ile tahsilde tekerrüre sebebiyet verilmemek dava tarihi olan 13/12/2018 tarihinden itibaren boşanma hükmü kesinleşinceye kadar aylık 350,00TL tedbir nafakasının davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine, boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren aylık aynı miktarda yoksulluk nafakası olarak devamına, 5.bent yerine geçmek üzere: Müşterek çocuklar Eda Oğuz ve Efe Oğuz için ilk derece mahkemesince takdir edilen tedbir nafakası ile tahsilde tekerrüre sebebiyet verilmemek üzere 13/12/2018 dava tarihinden kararın kesinleşinceye kadar ayrı ayrı aylık 350,00şer TL tedbir nafakasının davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine, kararın kesinleşmesinden itibaren ayrı ayrı aylık iştirak nafakası olarak devamına, 6.bent yerine geçmek üzere: Boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren yasal faizi ile birlikte 14.000TL manevi tazminatın davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine, 7.bent yerine geçmek üzere: Boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren yasal faizi ile birlikte...
KABULE GÖRE DE; Mahkemece davalı tarafın yasal süre içerisinde cevap dilekçesi ibraz etmediği kabul edildiği halde, davalı tarafın yoksulluk nafakası, maddi-manevi tazminat (TMK m.174/1- 2) talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, kesin hüküm oluşturacak şekilde reddine karar verilmesi, Boşanma veya ayrılık davasında geçici tedbir nafakası (TMK m.169) verilirken kural olarak tarafların kusur durumu ölçü olarak alınamaz. Başka bir anlatımla geçici tedbir nafakası isteyen tam kusurlu olsa bile gereksinimi varsa kendisine geçici tedbir nafakası verilmelidir. Kanun koyucu boşanma hukukunda nafaka kurumu için kusur unsurunu sadece yoksulluk ve bağımsız tedbir nafakasında öngörmüştür. Belirtilen yasal düzenleme dikkate alınmaksızın davalı için TMK 169 maddesi uyarınca takdir edilen tedbir nafakasının davalının boşanmaya neden olan olaylarda kusurlu olduğu gerekçesiyle kaldırılması da doğru görülmemiştir....
Davacı taraf kendi adına tedbir nafakası ile müşterek çocuklar adına da tedbir nafakasına hükmedilmesini talep etmiştir.Davacı ve müşterek çocuklar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı olduğundan kesinlik sınırı her biri açısından ayrı ayrı hesaplanır Dosya kapsamından, müşterek çocuk Hürü için talep edilip reddedilen tedbir nafakası miktarının bir yıllık toplam tutarının 200x12=2.400,00 TL, müşterek çocuk Zeynep için talep edilip reddedilen tedbir nafakası miktarının bir yıllık toplam tutarının 200x12=2.400,00 TL, davacının kendisi için talep edilip reddedilen tedbir nafakasının bir yıllık toplam tutarının 350x12=4.200,00 TL olduğu, kararı davacı istinaf ettiğinden kararın reddedilen kısım itibariyle Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 341/2. maddesi gereğince miktar itibariyle kesin nitelikte oluğu, bu durumda davacının istinaf başvurusunun miktar itibariyle reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış, bu doğrultuda aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....
ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİ TARİHİ : 15/06/2015 NUMARASI : 2014/831-2015/252 Taraflar arasındaki velayetin geçici olarak düzenlenmesi ve tedbir nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosya üzerinde yapılan ön incelemede; davacı tarafça verilen tavzih dilekçesi hakkında olumlu veya olumsuz karar verilmediği tespit edilmiştir. Bu itibarla, tavzih dilekçesi hakkında usulünce hüküm tesis edilerek, taraflara tebliğ edilmesi ve temyiz süresi beklendikten sonra Dairemize gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 21.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Velayetin Düzenlenmesi - Maddi Tazminat - Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşen tedbir nafakası yönünden yeniden hüküm kurulmasının sonuca etkili bulunmamasına göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 143.50 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 01.12.2016 (Per.) ......
de bulunan vadeli-vadesiz hesapları üzerine ihtiyati tedbir konulduğu, ihtiyati tedbir kararına davalı tarafça itiraz edilmesi üzerine ilk derece mahkemesince 05/06/2023 tarihli ara karar ile davalı vekilinin ihtiyati tedbir kararına itirazının reddine karar verildiği, iş bu kararın davalı tarafça istinaf edildiği görülmekle, TMK'nın 199. maddesi gereğince tasarruf yetkisinin sınırlandırılması davasında davanın esasını çözümler mahiyette ihtiyati tedbir kararı verilmesinin mümkün olmadığı anlaşıldığından, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulüne dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece; davacının TMK 162.maddesi uyarınca açtığı boşanma davasının reddine, TMK 166/1 maddesi uyarınca açılan davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, velayetin babaya verilmesine, davacı tarafça talep edilen tedbir / iştirak ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine, 50.000 TL maddi, 32.500 TL manevi tazminatın hüküm tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : Mahkemece verilen hükme karşı taraflarca istinaf yoluna başvurulmuş olup, Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; TMK 162 maddesi uyarınca açılan davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, takdir edilen tazminat miktarları yetersiz olduğu gibi velayetin babaya verilmesinin de doğru olmadığını, beyan etmek suretiyle belirtilen yönlerden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Erkek lehine tedbir-iştirak nafakası verilmemesi açısından: Genelde müşterek çocuğuna anne yanında ikamet etmesi ve halen de anne yanında kalması, velayetin anneye verilmesi karşısında erkek lehine tedbir-iştirak nafakası verilmemesi doğru olduğu anlaşıldığından davalı-davacı erkek vekilinin istinaf talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....
Bu karar davalı-karşı davacı erkek tarafından ”kadının davasının kabulü, kusur tespiti, tazminatlar ve kadın yararına takdir olunan yoksulluk nafakası” yönünden temyiz edilmiş, Dairemizce “kadının davasının kabulü, kusur tespiti, tazminat ve yoksulluk nafakası yönünden” bozulmuştur. Müşterek çocuk yararına takdir olunan 200 TL tedbir ve iştirak nafakası temyizin kapsamı dışında bırakılmak suretiyle kesinleştiği halde, iştirak nafakası 300 TL'ye çıkartılmak suretiyle yeniden hüküm tesis edilmiştir. Usulü kazanılmış hak gözetilmeden, temyiz edilmeksizin kesinleştiği halde müşterek çocuk yararına 300 TL iştirak nafakasına hükmedilmesi doğru görülmemiştir....
Ancak, davada boşanma ve velayetin değiştirilmesi davaları ile velayetleri davacı anneye verilmiş olan müşterek çocuklar ... ve... için nafaka talebinde bulunulmuş olduğuna göre; mahiyeti itibariyle istenilen nafakalar iştirak nafakası niteliğindedir (TMK. md. 328/1, md 329/1). Buna göre, mahkemece; hüküm altına alınan nafakaların kararın kesinleştiği tarihe kadar tedbir nafakası olarak nitelendirilmesi, usul ve yasaya aykırıdır....