görülmediği, ortak çocukların yargılama süresince baba yanında yaşaması nedeni ile çocuklar yönünden tedbir nafakasına hükmedilmesinin doğru görülmediği, ortak çocuklar yararına hükmedilen tedbir nafakasının kaldırılması gerektiği, boşanmaya neden olan olaylarda az kusuru bulunan kadının, asgari ücret seviyesinde gelir elde etse de bu durumun kendisini yoksulluktan kurtarmayacağı, kadın lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerektiği, davacı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminatın az olduğu gerekçeleri ile davacı kadının tedbir ve yoksulluk nafakasının reddi ile maddî ve manevî tazminatın miktarına yönelik, davalı erkeğin ise kusur belirlemesi ve çocuklar yararına hükmedilen tedbir nafakasına yönelik istinaf taleplerinin kabulüne, kusurun düzeltilmesine, İlk Derece Mahkemesinin gerekçeli kararın hüküm fıkrasının ortak çocuklar yararına hükmedilen tedbir nafakasına ilişkin 3.bendi, yoksulluk nafakasına ilişkin 4. bendi ile maddî ve manevî tazminata ilişkin 5. ve 6....
Davalı karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kusur belirlemesinin yanlış yapıldığını, kusurun karşı tarafta olduğunu, kadın lehine verilen tedbir/yoksulluk nafakasının kaldırılması gerektiğini, erkek lehine manevi tazminat verilmemesinin doğru olmadığını belirterek nafakaların kaldırılmasına, erkek lehine manevi tazminat talebinin kabulüne, kararın boşanma yönünden kesinleştirilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Nüfus aile kayıt tablosuna göre; tarafların 2003 yılında evlendikleri, müşterek çocuklarının olmadığı, davalı karşı davacı erkeğin dosya istinaf incelemesindeyken 14.10.2020 tarihinde vefat ettiği görülmüştür....
Mahkemece;''...Tarafların ... mahkemesinin ... karar sayılı ilamı ile boşandıkları, müşterek çocuk Anıl'ın velayetinin anneye verildiği, çocuk lehine 300 TL tedbir nafakasına hükmedildiği, davacının yoksulluk nafakası talebinin red edildiği, kararın 24/01/2003 tarihinde kesinleştiği, iş bu davamızın dava tarihinin 26/10/2015 tarihi olduğu anlaşılmıştır. TMK'nun 178. Maddesi uyarınca evliliğin boşanma sebebi ile sona ermesinden doğan dava hakları boşanma hükmünün kesinleşmesinin üzerinden 1 yıl geçmekle zaman aşımına uğrar denilmektedir. Yoksulluk nafakasının red edildiği ve boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren 1 yıl içerisinde yoksulluk nafakası talep edilmediğinden yoksulluk nafakasına ilişkin talep red edilmiştir, Kaldı ki davacı kadın çalışmaktadır, tarafların mali ve içtimai durumlarında boşanma kararının verildiği tarihe göre önemli bir değişiklik olmamıştır. Müşterek çocuğa gelince geçen süre içerisinde çocuk ./.. -2- büyümüş, masrafları artmıştır....
Davada ayrı yaşamda haklılık iddiasına dayalı olarak 2009 yılında hükmedilen 200 TL tedbir nafakasının 350 TL'ye yükseltilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece; kesin hüküm ve dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. TMK'nun 169 md. gereğince; boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim davanın devamı süresince gerekli olan özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re'sen alır. Boşanma davası içinde hükmedilecek tedbir nafakasının kural olarak başlangıcı, dava tarihi, sona ereceği tarihi ise bu davaların kesinleştiği tarihtir. Dosya içinde bulunan Konya 2.Aile Mahkemesinin 2010/264 E.- 2011/324 K. sayılı dava dosyasında, davacı koca tarafından davalı kadın aleyhine boşanma davası açıldığı ve kabulüne karar verildiği ve 06.06.2012 tarihinde kesinleştiği görülmüştür....
