geçimsizliklerine de tanık olmadım, kızım Eylül ayından beri torunlarımla birlikte benim evimde kalıyor, son kavgaları sonrasında bir daha eve dönmedi, kavga da müşterek çocuk Sevdenur'un doğum günü nedeniyle çıkmıştı, doğum günü kutlaması benim evimde yapılacaktı, davalı taraf çocukları ve kızımı benim evime getirirken aralartında tartışma çıkmış ve ailesini eve getirmeden belli bir mesafede bırakıp gitmişti, biz evde ağlama sesleri duymamız üzerine dışarı çıktık, iki torunum ve kızım dışarıda ağlıyordu, davalı orada değildi, oğlum Osman evdeydi, kendisi durumu sormak için davalı tarafı aramış, niye ağlıyorlar diye sormuştu, davalı taraf da kızımı kastederek "o daha çok ağlayacak" şeklinde cevap vermiş, bu konuşmaya ben bizzat tanık olmadım, ayrıca kızım eve dönmeyince ve aradan bir müddet geçince davalı taraf benim evime geldi, ben evde yoktum, kızımın söylediğine göre evdeki sebzelerin yıkandığı leğeni kızımın suratına atmış, bunu çocuklarda anlattılar, kızım kocasının kendisini benden boşan...
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı-davalı vekili, dava dilekçesinde özetle; tarafların evlilik birliğinin davalı kadının kusurlu davranışları sonucunda temelinden sarsıldığını, davalı kadının evlendikten sonraki davranışlarının erkeğe karşı fiziksel tepkiye kadar vardığını, davalının düğünden sonra yol boyunca takılarla meşgul olduğunu, müşterek konutta da takıları saymakla vakit geçirdiğini, davacı ile ilgilenmediğini, düğünün ertesi günü erkeğin ailesinin bahçe evinden ayrılırken "neden annene hoşçakal dedin, nispet mi yapıyorsun" diyerek kavga çıkardığını, düğünden sonraki birkaç hafta boyunca "dilekçe ver boşan, ayrılalım" dediğini, tartışma yarattığını, düğünden sonraki kurban bayramının üçüncü günü davacıya fiziksel şiddet uyguladığını, sonra kendi boğazına tırnaklarını batırdığını, kendini yere atıp dövünmeye başladığını, evlilik birliğinden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmediğini, çocuk istemediğini söylediğini, davacının bu konudaki teklifini büyük tepkilerle...
söylediklerini, davacının sürekli müvekkilinden altınlarını istediğini araba alacağını söylediğini, araba alımı konusunda sürekli davacının ve ailesinin "bozdurun alın şeklinde " sürekli müvekkiline baskı yaptıklarını, sürekli bu yüzden tartıştıklarını, müvekkilinin bu tartışmalardan sıkıldığını, bunun üzerine altınları bozdurmayı kabul ettiğini, müvekkilinin davacının babası ile birlikte altınları bozdurduğunu ve davacının babası üzerine bir araç alındığını, davacının evlilik süresince müvekkilini karısı-ailesi olarak görmediğini, tarafların Batman'dan Kayseri'ye geldiklerinde davacının annesinin müvekkilini istemediği için müvekkilini sürekli annesinin evine bıraktığını, davacının müvekkiline sürekli psikolojik şiddet uyguladığını, davacının bir tartışma esnasında elindeki çayı müvekkilinin yanına atarak müvekkilinin ayağını yaktığını, müvekkilinin ilerde düzelecek umuduyla alttan altığını, davacının en ufak şeylere bile annesine anlattığını, davacının yurt dışında yaşayan dayısının "boşan...
CEVAP Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; evlilik birliği içindeki problemin erkeğin kök ailesinden kaynaklandığı, erkeğin kök ailesinin yıllardır kadını istenmediği, hor gördüğü, küçük düşürdüğü, erkeğin babasının kadın psikolojik şiddet uyguladığı, erkeğin borçlanmasının sorun olduğu, erkeğin kök ailesinin ''Biz senin tüm borçlarını kapatacağız yeter ki sen eşinden boşan, boşanma davası aç'' dediği, erkeğin borçlarının kapanması için bu davayı açtığı, erkeğin iddialarını kabul etmediğini iddia ederek erkeğin davasının reddini istemiş, karşı davanın kabulü ile ortak çocukların her biri yararına aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata 150 gram altın ziynet eşyasının kadına iadesine hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. III....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; arafların 2007 yılında evlendiklerini, müşterek üç çocuklarının olduğunu, davalının evliliklerinin son yıllarında davacıya hitaben en ufak olayda dahi sürekli "ayrıl, boşan, git dava aç" gibi sözler sarf ettiğini, davalının 2011 yılında Kütahya'da arkadaşlarıyla birlikte dükkan açtığını, akabinde 2- 3 yıllık süreçte farklı şehirlerde de dükkan açıp devrettiğini, hepsinden kar etmelerine rağmen davalının evin ihtiyaçlarıyla ilgili ödeme yapılacağında paranın olmadığını söyleyerek çoğunlukla ödeme yapmaktan kaçındığını, davacının ise davalıya evliliğin her döneminde olduğu gibi bu dönemlerde de maddi ve manevi destek olduğunu, bahse konu dükkanlar için kredi dahi çekerek eşine verdiğini, 2015 yılında yine davacının elindeki tüm birikmiş parasını davalıya vererek ve kredi çekerek eşine teslim ettiğini ve yeni bir dükkan daha açtığını, taraf arasındaki asıl sıkıntıların 2016 yılı...
