Çetin Sok.N0:12 Ilgın/Konya adresine ikamet kaydını geri aldırdığı, belirtilen bu adresin boşandığı eşi Ahmet Düzün'ün de ikamet adresi olduğu, 08/02/2011 tarihinden dava tarihine kadar hep müşterek ikamet adresinde bulunan evde yaşadığı, Ilgın Jandarma Komutanlığı'nın araştırmasında; davalının kayınvalidesi ve iki çocuğu ile birlikte yaşadığının tespit edildiği, kurum denetmeninin 22/12/2015 tarihli raporuyla, davalı ile boşandığı eşinin fiilen birlikte yaşadığının tespit edildiği, davalı ve boşandığı eşinin oturduğu müşterek konutun iki katlı olduğu, davalının bu evde çocukları ve kayınvalidesi ile birlikte yaşadığı; Kurumca, davalının boşandığı eşi ile fiilen birlikte yaşadığının tespit edildiği gerekçesiyle; davalıya yersiz ödenen aylıkların 5510 sayılı Yasa'nın 96/a maddesi gereğince tahsilinin talep edildiği, Kurum tarafından davalıya ödenen aylıklardan 17.135,75 TL ana para, 7.602,99 TL faiz ödemesi olmak üzere toplam 24.738,74 TL kesinti yapıldığı, böylelikle davacı kurumun alacağının...
in annesinin soyadını merak etmeyecekleri, soyadını bilse bile anne ile çocuk arasındaki soyadı farkının günümüzde boşanmaların artmış olması nedeni ile sık karşılaşılan bir durum olduğundan anlayabileceklerinin açık olduğu, babanın kanun ve ahlaka aykırı bir eylem ya da suç kaydı ile çocuğun baba soyadını taşıması halinde toplum içinde utanca sürüklenerek, psikolojik gelişiminin zarar göreceğine dair bir kaydın da dosyaya yansıtılmadığı, bu hali ile küçük ...'...
AİHM' nin, kişinin soyadını özel hayat kapsamında değerlendirerek evli kadının kocasının soyadını kullanma zorunluluğunu özel hayata müdahale olarak kabul ettiği birçok kararında, soyadı kullanımı ile ilgili başvurular, Sözleşme'nin 8. maddesinde yer alan "özel hayatın ve aile hayatının korunması" ilkesi kapsamında incelenmiş ve kadının evlendikten sonra yalnızca evlilik öncesi soyadını kullanmasına ulusal mercilerce izin verilmemesinin, Sözleşmenin özel hayatın gizliliğini öngören 8. maddesiyle bağlantılı olarak, ayrımcılığı yasaklayan 14. maddesine aykırı olduğu sonucuna varılmıştır. Anayasa'nın 90. maddenin beşinci fıkrası uyarınca, sözleşmeler hukuk sistemimizin bir parçası olup, kanunlar gibi uygulanma özelliğine sahiptir. Yine aynı fıkraya göre, uygulamada bir kararın hükmü ile temel hak ve özgürlüklere ilişkin olan sözleşme hükümleri arasında bir uyuşmazlığın bulunması halinde, sözleşme hükümlerinin esas alınması zorunludur....
Bu nedenle söz konusu izin bir şekle tabi olmadan, sözlü olarak dahi verilebilir. Ancak maddenin ifadesinden de anlaşılacağı üzere, iznin "Açık” olması gerekir. Her ne kadar ipotek doğrudan doğruya aile konutundan faydalanma ve oturma hakkını engellemiyorsa da, hak sahibi eşin kötüniyetli ve muvazaalı işlemleri ile aile konutunun elden çıkarılma tehlikesi nedeniyle ipotek işlemine diğer eşin “Açık rızası” şarttır. Somut olayda, davalılardan banka ipotek tesisine davacı eşin muvafakatinin alındığını ileri sürmüş, davacı ise sunulan “Muvafakatname"deki imzanın kendisine ait olmadığını belirterek muvafakatnameyi kabul etmemiştir. “Muvafakatname” başlıklı belgedeki davacının ismi altındaki imzanın davacının eli ürünü olmadığı adli tıp raporu ile tespit edilmiştir. Banka, tarafından davacı kadın eşin rızasını gösteren muvafakatname istendiğine göre bankanın taşınmazın aile konutu olduğunu bildiği ve taşınmazın aile konutu vasfında olduğu hususunda ihtilaf bulunmadığının kabulü gerekir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede sahtecilik HÜKÜM : Mahkumiyet Sanığın, müştekinin adı, soyadı ve adresini kullanarak sahte bono düzenlettiğinin iddia edildiği olayda; sanığın savunmasında, bu senedin karşılığında mobilya aldığını, senetteki imzanın ve telefon numarasının kendisine ait olduğunu, göbek adının .... olup, çevrede bu isimle bilindiğini, boşandığı eşinin “.....” olan soyadını kullandığını, o tarihte senette yazan adreste oturduğunu ancak daire numarasının 5 değil 4 olduğunu, senet borcunu kabul ettiğini beyan etmesi; yapılan adres sorgusunda o tarihteki adresinin senette yazan adresteki 4 numaralı daire olduğu ve senet üzerindeki GSM numarasının sanığa ait bulunduğunun tespit edilmesi, müşteki ...’ın adresinin ve numarasının ise farklı olması karşısında; sanığın savunmasında belirttiği sosyal çevresinde adının ..... olarak bilinmesi hususu araştırılıp, doğruluğunun tespiti halinde sahtecilik kastı ile hareket edip etmediği tartışılarak...
