"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Uyuşmazlık; tedbir nafakası- tasarruf yetkisinin kısıtlanmasına ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 2.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 2.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 06.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki uyuşmazlık, tedbir nafakası ve davalı adına olan taşınmaz üzerinde, davalının tasarruf yetkisini kısıtlanması talebine ait olup, mahkemece tasarruf yetkisinin kısıtlanması talebi reddedilmiş olup, davacı taraf kararın bu yönü ile temyiz etmektedir. Uyuşmazlık, bağımsız olarak açılan nafaka talebine ilişkin bulunmamaktadır. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 2.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 2.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 14.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi. ....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Velayetin Tedbiren Babaya Verilmesi-Kişisel İlişki Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı erkek tarafından boşanma ve fer'ileri ile birleşen davada velayetin tedbiren babaya verilmesi davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 123.60 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 01.04.2015 (Çrş.)...
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanmalarına, velayetin anneye verilmesine, her bir çocuk için aylık 150,00 TL tedbir-iştirak nafakası, müvekkili için ise aylık 200,00 TL tedbir-yoksulluk nafakası, 30.000,00 TL maddi, 20.000,00 TL manevi tazminat takdir edilmesi, müvekkiline düğünde takılan ziynet eşyalarının aynen iadesine, mümkün olmadığı takdirde bedelinin iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. SAVUNMA: Davalı duruşma sırasında, davacının başka bir şahıs ile nişanlandığını, velayetin tarafına verilmesine karar verilerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Kadın için tedbir - yoksulluk nafakası verilmesi açısından: Kadın lehine tedbir nafakası takdirinde bir hukuka aykırılık bulunmadığı, takdir edilen miktarın ise günün ekonomik şartlarına, tarafların ekonomik sosyal durumlarına ve hakkaniyete uygun olduğu anlaşıldığından davalının istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, kusur durumuna, günün ekonomik koşullarına göre kadın lehine yoksulluk nafakası verilmesinin yerinde olduğu, hükmedilen yoksulluk nafakası miktarının da yerinde olduğu anlaşıldığından davalının istinaf talebinin reddine karar verilmiştir....
davacının psikolojisini tamamen bozduğunu, mevcut şartlarda evliliğin devamının mümkün olmadığını, bu nedenle tarafların boşanmalarına, velayetin anneye verilmesine, her bir çocuk için aylık 1.000 TL tedbir - iştirak nafakası, davacı için aylık 1.000 TL tedbir - yoksulluk nafakası, 100.000 TL maddi, 100.000 TL manevi tazminat takdir edilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Davacı müşterek çocuk için tedbir nafakası isteminde bulunmuş olup bu istem konusunda olumlu ya da olumsuz karar verilmemiştir. Her ne kadar iştirak nafakası talebi dosya üzerinden reddedilmişse de tedbir nafakası yönünden dava şartı bulunduğu gözetilerek usulünce ön inceleme ve tahkikat aşamasında deliller toplanarak, küçüğün davacı yanında kaldığının ispatlanması halinde tedbir nafakası isteminin değerlendirilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davanın usulden reddi yönünde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.. Bozma nedenine göre, sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 02.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Tarafların gerçekleşen sosyal-ekonomik durumları, nafakanın niteliği, , müşterek çocuğun yaşı, zorunlu öğrenim döneminde bulunması temel ihtiyaçları ile eğitim öğretim ihtiyaçları, sosyal inceleme raporu nazara alındığında; velayetin anneye verilmesi ve hükmedilen tedbir- iştirak nafakası ve miktarı ölçülülük ve hakkaniyet ilkelerine uygun bulunmakla, davacı-davalı erkeğin bu yöndeki istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. Mevcut veya beklenen menfaatleri , kişilik hakları boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf kusurlu taraftan uygun bir tazminat isteyebilir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece; her iki davanın kabulü ile TMK 166/1 maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, müşterek çocukların velayetinin anneye verilmesine, her bir çocuk için aylık 350 TL tedbir - iştirak nafakası takdirine, davalı davacı kadın için aylık 400 TL tedbir nafakası takdirine, davalı davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, taraflar eşit kusurlu bulunduklarından tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir....
Velayet açısından: Ayrılık döneminde çocukları anne ile yaşamaları, en son aldırılan sir raporunda velayetin anneye verilmesinin belirtilmesi, çocuk Nuriye'nin anneyle yaşamak istediğini belirtmesi ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında çocukların velayetinin anneye verilmesi doğru olduğu anlaşıldığından davalı erkek vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. Kadın için tedbir-yoksulluk nafakası verilmesi açısından: Kadın lehine tedbir nafakası takdirinde bir hukuka aykırılık bulunmadığı, takdir edilen miktarın ise günün ekonomik şartlarına, tarafların ekonomik sosyal durumlarına ve hakkaniyete uygun olduğu anlaşıldığından taraf vekillerinin istinaf talebinin reddine karar verilmiştir....