Hukukumuzda borçtan kurtulma davası (İİK. m. 69/II, ) menfi tespit ve istirdat davaları (İİK. m. 72/VIII ve İİK. m. 89/III) için özel yetki hükümleri kabul edilmiş, bu davaların icra takibinin yapıldığı icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği düzenlenmiş olmasına karşın, itirazın iptali davası için özel bir yetki kuralı düzenlenmemiştir. Bu nedenle itirazın iptâli davalarında HMK'nun yetkiye ilişkin düzenlemelerinin uygulanması gerekmektedir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : 05/11/2019 NUMARASI : 2018/294 ESAS - 2019/715 KARAR DAVA KONUSU : Borçtan Kurtulma Davası KARAR : İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 05/11/2019 tarihli, 2018/294 Esas, 2019/715 Karar sayılı dosyasında verilen karar istinaf incelemesi için dairemize tevzi edilmekle Dairemiz yukarıda belirtilen esas sırasına kaydı yapıldı. Dosya incelendi. Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin babası Nezir Aksoy'un 10.10.2010 tarihinde öldüğünü, ölümünden sonra müvekkilinin Adana 5. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010 / 2172 Esas; 2010 / 2221 Karar sayılı dosyasından mirasın reddi kararı aldığını, murisin Pamukbank A.Ş.'ye borcu bulunduğunu ve bu bankanın davalı TMSF'ye devredildiğini, davalı TMSF'nin İstanbul 14....
Bu durum karşısında; iflasın ertelenmesi üzerine borçlu hakkında "hiçbir takip yapılamaz ve evvelce başlamış takipler durur" ise de, iflasın ertelenmesinden önce yapılan (veya tedbiren durdurulan) takiplere ilişkin olarak açılan iflas davası dışındaki, itirazın iptali, borçtan kurtulma gibi takiplere ilişkin davalara, dava bir takip işlemi olmadığından erteleme süresi içinde devam edilebileceği, ancak bu davalar sonucunda verilen ilama dayanarak takip yapılamayacağı konusunda doktrinde bir görüş bulunduğu gibi (Pekcanıtez, Hasan; İflas Ertelenmesi, İBD 2005/2, s.344; Atalay, Oğuz Borca Batıktık ve İflasın Ertelenmesi, İzmir, s.152), benzer konuda Yargıtay kararları da bulunmaktadır. (Y.19.H.D. 26.01.2010 gün ve 2009/2694-2010/552; Y.15.H.D. 25.02.2008 gün ve 2007/4752-2008/1114)] görüşüne yer verilmiştir....
Bu durum karşısında; iflasın ertelenmesi üzerine borçlu hakkında "hiçbir takip yapılamaz ve evvelce başlamış takipler durur" ise de, iflasın ertelenmesinden önce yapılan (veya tedbiren durdurulan) takiplere ilişkin olarak açılan iflas davası dışındaki, itirazın iptali, borçtan kurtulma gibi takiplere ilişkin davalara, dava bir takip işlemi olmadığından erteleme süresi içinde devam edilebileceği, ancak bu davalar sonucunda verilen ilama dayanarak takip yapılamayacağı konusunda doktrinde bir görüş bulunduğu gibi (Pekcanıtez, Hasan; İflas Ertelenmesi, İBD 2005/2, s.344; Atalay, Oğuz Borca Batıktık ve İflasın Ertelenmesi, İzmir, s.152), benzer konuda Yargıtay kararları da bulunmaktadır. (Y.19.H.D. 26.01.2010 gün ve 2009/2694-2010/552; Y.15.H.D. 25.02.2008 gün ve 2007/4752-2008/1114)] görüşüne yer verilmiştir....
Alacak davası ile İ.İ.K. 67.maddesine dayalı itirazın iptali davalar arasındaki en önemli fark, itirazın iptali davası sonucunda davacı veya davalı lehine tazminata hükmedilmesidir. İtirazın tebliğinden itibaren bir yıl içinde açılan davada alacağın tahsili istenilmişse bu durumda icra inkar tazminatına hükmedilemez. (19.H.D. 09.02.1996 225/1161) İtirazın iptali davasının, itirazın alacaklıya tebliğinden itibaren bir yıllık süreden sonra açılması halinde de inkar tazminatına hükmedilemez. (11.H.D. 28.05.1986 3141/3272) Yasada belirtilen bir yıllık hak düşürücü sürenin, borçlu itirazının alacaklıya tebliği ile başlayacağı belirtilmiştir. Ancak, alacaklı, icra takibine itiraz edildiğini, belli bir tarihte öğrendiğini açıkça beyan eder veya borçlunun itirazı ve bu surette icra takibinin durması üzerine, itirazın kaldırılması veya borçlunun itirazından söz ederek böyle bir tahsil davası açarsa artık, borçlu itirazının tebliğ edildiğinin kabulü zorunludur....
