Ceva ve karşı dava dilekçesi: Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacıınn maddi-manevi sorumluluklarını yerine getirmediğini, kendisine ve çocuklara psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını, çocuklarla ilgilenmediğini, herkesle husumetli olduğunu, kızının düğününe katılmadığını, ailesiyle görüşmesini engellediğini, maddi sıkıntılarının sebebinin başka kadınlarla dost hayatı yaşamasından kaynaklandığını, sadakat yükümlülüğüne aykırı davranarak bir kadını müşterek konuta getirdiğini, sonrasında bu kadına ev açtığını, bu dönemde çocukların küçük olduğunu ve bu sebeple de şiddet uyguladığını, sürekli hakaret ettiğini, "boşan, babanın evine defol git" dediğini, aldatmanın süreklilik arz ettiğini belirterek asıl davanın reddi ile karşı davanın kabulü ile tarafların TMK 166/1 maddesi uyarınca boşanmalarına, 1.750,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasına, 75.000,00 TL maddi-75.000,00 TL manevi tazminata yasal faizi ile birlikte karar verilmesini talep etmiştir....
Davalı-davacı vekili, cevap-karşı dava dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddiaları kabul etmediklerini, erkeğin sadakatsiz davrandığını, kadına karşı ilgisiz, asabi, tahammülsüz davrandığını, kök ailesi ile kadını dışlar derecede yakın olduğunu, tedavilerde kök ailesinin yanında olduğunu söyleyerek kadını istemediğini, ailesinin evliliğe müdahalesine izin verdiğini, kadına fiziksel şiddet uyguladığını, para vermediğini, boğazına bıçak dayadığını, dışarıda alkol tüketip eve geldiğini, geç geldiğini, müşterek çocuğa ilgisiz davrandığını, başka kadınla yazışmalar yaptığını, bu kadına boşan mak istediğini söylediğini, cinsel içerikli konuşmalar yaptığını, bu kadının ihtiyaçlarını karşıladığını, eşinden ve çocuğundan para esirgediğini, faturaları ödemediğini, kadının annesini "bir daha benim evime gelmeyeceksin" diyerek evden kovduğunu, kadının annesine vurmaya çalıştığını, son olayda fiziksel şiddet uygulayıp, kadını ve çocuğu kadının annesinin evine bıraktığını, şubat ayında kadının...
DAVA KONUSU : Boşanma KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda; mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla, evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 09/05/2012 tarihinde resmi nikahlarının kıyıldığını, 2014 doğumlu bir çocuklarının olduğunu, davalının işi ve aylık geliri hakkında müvekkiline bilgi vermediğini, müvekkilini sürekli yalnız bıraktığını, odasını ve yatakları ayırdığını, müvekkilinin, evin ve ortak çocuğun ihtiyaçlarını karşılamadığını, git çalış, nereden bulursan bul al dediğini, evde kombi yakmayı yasakladığını, takıntılı ve kıskanç bir yapıya sahip olup müvekkilinin uzun süreli çalışmasına izin vermediğini, sürekli iftiralar atarak hakaretlerde bulunduğunu, ailesinin evliliklerine müdahale ettiğini, müvekkilinden memnun olmadıklarını dile getirdiklerini, müvekkilinin üzerine yürüyen ve boşan...
Ben kendisine "boşan, seni öldürürüm, sizi öldürürüz, her şeyi planladık, bu evden sağ çıkamayacaksın, seni tefeciye vereceğiz" şeklinde tehditte bulunmadım. Oğlumda hiçbir şekilde kendisine tehdit ve hakarette bulunmadı. Kendisine bir zarar vermedi ve zorla bir şey yaptırmadı. Kendisini zorla eve kilitlemedik. Kendisi verdiği çekten sonradan pişman olduğu için bize iftira atarak şikayet etmiştir. Bizim tek amacımız oğlumun hakkı olanı almaktır. Bunu da yasal yollara başvurarak yaptık. --- çeki rızası ile verdiğine ---- benim akrabam olan ---şahittir. İkisi de ---- ikamet etmektedir. Gerekirse onlarında tanıklık yapmasını istiyorum. Ben üzerime atılı hiçbir suçlamayı kabul etmiyorum İddialar asılsızdır. İfademe eklemek istediğim başka bir husus yoktur." şeklinde beyanda bulunmuştur. HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, takibe konulan bonolardan kaynaklı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir....
yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla, evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2014 yılında evlendiklerini, 2015 doğumlu bir çocuklarının olduğunu, davalının müvekkiline ailesi ile aynı evde oturması için baskı yaptığını, müvekkilini hor gördüğünü, fikrini almadığını, anne babasının yönlendirmesi ile hareket ettiğini, babasının etkisi ile müvekkilini akrabaları ile görüştürmediğini, eve geç saatlerde alkollü olarak geldiğini, müvekkilinin ailesinin ortak konuta gelmesine karşı çıktığını, bağırıp çağırdığını, eşyalara vurarak annesini evden kovduğunu, birlik görevlerini yerine getirmediğini, eşi ve çocuğuyla ilgilenmediğini, kış aylarında yakıt parası vermemek için müvekkilini ailesiyle yaşamaya zorladığını, başka kadınlarla cep telefonundan mesajlaşmak suretiyle güven sarsıcı davranışlarının olduğunu, bu sebeple çıkan tartışmada boşanırsan boşan...