Osmangazi/Bursa” olarak tespit edildiği, dolayısıyla henüz dava açılmadan önce davacının önceki adresten taşındığı, yine 17.04.2013 tarihli tutanakta; davacının beş yıldır eşinden ayrı yaşadığının belirlendiği, kaldı ki eski eşin, davacının kaldığı eve sadece çocuklarını görmek amacıyla geldiği, davacı ile boşandığı eşin birlikte ikametinin sözkonusu olmadığı gerekçesiyle önceki kararda direnilmiştir. Direnme kararını davalı ... vekili temyiz etmiştir. Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık, boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun varlığının tespiti için yapılan araştırmanın eksik olduğu gerekçesine dayalı 13.12.2012 tarihli ilk bozma ilamına uyan mahkemenin, bozma ilamının gereklerini tam olarak yerine getirip getirmediği noktasında toplanmaktadır....
Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, 2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA, Peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 12.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
Davacı hakkında açılan ceza davasında verilen beraat kararında; eski eşin boşanmalarına ve belirtilen adreste yaşamamasına rağmen; kayıtlı adresini değiştirmediği, fiilen T./O.'ta yaşadığı gerekçe gösterilmiş, eski eşin fiilen yaşadığı belirtilen K. Mahallesi Muhtarlığı'nın işbu dosyada mahkemeye verdiği 11/03/2010 tarihli cevabi yazıda; sistemde eski eşin, İstanbul'da kayıtlı görünmesine rağmen, 03/03/2010 tarihinden itibaren K.Mah. T.Cad. No.. O./T. adresinde fiilen ikamet ettiği bildirilmiş, davacı tanıkları mahkeme huzurundaki beyanlarında davacının kızı ile birlikte yaşadığı, eski eşinin boşanma davası açılır açılmaz ortak yerleşim yerini terk ettiğini beyan ettikleri görülmüştür....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Evlenmeden Önceki Soyadını Kullanmaya İzin Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın, kocasının soyadı bulunmaksızın, sadece evlenmeden önceki soyadını taşımasına izin verilmesini istemiş, davalı olarak Nüfus Müdürlüğü'nü göstermiştir. Dava sonucunda verilecek karar, davacının eşi ...'un hukuki durumunu da etkileyeceğinden, adı geçenin davaya dahil edilmesi, gösterdiği takdirde delillerinin toplanması ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek gerçekleşecek sonucu uyarınca bir hüküm kurulması gerekirken, eksik hasım ve inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
Boşanma veya ölüm üzerine velayetin annede olması soyadında herhangi bir değişikliğe sebep olamaz," Öngörülmüş olup 4721 sayılı Türk Medeni Kanununa göre çocuk ergin olana kadar baba soyadını taşımaya devam edeceğinden annenin çocuğun soyadını değiştirmesine ilişkin dava açması mümkün olmadığı" gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Dava ortak çocuğun soyadının, davacı annenin kızlık soyadı ile değiştirilmesine yöneliktir. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden; davacı ile davalının kesinleşen kararla boşandıkları, boşanma kararı ile birlikte ortak çocuk....ın velayetinin davacı anneye bırakıldığı, davacı annenin halen velayet hak ve sorumluluğuna sahip olduğu anlaşılmaktadır. Çocuk ile ana arasında soybağı doğumla kurulur. Çocuk ile baba arasında soybağı, ana ile evlilik, tanıma veya hâkim hükmüyle kurulur. Soybağı ayrıca evlât edinme yoluyla da kurulur (TMK m. 282)....