Hukuk Dairesi'ne ilişkin bölümünün (2) numaralı bendinde "Deniz Hukuku, Kooperatifler Hukuku, Taşıma Hukuku ve Sigorta Hukuku uygulamasından ve istisna sözleşmelerinden doğan davalar hariç olmak üzere; 2.1) İİK'nun 67. maddesine göre açılan ticari dava niteliğindeki itirazın iptali davaları sonunda verilen hüküm ve kararlar, 2.2) İİK'nun 69. maddesinden kaynaklanan borçtan kurtulma davaları sonunda verilen hüküm ve kararlar, 2.3) İİK'nun 72. maddesine dayanan ticari dava niteliğindeki menfi tespit ve istirdat davaları sonunda verilen hüküm ve kararlar,"ın istinaf incelemesinin işbu Daire tarafından yapılacağı belirtildiğinden HMK m. 352/1,a uyarınca, dosyanın 22. Hukuk Dairesi'ne gönderilmesine karar vermek gerekmiştir. KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: Dosyanın Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi'ne GÖNDERİLMESİNE. 22/03/2021 tarihinde, dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonunda, OYBİRLİĞİYLE karar verildi. GER....
. - K A R A R - Davacı vekili, davalının müvekkili aleyhine bonoya dayalı adi takip yoluyla başladığı icra takibine borca ve imzaya itiraz edildiğinden takibin durduğunu, davalının İcra Hukuk Mahkemesine açtığı itirazın geçici olarak kaldırılması davasında mahkemece davanın kabulüne karar verildiğinden iş bu borçtan kurtulma davasının açıldığını, bonodaki imzanın davacıya ait olmadığı gibi borcuda bulunmadığını belirterek icra takibine konu senetten dolayı borçlu olunmadığının tespitine, %40'tan az olmamak üzere tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, iş bu davadan önceki tüm yargılamalar süresince davacının bonodaki imzayı inkar ettiği, alınan bilirkişi raporlarıyla imzanın davacıya ait olduğunun ortaya çıktığını, borcun ödenmediğini bildirerek davanın reddi ile tazminata karar verilmesini istemiştir....
İcra Hukuk Mahkemesinde şikayetçinin açtığı borçtan kurtulma davasında verilen kararda, şikayetçinin sanığa borcunun olmadığını ispatlayamadığı anlaşılmakla sanığın bedelsiz kalan senedi kullanma suçundan beraatına, bu olayla ilgili olarak sanığın şikayetçiye MSN yolu ile tehdit içerikli mesajlar çektiği belirtilmiş ise de, sanığın yazmış olduğu MSN yazılarının tehdit suçunun unsurlarını içermediği anlaşılmakla tehdit suçundan sanığın beraatına dair mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir, Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, şikayetçi vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, 03.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı vekili, bononun zamanaşımına uğradığına ve kumar borcu için verildiğine dair iddiaların borçtan kurtulma amaçlı olduğunu ve hiçbir delile dayanmadığını, senede karşı senetle ispat zorunluluğu olduğunu, bononun mücerretliğinin esas olduğunu, bononun 1997 yılında davacıya verilen nakit para karşılığında alındığını ve davacının yaşadığı ekonomik sıkıntılar nedeniyle ileri vadeli düzenlendiğini belirterek, davanın reddine ve davacı aleyhine %40 kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir....
kurtulma maksadıyla mal kaçırma, adres değiştirme ve kaçma ihtimaline karşın, hüküm ve icra takibi kesinleşinceye kadar İİK m. 257 vd. maddeleri uyarınca hukuki güvence kapsamında ihtiyati haciz talebimizin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.6100 sayılı HMK'nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre;İİK'nun İhtiyati haciz şartları başlıklı 257.maddesinde ; " Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir:1-Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa;2-Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlâl eden hileli işlemlerde bulunursa;Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında...