HÜKÜM: Yukarıda açıklanan sebeplerle; I-Davacı erkeğin tedbir nafakasının miktarı dışındaki sair istinaf başvurusunun HMK nun 353/1- b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, II-Davacı erkeğin tedbir nafakasının miktarına ilişkin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle HMK 353/1- b-2 maddesi gereğince KABULÜ ile hükmün 2....
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan sebeplerle; I-Davalı T3 adli yardım talebinin kabulüne, II-Davalı T3; kadının reddedilen tedbir nafakası taleplerine, çocuk için hükmedilen iştirak nafakasının miktarına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile, Şarkikaraağaç Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi'nin 20.09.2021 tarih, 2020/190 esas ve 2021/181 karar sayılı kararının kadının reddedilen tedbir nafakası talepleri ile çocuk için hükmedilen iştirak nafakasının miktarı yönünden KALDIRILMASINA ve Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1- b,2 maddesi uyarınca bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm tesisine, "Davalı T3 tedbir nafakası talebinin kısmen kabulü ile dava tarihi olan 17.11.2020 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 400,00 TL tedbir nafakasının (TMK md. 169) davacı T1 alınarak davalı T3 verilmesine, tedbir nafakasının kararın kesinleştiği tarihte sona ermesine,'' "Velayeti anneye verilen müşterek çocuk Hasan Rüzgar için dava tarihi olan 17.11.2020 tarihinden, boşanma kararın kesinleştiği tarihe kadar...
Oysa tedbir nafakasının bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleştiği gözetilmeden yeniden tedbir nafakasına hükmedilmesi doğru olmamıştır. Diğer yandan, iştirak nafakasına boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren hükmedilmesi gerekirken, bozmadan sonra verilen ikinci kararın kesinleştiği tarihten itibaren iştirak nafakasına hükmedilmesi de usul ve yasaya aykırıdır. Ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün bu yönden yönlerden düzelterek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HUMK m. 438/7)....
Taraflar arasındaki tedbir nafakasının artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacılar, davalının davacı ...'nin eşi, davacı. ise babası olduğunu, yıllardır ayrı yaşadıklarını,. Hukuk Mahkemesinin 27.01.1997 tarih ve 1996/298 E. 1997/14 K. sayılı kararı ile kendileri için 2.500.000 TL (yeni 2.5 TL) nafakaya hükmedildiğini, kararın icraya konulmasına rağmen davalının nafakaları ödemediğini, davalının .dan emekli olduğunu ayrıca bir çiftlikte işçi olarak çalıştığını, düzenli geliri olduğunu, daha önce hükmedilen nafakanın yetersiz olduğunu ileri sürerek nafakaların ayrı ayrı 200 TL'ye artırılmasını talep etmişlerdir. Davalı, davanın reddini istemiştir....
Taraflar arasındaki asıl davada yoksulluk ve iştirak nafakasının artırılması, karşı davada ise yoksulluk nafakasının kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı-karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı asıl davada; taraflar arasında görülen . Mahkemesinin (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) 2007/108 esas 2009/59 karar sayılı artırım ilamı ile davacı kadın lehine hükmedilen 250,00 TL yoksulluk nafakasının ve müşterek çocuk. için hükmedilen 150,00 TL iştirak nafakasının yetersiz kaldığını, işsiz olduğunu, çocuğun okul masrafları ve ihtiyaçlarının arttığını belirterek yoksulluk nafakasının aylık 900,00 TL'ye, iştirak nafakasının aylık 600,00 TL'ye yükseltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
,davacı kadının tedbir nafakasının miktarına ilişkin istinaf sebebinin yerinde olmadığı,yoksulluk nafakasının miktarına ilişkin istinaf sebebinin ise yerinde olduğu anlaşılmıştır. 2- )Davacı kadının çocuklar için tedbir ve iştirak nafakalarının miktarlarına ilişkin istinaf başvurusunda; Tarafların tespit edilen ve dosyaya yansıyan sosyal ekonomik durumları,paranın alım gücü,ihtiyaç ve gelirler,maaş bordroları,nafakanın niteliği,çocukların yaşları,eğitim durumları,TMK 4 ncü maddesi birlikte değerlendirildiğinde çocuklar için belirlenen tedbir nafakalarının miktarı yerinde ise de iştirak nafakalarının az olduğu,talep miktarı da dikkate alınarak velayet hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren ve aşamada belirlenen nafaka ile tahsilde tekerrür olmamak üzere aylık 500'er TL.iştirak nafakalarına hükmedilmesinin uygun olacağı anlaşılmıştır.Davacı kadının çocuklar için tedbir nafakalarının miktarlarına ilişkin istinaf sebebi yerinde değil ise de iştirak nafakalarının miktarlarına ilişkin istinaf...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Tedbir Nafakasının Kaldırılması-Tedbir Nafakasının Artırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı erkek tarafından, kusur belirlemesi, nafaka ve tazminat miktarları yönünden; davalı-davacı kadın tarafından ise, nafaka ve tazminat miktarları ile faiz yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 15.06.2015 günü duruşmalı temyiz eden davalı-karşı davacı ... (...) geldi, vekili gelmedi. Karşı taraf duruşmalı temyiz eden davacı-karşı davalı ... vekili Av. ... geldi. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü....
Davada, TMK.nun 176.maddesi gereğince; yoksulluk nafakasının artırılması talep edilmektedir. TMK.nun 176/4.maddesinde; “Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir.” hükmü getirilmiştir. Davacı kadın ev hanımı olup, babası ile birlikte yaşamaktadır. Davalı ise, emekli olup, çiftçilik yapmakta, aylık 3.500 TL geliri bulunmaktadır. Tarafların sosyal ve ekonomik durumlarının boşanma dosyasında tespit edilen durumdan farklı olmadığı anlaşıldığına göre, nafakanın niteliği ve önceki nafaka tarihi itibariyle aradan geçen bir yıllık süre dikkate alındığında hükmedilen nafaka miktarı fazladır....
lehine ayrı ayrı 100 TL iştirak nafakasının hükme bağlandığını ,boşanmadan sonra müvekkilinin yeniden evlendiğini, yeni evliliğin getirdiği ek külfet ve düşük gelir durumu nedeni ile nafakayı ödemekte zorlandığını , bu nedenle davalı- karşı davacı yararına hükmedilen yoksulluk nafakasının ve müşterek çocuklar yararına hükmedilen iştirak nafakasının kaldırılmasını, bunun olanaksız olması halinde hakkaniyete uygun indirim yapılmasını talep ve dava etmiştir....
-TL tedbir nafakasının hiçbir gerekçe gösterilmeksizin 2.000.-TL'ye düşürüldüğünü ve aradan geçen zaman, ihtiyaçların artması ve davalının mali durumunun iyileşmesi ile nafaka miktarının artırılması taleplerinin de mahkeme hakimi tarafından kabul görmediğini, davacı lehine hükmedilen tazminat miktarlarının da düşük tutulduğunu, bu noktada hakimin tarafsızlığından şüphe duyduklarını..." belirterek reddi hakim talebinde bulunmuştur. Reddedilen hâkim tarafından, talebin reddinin gerektiği yönünde görüş belirtilmesi üzerine dosyayı inceleyen merci tarafından reddi hakim talebinin reddine, ret talebinin kötüniyetle yapıldığı sabit olmadığından HMK'nın 42/4. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına ilişkin verilen karar davacı-karşı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. İncelenen dosya kapsamına göre, hâkimin reddi için ileri sürülen hususlar HMK’nın 36. maddesinde sayılan sebeplerden değildir....