Dosyada toplanan bilgi ve belgeler incelendiğinde; davalı T3 Burak Kayan ile 17/12/2016 tarihinde evlendiği, evlilik birliğinden müşterek çocuklarının bulunmadığı, Burak Kayan'ın 07/09/2017 tarihinde ölümü ile T3 dul kaldığı ve henüz başka bir kişi ile resmen evliliğinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 187. maddesi hükmü uyarınca kadın evlenmekle kocanın soyadını alır. Nüfus Hizmetleri Kanununun uygulanmasına ilişkin Yönetmeliğin 67. maddesi hükmüne göre de, kocası ölen kadın yeniden evlenmedikçe ölen kocasının aile kütüğünde kalır ve kocasının soyadını taşımaya devam eder. Ancak, kendisinin yazılı istemde bulunması durumunda bekarlık hanesine dönerek, bekarlık soyadını alıp kapanmış olan nüfus kaydı açılabilir....
Davada, davacı vekili davacının önceden bu yana kullandığı ve çevresinde tanındığı, çocuklarınında soyadı olan boşandığı eşinin soyadını kullanmak istediğini bildirerek "Orallı" olan soyadının "..." olarak değiştirilmesini istemiştir. Nüfus Hizmetleri Yasasına göre açılan bu tür düzeltme davalarına bakma görevi Asliye Hukuk Mahkemesine aittir. Davanın bu niteliği dikkate alınarak işin esasına girilip toplanacak deliller doğrultusunda bir karar verilmesi gerekirken davaya bakmanın Aile Mahkemesinin görevine girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmesi, 2-Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 388.maddesinde mahkeme kararının kapsayacağı hususlar açıkça belirtilmiş olup, buna göre; kararın verildiği Yargılamanın son oturumuna katılan Cumhuriyet Savcısının ad ve soyadı ile sicil numarasının gerekçeli kararın başlık kısmında gösterilmemiş olması, Doğru görülmemiştir....
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 02.03.1978 tarihinde ... adlı şahısla evlendiği ve 13.09.2000 tarihinde ise anlaşmalı olarak boşandığı ve 1981 yılında vefat eden babasından dolayı davacıya yetim aylığı bağlandığı, davacının boşandığı eşiyle beraber yaşadığı tespit edildiğinden Kurum tarafından davacının yetim aylığının 01/11/2008 tarihi itibariyle kesildiği, davacının söz konusu Kurum işleminin iptali için dava açtığı, ......
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İstinaf yoluna başvuran davalı Nüfus Temsilcisi dilekçesinde özetle; Mahkeme kararının hatalı olduğunu, evlilik birliği içinde doğan çocuğun bildirim üzerine babanın soyadını alacağını, kanunda çocuğun annenin soyadını alabileceğine ilişkin kanunda düzenleme olmadığını, HMK 27. maddesi anlamında hakılı nedenlerin olmadığını, davacının soyadı olan Gürsoy soyadının 2525 sayılı kanuna aykırılık teşkil etmeyip, genel ahlaka ve adaba uygun olduğunu, gülünç yada söylenmesinin zor olmadığını belirterek karaın kaldırılmasını talep etmiştir....
Aile Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava; davacının kızlık soyadı yanında kullanılmasına izin verilen boşandığı eşine ait soyadın kaldırılması istemine ilişkindir. Dosya, her ne kadar yargı yeri belirlenmesi için gönderilmişse de dosya kapsamından, görevsizlik kararının tebliğe çıkartılıp kesinleşme şerhi verilmeden gönderildiği anlaşılmaktadır. H.Y.U.Y.'nın 25/II. maddesinde "iki mahkemenin aynı dava hakkında göreve veya yetkiye ilişkin olarak verdikleri kararlar temyiz edilmeksizin kesinleştiği taktirde görevli veya yetkili mahkeme Yargıtayca belirlenir." hükmü yer almaktadır....
