Dosya kapsamında mevcut belgelerden kadının sigortalı olarak çalıştığı, düzenli bir işi ve geliri olduğunun anlaşıldığı, erkeğin tespit edilen mevcut sosyal ve ekonomik durumu dikkate alındığında düzenli bir işi ve geliri bulunan kadının boşanma nedeniyle yoksulluğa düşme durumunun söz konusu olmadığı anlaşılmakla erkeğin, kadın için yoksulluk nafakası takdirine yönelik istinaf isteminin kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının yoksulluk nafakasına ilişkin kısmının kaldırılmasına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar vermek gerekmiş, kadın ve çocuk için yargılama sırasında tedbir nafakası takdir edilmesinde usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığı gibi takdir edilen tedbir nafakası miktarları da makul bulunduğundan erkeğin tedbir nafakası takdirine yönelik istinaf taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı-davalı erkek vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; kusuru, birleşen davanın kabulünü, velayeti, kadın lehine tedbir-iştirak-yoksulluk nafakası ve maddi-manevi tazminat verilmesini, erkek lehine maddi-manevi tazminat ve tedbir-iştirak nafakası verilmemesini istinaf etmiştir. Davalı-davacı kadın vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; kusuru, tedbir-iştirak nafakası ve maddi-manevi tazminat miktarını istinaf etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı- karşı davalı erkek tarafından davasının reddi yönünden; davalı-karşı davacı kadın tarafından ise kendi davasının reddi ve velayetin tedbiren düzenlenmesi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 136.00'şar TL. temyiz başvuru harçları peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi...
Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davanın reddine, karşı davanın kabulü ile TMK 166/1 maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, velayetin babaya verilmesine, müvekkili için 100.000 TL maddi, 100.000 TL manevi tazminata karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece; her iki davanın da kabulü ile tarafların TMK 166/1 maddesi uyarınca boşanmalarına, velayetin anneye verilmesine, çocuklar ile baba arasında şahsi ilişki tesisine, müşterek çocuklar için aylık 400'er TL tedbir - iştirak nafakası, kadın için aylık 400 TL tedbir - yoksulluk nafakası takdirine, takdir edilen iştirak ve yoksulluk nafakalarına TUİK'in öngördüğü oranda her yıl artış yapılmasına karar verilmiştir....
Erkek lehine tedbir - iştirak nafakası verilmemesi açısından; Davanın devamı sırasında çocukların anne ile yaşaması, velayetin de anneye verilmesi karşısında erkek lehine tedbir- iştirak nafakası verilmemesinin doğru olduğu anlaşıldığından erkek vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. Kadın için tedbir - yoksulluk nafakası verilmesi açısından; Kadın lehine dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere tedbir nafakası takdirinde bir hukuka aykırılık bulunmadığı, takdir edilen miktarın ise günün ekonomik şartlarına, tarafların ekonomik sosyal durumlarına ve hakkaniyete uygun olduğu anlaşıldığından erkek vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmiştir....
nın davalı şirketi temsil ve ilzam yetkisinin sınırlandırılması yönünde tedbir kararı verilmesi gerektiğini belirterek 12.05.2020 tarihinde verilen karar sonrasında değişen delil durumu dikkate alınarak; davalı ...’nın temsil ve ilzam yetkilerinin tedbiren sınırlandırılması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.İlk derece mahkemesi, ihtiyati tedbir talebini değerlendirdiği 23.10.2020 tarihli ara kararıyla; '' ... Yukarıda izah edildiği üzere eldeki dava; davacının, zilyetliğinde bulunan nama yazılı muvakkat ilmuhaberler ile devir ve ferağ sözleşmesine dayalı olarak davalı şirkete %50 pay ile ortak olduğunun tespiti ve sicile tescili istemine ilişkin olup, davalı şirkete ait taşınmaz, yahut davalı şirketin kötü yönetildiği iddiaları uyuşmazlığın konusunu teşkil etmemektedir. Nitekim davacının davalı şirket ortağı olup olmadığı dahi yapılacak yargılama sonucunda verilecek hükümle tespit edilecektir. Davacı vekilinin davalı ...'...
Sosyal inceleme raporunda velayetin annede olmasının çocuğun menfaatine olacağının bildirilmesi ve rapor içeriği nazar alındığında velayetin annesine verilmesinin doğru olduğu, kusursuz bulunan kadının boşanma ile mevcut veya beklenen menfaatlerinin zedelenmesine, davalı erkeğin kusurlarının kadının kişilik haklarını ihlâl etmesine göre kadın lehine maddi ve manevi tazminata hükmedilmesinin yerinde olduğu, ancak, takdir edilen miktarların yetersiz olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumlarına özellikle evlilikte geçen süreye göre 18.000,00 TL maddi, 18.000,00 TL manevi tazminatın dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olduğu, kadın lehine tedbir ve yoksulluk nafakası, müşterek çocuk lehine tedbir ve iştirak nafakası koşullarının oluştuğu, İlk Derece Mahkemesince kadın ve müşterek çocuk lehine tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakası taktiri yerinde ise de miktarlarının düşük olduğu, kadın için aylık 500,00 TL, müşterek çocuk için aylık 400,00 TL tedbir nafakasının kadının ve çocuğun...
Velayet açısından; Tarafların ayrı yaşadıkları dönemde müşterek çocuğun anne ile yaşaması, SİR raporunda velayetin anneye verilmesinin belirtilmesi, çocuğun yaşının küçük olması ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında velayetin anneye verilmesinin doğru ve yerinde olduğu, ortak velayetin verilmesini gerektirir bir durumun bulunmadığı anlaşıldığından davalı-davacı erkek vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. Kadın için tedbir - yoksulluk nafakası verilmesi açısından ; Kadın lehine tedbir nafakası takdirinde bir hukuka aykırılık bulunmadığı, takdir edilen miktarın ise günün ekonomik şartlarına, tarafların ekonomik sosyal durumlarına ve hakkaniyete uygun olduğu anlaşıldığından davalı erkek vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmiştir....
Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddiaların doğru olmadığını, boşanmaya neden olan olaylarda gereksiz yere aşırı derecede kıskanç ve şüpheci davranışlar sergileyen, bu şekilde eşini sadakatsizlik ile suçlayan, müşterek evin doğalgaz, elektrik ve suyunu kestiren davacı erkeğin tam kusurlu olduğunu, bu nedenle davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, velayetin anneye verilmesine, müşterek çocuk için aylık 1.000 TL tedbir/ iştirak nafakası, müvekkili için aylık 1.000 TL tedbir - yoksulluk nafakası, 100.000 TL maddi, 100.000 TL manevi tazminat takdir edilmesine, ziynet eşyalarının müvekkiline aynen iadesine, mümkün olmadığı taktirde bedelinin iadesine karar verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tedbir Nafakası-Tasarruf Yetkisinin Sınırlanması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından, tedbir nafakasının miktarı, bozma tarihi itibarıyla tedbir nafakasının yükseltilmesi ve tasarruf yetkisinin sınırlanması talebinin kısmen kabulü yönünden; davalı erkek tarafından ise, tamamına yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Mahkemece davacı kadın lehine 400 TL tedbir nafakasına hükmedilmiş, davacı kadının temyizi üzerine Dairemizin 09.03.2016 tarih 2015/25903 esas ve 2016/4533 karar sayılı ilamı ile davacı kadın lehine takdir edilen tedbir nafakasının az olduğu gerekçesiyle karar bozulmuş, mahkemece...