmiş, mahkemece adı geçene Türk Medeni Kanununun 407. maddesi gereğince vasi atanmasına karar verilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 405. maddesi gereğince akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle işlerini göremeyen veya korunması ve bakımı için kendisine sürekli yardım gereken ya da başkalarının güvenliğini tehlikeye sokan her ergin kısıtlanır. ... Ağır Ceza Mahkemesince bu madde kapsamında akıl ve ruh sağlığının yerindeliği hususunda kuşku bulunması nedeniyle vesayet makamına ihbarda bulunulmuş, gerek Ağır Ceza Mahkemesince ...Kurumundan aldırılan raporlarda cezai sorumluluğunu etkileyecek akıl hastalığı veya akıl zayıflığı bulunmadığı bildirilmiş gerekse mahkemenin ...Devlet Hastanesinden aldırdığı raporda vasi tayinini gerektiren bir akıl hastalığı olmadığı tespit edilmiştir....
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; 1-Akıl hastalığı nedeniyle ceza ehliyeti bulunmadığı kabul edilen sanığın, yüklenen suçu işlediğine ilişkin kanıtlar gösterilip tartışılarak eylemi gerçekleştirip gerçekleştirmediğinin saptanması, eylem gerçekleştirilmemiş veya kanıtlanamıyor ya da suç oluşturmuyorsa beraatine, eylem kanıtlandğı ve suç oluşturduğu takdirde ise akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirine hükmolunması gerekirken, mevcut deliller tartışılıp değerlendirilmeden, yetersiz gerekçeyle hüküm kurulması, 2-Kabule göre de; Akıl hastalığı nedeniyle hakkında ceza verilmesine yer olmadığına ve güvenlik tedbiri uygulanmasına karar verilen sanığa, 5271 sayılı CMK'nin 325/1. maddesi uyarınca yargılama giderlerinin yükletilmesine karar verilmesi gerekirken, yargılama giderinin kamu üzerinde bırakılması, Kanuna aykırı ve sanık ... müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, 1412...
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede: 1- Akıl hastalığı nedeniyle kusur yeteneği bulunmadığı saptanan sanığın, savunması tespit edilip, yükletilen suça ilişkin tüm kanıtlar gösterilip tartışıldıktan sonra, suçun kanıtlanması halinde TCK'nın 32/1 ve 57. maddeleri uyarınca akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunması, kanıt bulunmaması halinde ise beraat kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle doğrudan ceza verilmesine yer olmadığına ve güvenlik tedbiri uygulanmasına karar verilmesi, 2- Akıl hastalığı nedeniyle kusur yeteneği bulunmayan sanığa, CMK'nın 150/2. maddesi uyarınca müdafi atanmadan, yargılamaya devamla hükümlülük kararı verilmesi, Kanuna aykırı,sanık ...'...
TMK'nun 405/1.maddesinde "Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle işlerini göremeyen veya korunması ve bakımı için kendisine sürekli yardım gereken ya da başkalarının güvenliğini tehlikeye sokan her ergin kısıtlanır." düzenlemesi bulunmaktadır. TMK'nun 409/2.maddesinde ise "Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle kısıtlamaya ancak resmi sağlık kurulu raporu üzerine karar verilir. Hakim, karar vermeden önce, kurul raporunu göz önünde tutarak kısıtlanması istenen kişiyi dinleyebilir." düzenlemesi bulunmaktadır. Buna göre akıl hastalığı veya akıl zayıflığı bulunduğu öne sürülen kişinin kısıtlanabilmesi için resmi sağlık kurulu raporunda kişinin akıl hastalıkları tanımlanarak kısıtlanması gerektiğinin belirlenmiş olması gereklidir. Dosya içerisinde mevcut 19/07/2019 tarihli Edremit Devlet Hastanesi tarafından verilen sağlık kurul raporuna göre kısıtlı adayının kısıtlanması gerektirir bir hastalığının bulunmadığı belirtilmiştir....
Temyize konu davada, sanığa akıl hastası olması ihtimali nedeniyle CMK'nın 150/2. maddesinin emredici hükmü uyarınca müdafi atandığı, müdafiin sanıkla birlikte davayı takip ettiği, yargılama sonucunda sanık hakkında, ceza ehliyetini ortadan kaldıran akıl hastalığı nedeniyle ceza verilmesine yer olmadığına ve yüksek güvenlikli sağlık kurumunda tedavi ve koruma altına alınmasına, zorunlu müdafisi için belirlenen ücretin de dahil olduğu yargılama giderlerinin sanık tarafından ödenmesine karar verilmiştir....
Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 405. maddesi kapsamında akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle vesayet altına alınma istemine ilişkindir. Türk Medeni Kanunu'nun 405. maddesinde "Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle işlerini göremeyen veya korunması ve bakımı için kendisine sürekli yardım gereken ya da başkalarının güvenliğini tehlikeye sokan her ergin kısıtlanır.” 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 409/2 maddesinde 'Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle kısıtlamaya ancak resmî sağlık kurulu raporu üzerine karar verilir. Hâkim, karar vermeden önce, kurul raporunu göz önünde tutarak kısıtlanması istenen kişiyi dinleyebilir.' hükmü yer almaktadır. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden; kısıtlı adayı ... hakkında alınan ... Devlet Hastanesi'nin 07.09.2015 tarihli heyet raporu hükme esas alınarak ...'...