WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

, yine davacının ve boşanılan eşin seçmen bilgi kayıtları getirtilmeli; elde edilecek sonuca göre karar verilmesi gerekir....

    Hakkında verilen boşanma kararı kesinleşen davalıya, babası üzerinden hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla bağlanan ölüm aylığının boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığının belirlendiği gerekçesiyle kesildiği anlaşılmaktadır. Davanın yasal dayanağı olan 5510 sayılı Kanunun 01.....2008 tarihinde yürürlüğe giren 56. maddesinin ikinci fıkrasında, eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıklarının kesileceği, bu kişilere ödenmiş olan tutarların, 96. madde hükümlerine göre geri alınacağı yönünde düzenleme yapılmıştır. Anılan maddeye dayalı açılan bu tür davalarda eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun tüm açıklığıyla ve taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu dönem yönünden ortaya konulması önem arz etmektedir. Mahkemece uyulan bozma ilamı sonrasında elde edilen deliller nazarında davanın reddine karar verilmiş ise de, hükmün eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olduğu anlaşılmıştır....

      C.Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının, 1965 yılında evlendiği, 2006 yılında boşandığı; davacıya babasından ve annesinden dolayı ölüm aylığı bağlandığı; davacının boşandığı eşi ile birlikte yaşadığı gerekçesiyle Kuruma ihbar yapıldığı; bunun üzerine Kurum tarafından araştırma ve inceleme başlatıldığı; 2018 yılında yapılan fiili denetim esnasında, çevre araştırması bölümünde komşuların bir kısmının beyan vermekten çekindiği; bazı kişiler beyanlarında, davacının boşandığı eşi olan ...'...

        Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanan Kadının Kocasının Soyadını Kullanma İzninin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından tamamı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı tarafından açılan “Boşanan kadının kocasının soyadını kullanma izninin kaldırılması” davasının yapılan yargılamasında ilk derece mahkemesince davanın reddine hükmedilmiş, hükmün davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine bölge adliye mahkemesi 16.06.2021 tarihli kararıyla davacının istinaf başvurusunu kabul ederek davanın kabulüne karar vermiştir. Bu hükmün davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 21.12.2021 tarihli bozma ilamıyla davanın reddi gerektiği belirtilerek hüküm bozulmuş ve dosya bölge adliye mahkemesine gönderilmiştir....

          Davalı kurum temsilcisi istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacının evli olduğu hanede eş soyadı olan Bıyık soyadının iptal edilerek eş soyadını kullanmaksızın evli olduğu hanede kızlık soyadı olan Aydeniz soyadını kullanması kararının Türk Medeni Kanunu'nun 187. maddesine aykırı olduğunu, bu nedenle yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesi gerektiğini belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek inceleme yapılmıştır. Dava; evli kadının bekarlık soyadını kullanma isteğine ilişkindir....

          Hakkında verilen boşanma kararı 17.03.2010 yılında kesinleşen davacıya, hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla bağlanan ölüm aylığının, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığının belirlendiği gerekçesiyle davalı kurumca kesildiği ve yersiz ödendiği ileri sürülen aylıklar yönünden borç tahakkuk ettirildiği anlaşılmaktadır. Davanın yasal dayanağı olan 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 56. maddesinin ikinci fıkrasında, eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıklarının kesileceği, bu kişilere ödenmiş olan tutarların, 96. madde hükümlerine göre geri alınacağı yönünde düzenleme yapılmıştır....

            " soyadı ile gerçekleştirdiğini, evlendikten sonra sadece Yüksel soyadını kullanmak istediğini, meslek hayatında ilişki içerisinde bulunduğu kişiler tarafından da bekarlık soyadı ile tanındığını, bekarlık soyadını kullanmaya devam etmekte menfaatinin olduğunu, eşinin bekarlık soyadını kullanmasına rıza gösterdiğini, bu nedenle müvekkilinin şu an kullanmakta olduğu "Yüksel Yapak" soyadının değiştirilerek sadece bekarlık soyadı olan "Yüksel" soyadını kullanmasına izin verilmesini talep ve dava etmiştir....

            Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 26/08/1992 tarihinde evlendiği, 15/07/2009 tarihinde boşandığı ve davacıya babasından dolayı ölüm aylığı bağlandığı, Kuruma yapılan ihbar üzerine düzenlenen 26/02/2010 tarihli kontrol memuru raporuna göre, yapılan çevre araştırmasında davacının boşandığı eşiyle birlikte yaşadığının belirtildiği, muhtarlık kayıtlarında ve konut formunda, boşandığı eşin aile reisi olarak görüldüğü, davacının mevcut adresini Kurum denetiminden sonra değiştirildiği, yine davacının Kurum denetiminden sonra boşandığı eşi hakkında icra takibi başlattığı, davacı tanıkları davacının boşandığı eşinden ayrı yaşadığını belirttikleri anlaşılmaktadır. Somut olayda,mahkemece davacının boşandığı eşi hakkında icra takibi başlattığı ve maaşından kesinti yapıldığı gerekçe gösterilmiş ise de, icra takibinin Kurum denetiminden sonra başlatıldığı, yine davacının mevcut adresini Kurum denetiminden sonra beyan ettiği görülmektedir....

              Yukarıda açıklanan kurallar çerçevesinde eşin "açık rızası" alınmadan yapılan işlemin Hukuk Genel Kurulunca da açıkça ifade edildiği üzere "geçerli olduğunu" kabul etmek imkansızdır. Eş söyleyişle eşin "açık razası alınmadan" yapılan işlemin "geçersiz olduğunu" kabul etmek zorunludur. Hal böyle olunca, mahkemece Hukuk Genel Kurulunca benimsenen yukarıda açıklanan yasal düzenleme ve ilkelere uygun değerlendirme yapılarak ipoteğin kaldırılması talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde ret hükmü kurulması usul ve yasaya aykırıdır....

                ın seraları ve büyükbaş hayvanlarının bakımı için yaklaşık 3 yıldır gelip gittiği, işi süresince bu adreste kaldığı ve eski adresine döndüğü, daimi olarak kalmadığı bilgisinin verildiği, davalının son adresinde yapılan kolluk araştırmasında ise, kayıtlarla çelişkili olarak, yaklaşık 10 yıldır bu adreste çocuklarıyla birlikte ikamet ettiğinin bildirildiği, bozma öncesi dinlenen tutanak tanığı muhtarın beyanında, boşanma kararından sonra kayınvalidesinin davalıyı evinde istemediğini, davalının boşandığı eşiyle oturduğu evden aynı bahçe içinde bulunan eski ahşap eve taşındığı, davalının ...'e taşınmadan önce de 2 yıl tek başına eski ahşap evde yaşadığı, aynı bahçe içinde müşterek evde ise eski eşin annesi ile oturmaya devam ettiğine dair beyanda bulunduğu anlaşılmaktadır. O halde Mahkemece yapılacak iş, davalının ve eski eşin uyuşmazlık konusu dönemde ... Beldesi ......

                  UYAP Entegrasyonu