WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tedbir Nafakasının Arttırılması-Velayetin Geçici Olarak Düzenlenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm taraflarca tedbir nafakasının miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalının temyiz itirazları yersizdir. 2-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı kadın lehine takdir edilen tedbir nafakası azdır. Mahkemece Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır....

    kişisel malı olması sebebiyle tasarruf yetkisinin sınırlandırılamayacağı, SS Yeni Özgün Konut Yapı Kooperatifindeki davalıya ait hissenin ise henüz ferdileştirme yapılmadığı için kişisel mal olarak nitelendirilemeyeceği gerekçe gösterilerek davacının davasının kısmen kabulüne, davalının SS Yeni Özgün Konut Yapı Kooperatifindeki ortaklık payına ilişkin TMK 199 maddesi gereğince tasarruf yetkisinin sınırlandırılmasına, davacının rızası olmadan tasarruf yapılamayacağına ilişkin kooperatif başkanlığına karar kesinleştiğinde müzekkere yazılmasına, tasarruf yetkisinin sınırlandırılmasına ilişkin kararın kooperatif hissesinin ferdileştirilme yapılması durumunda da geçerli olmasına, ferdileştirme yapılması durumunda davalıya isabet eden taşınmaz üzerine tasarruf yetkisinin sınırlandırıldığı ve davacının rızası olmadan tasarruf yapılamayacağına ilişkin tapu siciline şerh düşülmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verildiği, kararın yöntemince taraflara tebliğ edildiği, Davalı vekilinin...

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Davalı-karşı davacı kadın tarafının karşı davada boşanma talebinin bulunmadığı halde karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiş olmasının hatalı olduğu, davalı kadının karşı davada aylık 1.500,00 TL tedbir-yoksulluk nafakası ve 2 çocuk için aylık 750,00'şer TL tedbir-iştirak nafakası ve ayrıca 100.000,00 TL maddi- 100.000,00 TL manevi tazminat talebinde bulunduğu, karşı davanın münhasıran tedbir, yoksulluk ve iştirak nafakası ile maddi manevi tazminata yönelik olduğu, karşı davada boşanma talebinin olmadığı, dolayısıyla nafakaların 1 yıllık tutarı esas alındığında 102,42 TL nispi harç, tazminatlar için ise 3.415,50 TL harç olmak üzere toplam 3.517,92 TL peşin harçtan başta yatırılan 35,90 TL peşin harcın düşülerek kalan 3.482,02 TL peşin harcın Harçlar Kanununun 32. ve devamı maddeleri uyarınca kadına yatırması için süre verilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden davacı-davalı erkek vekilinin istinaf...

    HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle, A-) Davalı-davacı kadının, kusur belirlemesine yönelik istinaf talebinin HMK'nın 353/1- b-2 KISMEN KABULÜNE, B-) Davalı-davacı kadının, kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası miktarı ile müşterek çocuk lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakasına yönelik istinaf taleplerinin KABULÜ ile; İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının 5 ve 6. Bentlerinin KALDIRILARAK, bu bentlerin yerine YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE, BUNA GÖRE; 1- ) Hüküm fıkrasının 5....

    Aile Mahkemesi’nin 2013/639 Esas sayılı dosyası üzerinden tedbir nafakaları mevcut olduğundan, yargılama sonunda davacı için 1.000,00 TL yoksulluk nafakası ve her bir çocuk için 600,00 TL iştirak nafakasına karar verilmesini talep etmiştir. SAVUNMA: Davalı cevap dilekçesinde özetle; davanın derdestlik nedeniyle reddini savunmuş, iddiaların ise asılsız olduğunu, davacının 2013 yılında çocukları ve kendisini terk ettiğini ileri sürerek boşanma talebinin kabulüne, 50.000,00 TL maddi, 50.000,00 TL manevi tazminata karar verilmesini istemiştir....

    4721 sayılı TMK'nin 174/2 maddesi uyarınca 25.000,00 TL manevi tazminat takdiri ile iş bu tazminatın boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren yasal faizi ile birlikte davacı karşı davalıdan alınarak davalı karşı davacı (kadına) verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, Mahkememizin 23.11.2021 tarihli duruşmasında verilen ara kararı ile dava tarihinden itibaren davalı karşı davacı kadın yararına 500,00 TL tedbir nafakası kararının boşanma kararının kesinleşmesine kadar tedbiren devamına, Boşanma kararı kesinleştikten sonra 700,00 TL yoksulluk nafakasının davacı karşı davalı (erkek) alınarak davalı karşı davacı kadına verilmesine, Mahkememizin 23.11.2021 tarihli duruşmasında verilen ara kararı ile dava tarihinden itibaren müşterek çocuk Hatice Kübra Şahin yararına 300,00 TL tedbir nafakası kararının boşanma kararının kesinleşmesine kadar tedbiren devamına, Boşanma kararı kesinleştikten sonra 600,00 TL iştirak nafakasının davacı karşı davalı (erkek) alınarak çocuğa velayeten...

