Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; "davacı/birleşen dosyada davalı yönünden açılan davanın reddine, davalı/birleşen dosyada davacı yönünden açılan davanın kısmen kabulüne, tarafların müşterek çocuğu 25/10/2004 doğumlu Özgür Yalgı için hükmolunan aylık 225 TL tedbir nafakasının dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, aylık 400 TL ye, davalı/birleşen dosyada davacı T3 için hükmolunan aylık 300 TL tedbir nafakasının dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 350 TL'ye çıkartılmak suretiyle davacı/birleşen dosyada davalıdan alınarak davalı/birleşen dosyada davacıya verilmesine "karar verilmiştir. Davalı birleşen dosya davalısı kadın vekili istinaf dilekçesi ile; boşanma davasının reddine itirazları olmadığını, kadın ve çocuk için verilen nafaka miktarlarının az olduğunu, TÜFE-ÜFE oranında artışların dahi dikkate alınmadığını belirterek kararın boşanma hariç nafaka yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

TMK’nun 197. maddesi uyarınca ayrı yaşamakta haklılık nedeninden kaynaklanan bağımsız tedbir nafakası davası kabul edilerek tedbir nafakasına hükmedilmiştir. Bu ilam TMK’nun 169. maddesi gereğince verilmiş tedbir niteliği taşımadığı için anılan ilamdaki tedbir nafakasının boşanma ilamının kesinleşmesi ile yoksulluk nafakasına dönüşmesi de söz konusu değildir. Bu nafakanın hüküm altına alınmasından sonra boşanma ilamının kesinleşmesi ise tedbir nafakasına ilişkin anılan ilamı bertaraf etmez. O halde mahkemece, TMK'nun 197. maddesine göre ayrı yaşamakta haklılık nedenine dayanan tedbir nafakasının süresiz olduğu gözetilerek şikayetin reddine karar verilmesi gerekir ki, ilk derece mahkemesinin kararı da bu cihettedir. HMK.'nun 355. maddesi kapsamında Dairemizce resen nazara alınması gereken herhangi bir kamu düzenine aykırılık da bulunmamaktadır....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Tedbir Nafakasının Artırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından, tamamına yönelik olarak, davalı-davacı kadın tarafından ise tazminat ve nafaka miktarı ile vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Mahkemece verilen ilk hüküm, Dairemizin 10.10.2017 tarih, 2016/5552 esas, 2017/10808 karar sayılı ilamı ile maddi tazminatın miktarı, maddi tazminata ilişkin faiz başlangıcı, kadın yararına manevi tazminata hükmedilmemesi, yoksulluk nafakası yönünden eksik inceleme ile hüküm kurulması sebepleri ile bozulmuştur....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki tedbir nafakasının artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dava dilekçesinde; ... Aile Mahkemesinin 2012/43 Esas ve 2012/515 Karar sayılı ilamı ile müvekkili ve müşterek çocuk için ayrı ayrı 200,00’er TL tedbir nafakasına hükmedildiğini, geçen süreçte tarafların ayrı yaşamaya devam ettiklerini, müşterek çocuğun giderlerinin arttığını, nafakanın yetersiz kaldığını belirterek yoksulluk nafakasının 200,00’er TL’den 400,00’er TL’ye yükseltilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davaya cevap vermemiştir....

      Ne var ki, davalı temyiz dilekçesinde tedbir nafakasının 20.10.2010 tarihinden geçerli olacak şekilde takdir edilmesini talep ettiğine göre, taleple bağlılık gereği tedbir nafakasının bu tarihten geçerli olacak şekilde tayini gerekir. Ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinde bu yönün düzeltilerek hükmün onanması gerekmiştir....

        Davacı vekili dava dilekçesinde, davalının başka kadınla yaşadığını bu nedenle ayrı yaşadıklarını, ayrıca davalının açtığı boşanma davasının reddedildiğini belirterek davacı kadın için 200 TL, çocuk için 200 TL tedbir nafakasının davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı cevabında, davacı kadının ayrı yaşadığını beyan etmiştir. Mahkemece; davacı kadının davalı ile birlikte yaşamasının imkansız olması halinde boşanma davası açması gerektiğinden ve boşanma davası açmayan kadının ayrı yaşamada haklı olmadığından bahisle tedbir nafakası talebinin reddine, çocuk için 200 TL tedbir nafakasının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hükmü davacı vekili temyiz etmiştir. TMK'nun 197.maddesine göre, "Eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir....