Mahkemece her ne kadar davalının ölen babasından ölüm aylığı almak için boşandığı iddia edilmiş ise de dinlenen tanık anlatımları ve toplanan delillerden davalının gerçekten eşiyle boşandığı ve fiilen birlikte yaşamadığı, boşandıktan sonra ölen babasına ait evde kalmaya devam ettiği, eski eşin zaman zaman çocukları görmek vb. sebeplerle davalının yanına gelmesinin aynı evde yaşadıkları anlamına gelmeyeceği, anlaşmalı boşanmış olmalarının da iddiayı ispata yeterli olmadığı, eski eşin 30.01.2013 tarihinde bir başkası ile evlenip çocuk sahibi olduğu, bu nedenle SGK tarafından davalıya yeniden aylık bağlandığını, bu nedenlerle boşanma sonrası fiili birlikteliğin söz konusu olmadığı ve ödenen aylıkların geri istenemeyeceğinin sabit olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekilinin temyiz itirazları üzerine hüküm Özel Dairece yukarıda karar başlığında yazılı gerekçe ile bozulmuştur....
B.İstinaf Sebepleri: Davacı-Karşı Davalı Vekilinin İstinaf Sebepleri Davacı-karşı davalı vekili istinaf dilekçesinde; Mahkemece eksik araştırma ve yanılgılı değerlendirme ile karar verildiğini belirterek, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kaldırılması istemiyle kararı istinaf etmiştir. C.Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile somut olayda, davacının boşandığı eşinin hasta olduğu, bakımının davacı tarafından yapıldığı, davacının oturduğu konutun ise davacının boşandığı eşine ait olup boşanılan eşin konutun kullanılması karşılığında herhangi bir ücret almadığı, bu şekilde davacı ile boşandığı eşinin evlilik birliğinin "Eşler...birbirine yardımcı olmak zorundadırlar. Birliği eşler beraberce yönetirler." şeklindeki hak ve yükümlülükleri devam ettirdikleri anlaşıldığından, Mahkemece verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığından istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. V.TEMYİZ A....
bulunduğu belirtilerek davacının evlenmekle edindiği Günay soyadınının iptali ile evlenmeden önceki soyadı olan Özkılıç soyadını kullanmasına izin verilmesi istenmiştir....
Aile Mahkemesinin 2019/180 Esas sayılı dosyasında boşanma davasına ilişkin yargılama başlatıldığını, müvekkilinin "Baydemir" soyadını taşımak istemediğini, müvekkilinin kızlık soyadı olan "Buyruk" soyadını kullanmak istediğini, etrafında Buyruk soyadı ile tanınan müvekkilinin bu kararı almasında T4 tarafından maruz kaldığı kötü muamelenin de etkili olduğunu, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin dayanağını oluşturduğu Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay Hukuk Dairesi' nin yerleşik içtihatları gereği sebep önemli olmaksızın davacının sadece kızlık soyadını kullanmak istemesi talebinin kabulü gerektiğini, Anayasa'nın 90. maddesi gereği Türkiye'nin taraf olduğu Uluslararası Sözleşmelerin ilgili hükümleri sonucunda kızlık soyadını kullanmak için haklı bir gerekçeye ihtiyaç olmadığı, bunun bir insan hakkı olduğunun ifade edildiğini belirterek müvekkili T2in ''Buyruk" soyadını kullanmasına izin verilmesini talep etmiştir....
Çocuk, ana ve baba evliyse ailenin soyadını taşır. Ancak ana önceki evliliğinden dolayı çifte soyadı taşıyorsa çocuk onun bekarlık soyadını alır (TMK m. 321). Adın değiştirilmesi ancak haklı sebeplere dayanılarak hakimden istenebilir. Soyadı bireyin yaşamıyla özdeşleşen ve kişiliğin ayrılmaz bir unsuru haline gelen birey olarak kimliğin belirlenmesinde en önemli unsurlardan biri ve vazgeçilmez, devredilmez, kişiye sıkı suretle bağlı bir kişilik hakkıdır....