    Davalı davacı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesini, davanın kabulüne karar verilmesi halinde ise, velayetin anneye verilerek her bir çocuk için aylık 1.500 TL tedbir - iştirak nafakası, müvekkili için de 180.000 TL maddi, 100.000 TL manevi tazminat takdirine karar verilmesini talep etmiş, birleşen dava dilekçesinde özetle; öncelikle TMK 161. maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, bu talep kabul edilmediği taktirde TMK 166/1 maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, velayetin anneye verilmesine, her bir çocuk için aylık 2.000 TL tedbir - iştirak nafakası, 250.000 TL maddi, 300.000 TL manevi tazminat takdirine karar verilmesini talep etmiştir....

    Toplanan delillerden Türk Medeni Kanununun 197. maddesine dayalı bağımsız tedbir nafakası davası yönünden davacı-karşı davalı kadının ayrı yaşamakta haklılığı kanıtlanmıştır. Kadının çalışmadığı ve düzenli bir gelirinin de bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda bağımsız nafaka davasının kabulü ile davacı-karşı davalı kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakası takdir edilmesi gerekirken yazılı şekilde reddi doğru olmamıştır. b-Davacı-karşı davalı annenin dava dilekçesindeki müşterek çocuk için nafaka isteği velayet isteğini de içerdiği gibi,davacı karşı davalı vekili de,09.05.2013 tarihli celse de müşterek çocuğun velayetinin tedbiren anneye verilmesini istemiştir. Ortak hayata son verilmiş veya ayrılık hali gerçekleşmişse hakim velayeti eşlerden birine verebilir. (TMK 336/2 md.). Toplanan delillerden; tarafların ayrı yaşamaya başladığı, 16.04.2012 doğumlu .....'in yaşı itibariyle anne bakım, sevgi ve şefkatine muhtaç olup, anne yanında kaldığı anlaşılmaktadır....

      Boşanma davalarına ilişkin kararlarda asıl dava (boşanma) ve ekleri olmak üzere birden fazla hüküm bulunmaktadır. Hükmün bir bölümünde çelişki yaratılması, temyiz edilen ancak çelişki bulunmayan diğer bölümlere yönelik temyiz incelenmesi yapılmasına engel olamaz. Diğer bir anlatımla, hükmün temyiz edilen bölümlerinden, sadece çelişki yaratılan bölüm veya bölümlerin sırf çelişkiden dolayı bozulması, çelişki yaratılmayan bölüm veya bölümlere yönelik temyiz isteminin ise esastan incelenip karara bağlanması gerekir. Eldeki davada, davalı hükmü, kusur belirlemesi, tazminat istemleri, tedbir ve iştirak nafakası ile ortak çocuğun velayeti yönünden temyiz etmiştir. Mahkeme kararında sadece ortak çocuk yararına hükmedilen tedbir nafakası(TMK m.169) yönünden çelişki bulunmaktadır. Hükmün diğer bölümlerinde çelişki bulunmamaktadır....

        Aile Mahkemesinin 2016/587 Esas sayılı dosyası ile açmış olduğu tedbir nafakası ve velayetin tedbiren düzenlenmesi talepli davada tarafların 2011 yılından beri ayrı yaşadıkları hususu davalının da kabulünde ise de bu hususa ilişkin Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 2020/1046 E. ve 2020/2130 K. sayılı ilamında belirtildiği üzere ise tarafların ayrı yaşaması tek başına boşanma için yeterli değildir. Fiili olarak ayrı yaşamak Türk Medeni Kanunu'nun 166/son maddesindeki boşanma koşullarıyla birlikte gerçekleşmiş olmadıkça tek başına Türk Medeni Kanunu'nun 166/1- 2. madde uyarınca açılmış boşanma davası için boşanma nedeni olamaz. Davacının terk (TMK.m.164) hukuksal nedenine dayalı olarak açılmış bir boşanma davası da bulunmamaktadır. Belirtilen dosyada davacının davasını ispata yarar başkaca bir delil de bulunmamaktadır. ..." gerekçesiyle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir....

        UYAP Entegrasyonu