          Öyleyse kadının davasının da kabulü ile boşanmaya karar verilecek yerde davasının reddi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. 3-Mahkemece davacı-davalı kadın lehine Türk Medeni Kanununun 169. maddesi uyarınca yargılama devam ederken 400 TL. tedbir nafakasına hükmedilmiş, 28.05.2013 tarihinde ise hükmedilen tedbir nafakası 200 TL'ye indirilmiştir. Nihai karar ile de kadın kusurlu olduğu gerekçesi ile ara karar ile hükmedilen tedbir nafakasının kaldırılmasına karar verilmiştir. Boşanma davası açılmakla, eşlerin ayrı yaşama ve nafaka isteme hakkı doğar ve istek olmasa bile davanın devamı süresince gerekli tedbirlerin davaya bakan hakim tarafından kendiliğinden (re'sen) alınması gereklidir (TMK. md. 169). Lehine tedbir nafakasına hükmedilen veya tedbir nafakası talep eden tarafın muhakeme sırasında belirlenen kusuru Türk Medeni Kanununun 169. maddesindeki nafaka tedbirinin alınmasına engel değildir....

            Yapılan yargılama sonucunda kusursuz bulunan, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen, kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın lehine maddi ve manevi tazminat takdiri doğru, tarafların evlilikte geçen süreleri, tespit edilen kusurları ile ekonomik sosyal durumlarına göre tazminat miktarlarının makul olduğu anlaşıldığından tarafların tazminata yönelik istinafı reddedilmiştir. Türk Medeni Kanunun 169 maddesi ve tedbir nafakasının niteliği nazara alındığında kadın ve ortak çocuklar lehine tedbir nafakası takdiri doğru miktarları ise makuldür. Bu itibarla tarafların tedbir nafakasına yönelik istinafının reddine karar vermek gerekmiştir....

            DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava, tedbir nafakasının artırılması isteminden ibarettir. Konya 7.Aile Mahkemesinin 2020/1082 Esas 2021/1022 Karar sayılı ilamı ile taraflar arasında boşanma davasının görüldüğü, davacı kadın için 450,00 TL tedbir nafakasına hükmedildiği, kararın henüz kesinleşmediği anlaşılmaktadır. İlk Derece Mahkemesince, derdest olan tedbir nafakası hakkında tarafların Bölge Adliye Mahkemesine istinaf talebinde bulunabilecekleri gözetilerek davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi isabetli görülerek davacının istinaf talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

            Hukuk Dairesinin 18/02/2013 tarihli ve 2012/14143 esas, 2013/1624 sayılı kararında da değinildiği üzere, şikâyet tarihi itibariyle boşanma ilâmı ve bununla hükmedilen iştirak nafakasına dair ilâmın kesinleşmiş olduğunun, eşe ve çocuklara önceki ilâmla verilmiş olan tedbir nafakasının boşanma ilâmının kesinleşmesi ile son bulacağının (4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 197-169. maddeleri), bu ilâma dayanılarak yapılmış ek bir talep ve gönderilmiş yeni bir icra emri bulunmadığının, iştirak ve yoksulluk nafakasına dönüşen tedbir nafakasının İcra Müdürlüğünce tahsilinin ise ancak kesinleşen kararın ayrıca takibe konulması veya aynı dosya üzerinden yeni talep açılarak buna ilişkin icra emrinin tebliğiyle mümkün olacağının anlaşılması karşısında, müşteki tarafından boşanma davasının kesinleşmesiyle tedbir nafakasının iştirak nafakasına çevrilmesine yönelik 26/12/2019 tarihli talepte bulunduğu, iştirak nafakasına ilişkin verilen karara dair açılmış bir icra takibi bulunmadığı, yeni bir talep...

              UYAP Entegrasyonu