WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kurum kontrol memurlarınca düzenlenen denetim raporunda, Kuruma davacının boşandığı eşiyle birlikte yaşadığı gerekçesiyle ihbar yapıldığı, denetim raporunun çevre araştırması bölümünde adres itibariyle komşu olan şahısların davacının boşandığı eşiyle birlikte yaşadığını belirttikleri, davacının 21/12/2001 tarihinde boşandığı, davacının boşandığı eşinin adresinin davacı ile aynı adres olup kurum denetiminden bir kaç gün sonra değiştirdiği, seçim adreslerinin de bu dönem aynı olduğu, davacının boşandığı eşinin telefon abonelik kayıtlarındaki adresinin davacının adresi ile aynı adres olduğu, medula kayıtlarında boşandığı eşin davacının adresini bildirdiği, her ne kadar eski eşi boşandıkları dönemde yabancı uyruklu biri ile bir süre evli kalmış ise de boşanma dosyasında kendisini Almanya' ya götürmesi için evlendiğini belirttiği, yurda giriş çıkış kayıtlarına göre yaklaşık 5 aylık bir süre haricinde yurtdışına çıkmadığı, dinlenen tanıkların davacının boşandığı eşi ile birlikte yaşamadığına...

O halde, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, Bölge adliye Mahkemesince eksik inceleme ve araştırma sonucu davalı SGK vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden hüküm kurulması gerekirken, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı kaldırılmasına ve ilk derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir. G)SONUÇ: Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK'nun 373/1. maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 06/02/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.*...

    Kanun koyucu 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun yürürlüğe girdiği 29 Nisan 2006 tarihinden önce babalığa hüküm kararı kesinleşen ergin çocukların “ana soyadını” terkedip baba hanelerine naklinin ancak “müracaatları” durumunda gerçekleştirileceğini açıklamıştır. Çocuk ergin değilse ana ve babanın birinin “müracaatı” zorunludur. Oysa tanımaya ilişkin “kalıcı düzenlemede” böyle bir “müracaat” koşulu aranmamıştır. Başka bir anlatımla 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu Geçici Madde 5 hükmüne göre hiçbir “müracaat” yoksa çocuk “ana soyadınıtaşımaya devam ederek ana hanesine kalmaya devam edecektir. Müracaat yoksa “ana hanesinde” ve “ana soyadı” ile kalınmasından doğrusu hiç de rahatsız olunmamıştır. Kanun koyucu ergin çocuğa “seçenek” sunmaktadır. İster “ana soyadını” taşı ve ana hanende kal, ister “baba soyadını” taşı ve baba hanesine geç. Böyle bir uygulamanın çocuğun yararlarına uygunluğu tartışılamaz bile....

      Bu nedenle davacının tutanak tarihi itibariyle ikamet ettiği adreste oturan apartman sakinleri re'sen belirlenerek bunların beyanları alınmalı, boşandığı eşinin...'de çalıştığı işyerinde işyerinin kayıtlı sigortalı çalışanlarının davacının boşandığı eşinin çalışmasının niteliği, işyerinin sezonluk olup olmadığı yönünde beyanlarına başvurulmalı, bu kişilerin adreslerine ulaşılamaması veya beyanları ile yetinilmemesi halinde boşandığı eşin çalışmasını bilebilecek nitelikte komşu işyeri tanıkları araştırılmalı ve tespit edilen tanıklar dinlenmeli, boşandığı eşin ...-.. olarak kayıtlı ikametgah adresinde elektrik, su faturalarının adına kayıtlı olup olmadığı araştırılmalı ve böylelikle “boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama” olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği, toplanan kanıtlar ışığı altında değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre karar verilmelidir....

        S O N U Ç : Davalı kurum vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, 10.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 29/04/2021 NUMARASI : 2020/527 ESAS - 2021/263 KARAR DAVA KONUSU : Verilmesi KARAR : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara karşı istinaf başvurusunda bulunulmakla, dava dosyasında HMK'nun 353. maddesi gereğince duruşma yapılmasına gerek görülmeksizin dosya incelendi, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI İLE YARGILAMA SÜRECİ: Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle"...müvekkili ile davalılardan T4 evlendiklerini,o tarihte eşinin soyadını aldığını,ancak sadece bekarlık soyadını kullanmak istediğini,halen doktorluk yaptığını,yakın gelecekte mesleki bazı sertifikalar alacağını,bu belgelerde sadece kendi soyadının bulunmasını istediğini,müvekkilinin bekarlık soyadını kullanmasına izin verilmesini"talep ve dava etmiş,aşamada delil olarak dayandıkları belgeleri dosyaya ibraz etmiştir....

          Hakkında verilen boşanma kararı 06/11/2008 tarihinde kesinleşen davalıya, babası üzerinden hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla bağlanan ölüm aylığının, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığının belirlendiği gerekçesiyle kesildiği, davacı Kurumca, davalıya 01.12.2008- 01.08.2012 tarihleri arasında yersiz ödenen aylıkların yasal faizleriyle tahsilinin talep edildiği, mahkemece davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Hüküm eksik inceleme ve araştırmaya dayalıdır. Davanın yasal dayanağı olan 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 56. maddesinin 2. fıkrasında, eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıklarının kesileceği, bu kişilere ödenmiş olan tutarların, 96. madde hükümlerine göre geri alınacağı yönünde düzenleme yapılmıştır....

            kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesi talep olunmuştur....

              Davanın yasal dayanağı olan 5510 sayılı Kanun'un 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 56. maddesinin ikinci fıkrasında; eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıklarının kesileceği, bu kişilere ödenmiş olan tutarların, 96. madde hükümlerine göre geri alınacağı yönünde düzenleme yapılmıştır. Anılan maddeye dayalı açılan bu tür davalarda eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun tüm açıklığıyla ve taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu dönem yönünden ortaya konulması önem arz etmektedir....

                Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerekçelere göre sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2- Hakkında verilen boşanma kararı kesinleşen davacıya, babası üzerinden hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla bağlanan ölüm aylığının boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığının belirlendiği gerekçesiyle kesildiği anlaşılmaktadır. Davanın yasal dayanağı olan 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 56. maddesinin ikinci fıkrasında, eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıklarının kesileceği, bu kişilere ödenmiş olan tutarların, 96. madde hükümlerine göre geri alınacağı yönünde düzenleme yapılmıştır....

                  UYAP Entegrasyonu