Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemesinde nafaka davası açtığını, yapılan yargılama sonunda 22.04.2009 tarihinde müvekkili için aylık 150,00 TL, müşterek çocukları.... için aylık 100,00 TL tedbir nafakasının davalıdan tahsiline karar verildiğini, kararın Yargıtay incelemesinden geçerek onandığını, nafaka kararından bu yana 4 yıldan fazla zaman geçtiğini ileri sürerek müvekkilinin aldığı aylık 150,00 TL tedbir nafakasının dava tarihinden itibaren aylık 200,00 TL arttırılarak aylık 350,00 TL'ye çıkarılmasını, müşterek çocuğun aldığı 100,00 TL tedbir nafakasının aylık 150,00 TL arttırılarak aylık 250,00 TL'ye çıkarılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde ve katıldığı duruşmada; davanın reddini talep ettiğini, ayrıca ... sayılı dosyası ile boşanma davası açtığını, bu nedenle işbu dava dosyasının ...Mahkemesinin 2013/35 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini talep ettiğini beyan etmiştir....

    -TL tedbir nafakasının hiçbir gerekçe gösterilmeksizin 2.000.-TL'ye düşürüldüğünü ve aradan geçen zaman, ihtiyaçların artması ve davalının mali durumunun iyileşmesi ile nafaka miktarının artırılması taleplerinin de mahkeme hakimi tarafından kabul görmediğini, davacı lehine hükmedilen tazminat miktarlarının da düşük tutulduğunu, bu noktada hakimin tarafsızlığından şüphe duyduklarını..." belirterek reddi hakim talebinde bulunmuştur. Reddedilen hâkim tarafından, talebin reddinin gerektiği yönünde görüş belirtilmesi üzerine dosyayı inceleyen merci tarafından reddi hakim talebinin reddine, ret talebinin kötüniyetle yapıldığı sabit olmadığından HMK'nın 42/4. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına ilişkin verilen karar davacı-karşı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. İncelenen dosya kapsamına göre, hâkimin reddi için ileri sürülen hususlar HMK’nın 36. maddesinde sayılan sebeplerden değildir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının kaldırılması - yoksulluk nafakasının arttırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl ve karşı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı ile davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, davalının boşandıktan sonra yetim aylığı almaya başladığını, kendisinin kredi borçları olduğunu ileri sürerek aylık 250.00.-TL olan yoksulluk nafakasının kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı, davacının hayvan besiciliği yaptığını, kendisinin aldığı yetim aylığının yoksulluğu ortadan kaldırmadığını ileri sürerek yoksulluk nafakasının aylık 500.00.-TL'ye yükseltilmesi için karşı dava açmıştır....

        Türk Medeni Kanunun 169 maddesi ve tedbir nafakasının niteliği nazara alındığında ortak çocuklar lehine tedbir nafakası takdiri doğru ancak ortak çocuk Bengisu için 27/01/2021 tarihli celsede tedbiren velayetinin babaya verilmesine ve celse tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 350TL tedbir nafakasına hükmedildiği, bağlanan nafaka miktarının düşük olduğu gibi dosya kapsamı ile de çocuğun dava tarihinden beri babasının yanında olduğu, dolayısıyla tedbir nafakasının başlangıç tarihinin de dava tarihi olması gerektiği anlaşılmakla, çocuk için aylık 600,00 TL tedbir nafakasının tarafların ekonomik ve sosyal durumlarına, nafaka alacaklısının ihtiyaçlarına göre makul olduğu, diğer müşterek çocuk Çağlayan lehine bağlanan tedbir nafakasının ise yeterli olduğu değerlendirilmiş, tarafların müşterek çocuk Çağlayan için hükmedilen tedbir nafakasına yönelen istinafının reddine, davalının müşterek çocuk Bengisu lehine takdir edilen tedbir nafakasına yönelen istinafının kabulüne, müşterek çocuk...

        Lehine tedbir nafakasına hükmedilen veya tedbir nafakası talep eden tarafın yargılama sırasında belirlenen kusuru Türk Medeni Kanununun 169. maddesindeki nafaka tedbirinin uygulanmasına engel değildir. Davacı-davalı kadının tedbir nafakası alma ihtiyacının ortadan kalktığına ilişkin bir delil bulunmadığı ve bu nedenle tedbir nafakasının, davanın esasına ilişkin kararın kesinleşme tarihine kadar devam ettirilmesi gerekirken, mahkemece yazılı şekilde tedbir nafakasının kaldırılmasına karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 1. ve 2. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, 1. bentte gösterilen bozma sebebine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.22.03.2016(Salı)...

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dava vekili dava dilekçesinde; boşanma ilamıyla aylık 150,00 TL olarak belirlenen yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, nafakanın ihtiyaçları karşılamada yetersiz kaldığını, davalının muhtar olarak görev yapmaya başladığını belirterek yoksulluk nafakasının aylık 500,00 TL'ye yükseltilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde; maddi durumunda değişim olmadığını, mide kanseri olup, tedavi masrafları olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:AİLE MAHKEMESİ Dava, yoksulluk nafakasının artırılması ve boşanma protokolündeki kira bedelinin belirlenmesi talebine ilişkindir.Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 2.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 2.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 15.10.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm taraflarca temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece verilen ilk hüküm, davacı-karşı davalı kadın tarafından reddolunan tedbir nafakasının süresi yönünden, davalı-karşı davacı erkek tarafından ise katılma yoluyla reddolunan boşanma davası yönünden temyiz edilmiş, Dairemizin 2016/25599 esas ve 2018/4254 karar sayılı ilamıyla" tedbir nafakasının, davanın esasına ilişkin kararın kesinleşme tarihine kadar devam ettirilmesi gerekirken, mahkemece yazılı şekilde tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle kaldırılmasına karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle bozulmuş, bozma kapsamı dışında kalan diğer yönlere ilişkin olarak hüküm onanmış, katılma yoluyla temyiz talebinin ise reddine karar verilmiştir....

                Davada ayrı yaşamda haklılık iddiasına dayalı olarak 2009 yılında hükmedilen 200 TL tedbir nafakasının 350 TL'ye yükseltilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece; kesin hüküm ve dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. TMK'nun 169 md. gereğince; boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim davanın devamı süresince gerekli olan özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re'sen alır. Boşanma davası içinde hükmedilecek tedbir nafakasının kural olarak başlangıcı, dava tarihi, sona ereceği tarihi ise bu davaların kesinleştiği tarihtir. Dosya içinde bulunan Konya 2.Aile Mahkemesinin 2010/264 E.- 2011/324 K. sayılı dava dosyasında, davacı koca tarafından davalı kadın aleyhine boşanma davası açıldığı ve kabulüne karar verildiği ve 06.06.2012 tarihinde kesinleştiği görülmüştür....

                  Tedbir nafakasının istek olsa bile gelecek yıllarda artış miktarının karara bağlanması mümkün bulunmamaktadır. Bu yasal durum gözetilmeden kadın için takdir edilen tedbir nafakasının her yıl DİE'nin belirlediği TEFE oranında arttırılmasına karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Ne varki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir (HUMK.md.438/7)....

                    UYAP Entegrasyonu