T.. devamlı olarak telefon açarak bana "seni zorla götüreceğiz eşinden boşan, ben seni alacağım, seninle dışarıda bağda bahçe de buluşalım" demek suretiyle devamlı olarak tehdit ve tacizde bulunuyorlar. Bu konuşmalara eşim M.. B.., H.. B.. ve Ö.. B.. şahit olmuşlardır. Bu konuşmalar sırasında cep telefonumun ve ev telefonumun dışa konuşma düğmesine basarak bütün konuşmaları duymuşlardır bu şahitlerimin de dinlenmesi talep ediyorum" şeklinde iddialarını dile getirmiş, Kovuşturma aşamasındaki beyanında ise; "sanığın beyanlarını kabul etmiyorum. Ben bu konuda daha önce beyan vermiştim. Önceki beyanlarımı aynen tekrar ederim. Sanıklar beni hem cepten hem de ev telefonumdan sürekli arayarak tacizde bulunuyorlardı. benimle ilgili olarak telefonda göğüslerin çok güzel, çok seksisin, seni öpmek istiyorum, ..... yalamak istiyorum, seni çok canım çekiyor, gibi ağza alınmayacak ahlaksız sözler söylüyorlardı....
Aile Mahkemesi'nin 2017/1353 Esas 2017/1550 karar sayılı dosyasında boşan dıklarını, müşterek çocukları Utku, Baran Savaş ve Rüya Aysun'un velayetlerinin kendisine verildiğini, anneleri ile mahkemece şahsi ilişki düzenlendiğini, davalının müşterek çocuklara şiddet uyguladığını, uygunsuz bir hayat yaşadığını, çocukların annelerine gitmek istemediklerini belirterek, kişisel ilişkinin kaldırılmasına veya bir uzman eşliğinde tesisine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarını kabul etmediğini, davacının kişisel hırsını ve nefretini çocukları göstermeyerek çıkarmaya çalıştığını, maddi imkansızlıklar nedeni ile çocuklarının velayetini alamadığını, çocuklarını çok sevdiğini, onlar olmadan bir yaşam düşünemediğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
çözümünde yeterince olumlu tavır almayarak karısına yönelik ben annem için karımı boşarım şeklinde beyanları nedeniyle kusurlu olması karşısında, davalı kadının sürekli kendi isteklerinin öncelikle yerine getirilmesi konusunda baskıcı tutum sergilemesi, davacı kocanın yakınlarının evlilik birliğine müdaha leleri olduğundan bahisle davacı yakınları ile görüşmek istememesi, davacı yakınlarının müşterek haneye gelip gitmelerine açıkça olumsuz tavır alması, kocasına yönelik sen bilmezsin, senin aklın ermez, diyerek küçük gören davranışlar içine girmesi nedeniyle kusurlu olması karşısında, tarafların eşit olduğu gerekçesiyle davacının davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına, müşterek çocuk Elif Ordu'nun velayetinin anneye verilmesine, şahsi ilişki kurulmasına, müşterek çocuk Elif Ordu'nun bakım ve iaşesine katılım payı cümlesinden olmak üzere aylık 350 TL nafakanın babadan alınarak anneye verilmesine, karar kesinleştiğinde bu miktar nafakanın iştirak nafakası olarak devamına, tarafların boşan...
Davalı erkek cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddiaların doğru olmadığını, davalı kadının eski erkek arkadaşı olan Hasan Köse'nin kendisini rahatsız ettiğini, eşinden boşan diye baskı ve tehditleri olduğunu, yine "evlenmeden önce çektiğim uygunsuz fotoğrafları var boşanmazsan seni rezil ederim" dediğini, bunun üzerine davacı kadın ile anlaşmazlıklarının başladığını, Hasan Köse ile de karşılıklı küfür ve hakaretleri nedeniyle İstanbul Anadolu 29. ASCM'de davaları olduğunu, davacı eşinin o davada tanıklık edeceğini söylediğini ancak tanıklıktan vazgeçtiğini, davacının tutum ve davranışları karşısında kendisinin de boşanmayı kabul ettiğini bildirmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı erkeğin kadına yönelik sürekli olarak "ananı avradını sinkaf ederim, şerefsiz, kahpe, bir boka yaramazsın" şeklinde hakaret ve küfür ettiği, başkalarının yanında rencide edecek şekilde sürekli başka kadınlarla "sen şu kadınlar gibi yapamıyorsun, onlar gibi olamıyorsun" diyerek kıyasladığı, en son Eylül 2021'de ortak çocuk ... yüzünden tartıştıkları ve eşine yine "şerefsiz, kahpe, ananı avradını sinkaf ederim" diye hakaret ettiği, o günden sonra kadının evden ayrıldığı, bu süreçte davalı erkeğin kadını boşan ama bir mal istersen seni öldürürüm diyerek tehdit ettiği, kadın evden ayrıldıktan sonra davalının evin kilidini değiştirdiği ve davacı eşine maddî destek sağlamadığı, ve tarafların uzun süredir ayrı yaşadıkları; davacı tanıklarının duyuma dayalı bilgileri ve eylemden sonra yeniden bir araya gelip birlikte yaşamaları sebebiyle davacı tarafça affedilmiş yahut en azından hoşgörüyle...