Mahkemece; asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların TMK.nun 166/1- 2 maddesi uyarınca boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin davacı karşı davalı anneye verilmesine, baba ile aralarında kişisel ilişki tesisine, çocuk için aylık 350,00 TL iştirak nafakasının davanın kesinleşmesinden itibaren davalı karşı davacıdan alınarak, davacı karşı davalıya verilmesine, kadın lehine dava tarihinden itibaren aylık 250,00 TL tedbir nafakası verilmesine, tedbir nafakasının davanın kesinleşmesinden itibaren aynen yoksulluk nafakası olarak devamına, kadın lehine 9.000,00- TL maddi 8.000,00- TL manevi tazminat verilmesine, erkeğin maddi-manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm taraflarca temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece verilen ilk hüküm, davacı-karşı davalı kadın tarafından reddolunan tedbir nafakasının süresi yönünden, davalı-karşı davacı erkek tarafından ise katılma yoluyla reddolunan boşanma davası yönünden temyiz edilmiş, Dairemizin 2016/25599 esas ve 2018/4254 karar sayılı ilamıyla" tedbir nafakasının, davanın esasına ilişkin kararın kesinleşme tarihine kadar devam ettirilmesi gerekirken, mahkemece yazılı şekilde tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle kaldırılmasına karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle bozulmuş, bozma kapsamı dışında kalan diğer yönlere ilişkin olarak hüküm onanmış, katılma yoluyla temyiz talebinin ise reddine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Yargılamanın İadesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından, yoksulluk nafakasının kaldırılması ve nafakanın kısmen tahsiline dair verilen karar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı tarafından, boşanma davasında davalı kadın lehine takdir edilen tedbir ve yoksulluk nafakasının, boşanma davasının yargılaması sırasında davalı kadın çalıştığı için kaldırılmasına yönelik yargılamanın iadesi davası açılmıştır. Yargılamanın iadesi istenen dosyaya daha evvel vekil olarak katılan davalı vekillerine dava dilekçesinin tebliği için düzenlenip gönderilen tebligat mazbatasında, tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde cevap verilebileceğine (HMK m. 122/1) dair meşruhat bulunmadığı için yapılan tebligat geçersizdir....
T3 tarafından açılan boşanma davasının reddine, Davacı birleşen dosya davalısı kadının birleşen davada açmış olduğu karşı boşanma davasının kabulü ile;tarafların boşanmalarına, tarafların müşterek çocuklarının velayetinin davacı birleşen dosya davalısı T1 verilmesine, velayeti davacı birleşen dosya davalısı anneye verilen müşterek çocuk Yiğit Enes İle davalı birleşen dosya davacısı T3 arasında; şahsi ilişki tesisine, 09/11/2021 tarihli ara karar ile, davacı birleşen dosya davalısı kadın için aylık 350,00 TL olarak hükmedilen tedbir nafakasının birleşen dava tarihi itibari ile aylık 100,00 TL arttırılmasına, toplamda davacı birleşen dosya davalısı kadın için aylık 450,00 TL tedbir nafakasının davalı birleşen dosya davacısı erkekten alınarak, davacı birleşen dosya davalısı kadına verilmesine, tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, 09/11/2021 tarihli ara karar ile, müşterek çocuk Yiğit Enes için aylık 300,00 TL olarak hükmedilen tedbir nafakasının birleşen dava tarihi...
verilen müşterek çocuklar için takdir edilen aylık 400'er TL tedbir nafakasının boşanma kararı kesinleşinceye kadar devamına, kadın için takdir edilen tedbir nafakasının boşanma kararı kesinleştikten sonra yoksulluk nafakası olarak devamına, müşterek çocuk Meltemnur için takdir edilen aylık 400 TL tedbir nafakasının boşanma kararının kesinleşmesi tarihinden çocuğun reşit olduğu tarihe kadar geçerli olmak üzere iştirak nafakası olarak devamına, müşterek çocuk Fatma Betül için takdir edilen aylık 400 TL tedbir nafakasının boşanma kararının kesinleşmesi tarihinden sonra iştirak nafakası olarak devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmesi gerekmiş aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Tedbir nafakasının istek olsa bile gelecek yıllarda artış miktarının karara bağlanması mümkün bulunmamaktadır. Bu yasal durum gözetilmeden kadın için takdir edilen tedbir nafakasının her yıl DİE'nin belirlediği TEFE oranında arttırılmasına karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Ne varki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir (HUMK.md.438/7)....