/04/2022 NUMARASI : 2020/311 ESAS, 2022/208 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma KARAR : İlk derece mahkemesince verilen karara karşı taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuş, dosya istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmiş olup, ön inceleme aşaması tamamlandıktan ve incelemenin duruşma yapılmadan karar verilmesi mümkün bulunan hallerden olduğu anlaşıldıktan sonra duruşmasız olarak yapılan inceleme neticesinde; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : İDDİA: Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2006 yılında evlendiklerini, müşterek iki çocuklarının olduğunu, davalı-karşı davacının evlendikleri günden bu yana evliliğin sorumluluklarını yerine getirmediğini, müvekkiline fiziksel, ekonomik ve duygusal şiddet uyguladığını, kayınbabasından da evlendiği günden bu yana şiddet gördüğünü, ziynetlerinin elinden zorla alındığını, onur kırıcı hakaretlere maruz kaldığını, davalı-karşı davacının eve geç geldiğini, telefonuna şifre koyduğunu, telefondan başka bir kadının "boşan...
Davalı karşı davacı vekili karşı dava dilekçesinde özetle; davacı-karşı davalının boşanma tebliğine ilişkin evrakları gizlediğini, müvekkilinin evi terke zorlandığını, davacı-karşı davalının geçirdiği mide ameliyatı sebebini bahane ederek uzun süredir birlikte uyumadıklarını farklı odalarda uyuduklarını, davalı- karşı davacının küfür, onur kırıcı muamelesinin bulunduğunu, "boşan, başkasına git, ben de başkasıyla evleneceğim, yatıyorsun çalışmıyorsun, boğazın kazandığını geçti" şeklinde beyanlarda bulunduğunu, insani konularda dahi baskıcı bir yapısının olduğunu, soba yanan odada bulundurmadığını, bu sebeple ısınmak ve yemek yemek için komşuya gittiğini, davalının ihtiyaçları için kendisine para vermediğini, "parayı ne yapacaksın ev mi geçindireceksin" şeklinde beyanlarda bulunduğunu, müvekkilinin komşularından aldığı kıyafetleri giydiğini belirterek, tarafların boşanmalarına, 15.000,00.-TL manevi, 81.000,00.-TL maddi, 1.500,00.-TL tedbir nafakası ve 1.500,00....
olduğunun bu aile hayatı dokunulmazlığa sahip olduğunu, boşanan eşin yetim aylığının kesilmesi ve eşinden boşandığı için de evliliğin sağladığı sosyal güvenlik haklarından yararlanamaması hakkaniyete uymadığını, yine evlilikte aksine anlaşma yoksa edinilmiş mallara katılma rejimi esas alındığını, somut durumda boşanan davacı ile eski eşinin tek evi olduğundan her birinin kendi evinde oturma hakkının kısıtlandığı açık olduğunu, buna rağmen davacı müvekkil ile eski eşi aynı konutta yaşamaya devam etmediklerini, eski eşlerin müşterek çocukları vasıtasıyla bir araya gelmek zorunda kaldıkları durumlar sebebiyle fiili olarak birlikte yaşadıkları kanısına varılması yanlış bir kanaat olup somut gerçekleri yansıtmadığını, -Eşiyle boşandığı için evliliğin sağladığı sosyal güvenlik haklarından yararlanamayan davacı müvekkilin aldığı ölüm aylığının davalı kurumca kesilmesi hakkaniyete aykırılık teşkil ettiğini,hayatın olağan akışına göre boşanan eşlerin ayrı yaşayacakları bekleneceğini, bu nedenle boşan...
tarafların görücü usulü ile değil anlaşarak evlendiklerini, tarafların babalarının arkadaş olduğunu ve birbirlerini uzun süre tanıdıklarını, iddiaların doğru olmadığını, iddiaların aksine davacının saldırgan, eşine karşı dürüst olmayan ailesinin güdümünde, aile babası olmak için aranan şartları taşımayan, ketum birisi olduğunu, taraflar arasında geçimsizlik bulunduğunu, ancak bu geçimsizliğin sebebinin davacı ve ailesinden kaynaklandığını, davacının ailesinin tarafların mutfak alışverişine dahi karıştıklarını, davacının annesinin davalıyı arayarak ne yemek yapması gerektiğini dahi söylediğini, tarafların düğünün ertesi gün dahi davacının ailesinin evinde kalmaya zorlandığını, tarafların fiilen 15 gün evli kaldıklarını ve 9 gününü davacının ailesinin evinde geçirdiklerini, davalıya müşterek konutun anahtarını dahi vermediklerini, davacının babasının davalıya "manyak kadının manyak kızı, öküz" şeklinde hakaret ettiğini, davacının annesinin ise "oğlumu sevmiyorsan çocuğun olmadan çocuğumdan boşan...
gönderilmiş olup, ön inceleme aşaması tamamlandıktan ve incelemenin duruşma yapılmadan karar verilmesi mümkün bulunan hallerden olduğu anlaşıldıktan sonra duruşmasız olarak yapılan inceleme neticesinde, Dosya incelendi; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı (kadın) vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2013 yılında evlendiklerini, müşterek çocukları olmadığını, davacı kadının evlilik öncesinde çalıştığı iş yerinden aldığı tazminatlarının tasarrufunu davalı erkeğe verdiğini, davalının da kadına ait bu paralarla yeni çiftlik ve arsa alıp yazlık yaptırdığını, yaz aylarında davalı erkeğin babasının "yazlığa kadın ve akrabalarının gelmemesini" söylediğini, bunun üzerine taraflar arasında tartışma ve kavga çıktığını, tarafların birlikte çocuk yapmak için tedaviye başladıklarını ancak erkeğin yarım bıraktığını, davacı kadının nedenini sorunca "kadının çocuğu para için istediğini" söylediğini, erkeğin ailesinin de benzer söylemlerde bulunduğunu, erkeğin sürekli kadına "sana bir ev ve bir araba vereyim, boşan...