WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu durum karşısında; iflasın ertelenmesi üzerine borçlu hakkında "hiçbir takip yapılamaz ve evvelce başlamış takipler durur" ise de, iflasın ertelenmesinden önce yapılan (veya tedbiren durdurulan) takiplere ilişkin olarak açılan iflas davası dışındaki, itirazın iptali, borçtan kurtulma gibi takiplere ilişkin davalara, dava bir takip işlemi olmadığından erteleme süresi içinde devam edilebileceği, ancak bu davalar sonucunda verilen ilama dayanarak takip yapılamayacağı konusunda doktrinde bir görüş bulunduğu gibi (Pekcanıtez, Hasan; İflas Ertelenmesi, İBD 2005/2, s.344; Atalay, Oğuz Borca Batıklık ve İflasın Ertelenmesi, İzmir, s.152), benzer konuda Yargıtay kararları da bulunmaktadır. (Y.19.H.D. 26.01.2010 gün ve 2009/2694-2010/552; Y.15.H.D. 25.02.2008 gün ve 2007/4752-2008/1114)] görüşüne yer verilmiştir....

    DİYARBAKIR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR ESAS NO : KARAR NO : HAKİM : KATİP : DAVACI : VEKİLİ : DAVALI : DAVA : Borçtan Kurtulma Davası DAVA TARİHİ : 24/10/2022 KARAR TARİHİ : 05/06/2023 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ... Bankası ... .... Şubesi’ne ait .... keşide tarihli, .... hesabına ait .... çek seri nolu, keşidecisi davacı şirket olan ... TL tutarındaki ... Bankası ... ..... Şubesi’ne ait ... keşide tarihli, .... hesabına ait .... çek seri nolu, keşidecisi davacı şirket olan ......

      Bu durum karşısında; iflasın ertelenmesi üzerine borçlu hakkında "hiçbir takip yapılamaz ve evvelce başlamış takipler durur" ise de, iflasın ertelenmesinden önce yapılan (veya tedbiren durdurulan) takiplere ilişkin olarak açılan iflas davası dışındaki, itirazın iptali, borçtan kurtulma gibi takiplere ilişkin davalara, dava bir takip işlemi olmadığından erteleme süresi içinde devam edilebileceği, ancak bu davalar sonucunda verilen ilama dayanarak takip yapılamayacağı konusunda doktrinde bir görüş bulunduğu gibi (Pekcanıtez, Hasan; İflas Ertelenmesi, İBD 2005/2, s.344; Atalay, Oğuz Borca Batıklık ve İflasın Ertelenmesi, İzmir, s.152), benzer konuda Yargıtay kararları da bulunmaktadır. (Y.19.H.D. 26.01.2010 gün ve 2009/2694-2010/552; Y.15.H.D. 25.02.2008 gün ve 2007/4752-2008/1114)] görüşüne yer verilmiştir....

        Dr. . . -. .., İcra İflas Kanunu Şerhi, sayfa 1170-1178; .. ., İtirazın İptali, Borçtan Kurtulma, Menfi Tespit ve İstirdat Davaları, sayfa 56) Nitekim, Yargıtay 11.Hukuk Dairesi'nin 31.1.2006 gün 2005/755 esas 2006/757 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, 1 yıllık hak düşürücü süre borçlunun itirazının davacı alacaklıya tebliğ tarihinden itibaren başlayacaktır. Somut olayda mahkemece davacı alacaklının, kısmi itiraz nedeniyle kesinleşen takip miktarı yönünden 8.8.2011 tarihinde tahsilat yapıldığı ve kısmi itirazın bu tarihte öğrenildiği kabul edilmek suretiyle süre yönünden davanın reddine karar verilmiştir. Ne var ki, davalı borçlunun itirazı, davacı alacaklıya 19.2.2013 tarihinde tebliğ edilmiş olup, bir yıllık hak düşürücü süre bu tarihte başlamış, dava da tebliğ tarihi ile aynı gün açılmıştır. Bu nedenle, işin esasının incelenmesi gerektiği halde, mahkemece yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....

          İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2019/ 369 esas sayılı dosyasında itirazın kaldırılması davası açtığını, itirazın kaldırılması davasının davacı aleyhine sonuçlandığını, bu nedenle davalarının İİK'nın 69/4 maddesi uyarınca menfi tespit yoluyla borçtan kurtulma davası olarak görülmesi gerektiğini, ilamsız takip başlatan davalı tarafın işbu dava kapsamında asıl borç ilişkisini, asıl borç ilişkisinden kaynaklanan alacağını doğuran taahhüdünü yerine getirdiğini ispat etmesi yükümlülüğü bulunduğunu, davalı tarafın, ticari taksi satım vaadi ile takip dayanağı bonoyu elde etmiş ise de davacı tarafa bir ticari taksi satımı yapmadığını, davacı ile davalı arasında ticari taksi satımı dışında asıl borç ilişkisi doğuracak bir ilişki de olmadığını ve davacı tarafın borcu bulunmadığını, davalı tarafın dayandığı ilamsız takipte asıl borç ilişkisini ve alacaklı olduğunu İİK uyarınca ispat etmesinin zorunlu olduğunu ileri sürerek Antalya 10....

            Borcun ödenmiş olduğunu öğrenen mahkemenin yukarıda yazılı yasa hükmü gereğince davaya kendiliğinden istirdat davası olarak devam etmesi gerekir.'' (.........., İtirazın İptali,Borçtan Kurtulma, Menfi Tespit ve İstirdat Davaları, Ankara, 2007,s.803) Uyuşmazlık 42.800 ... teminat bedeli yönünden menfi tespit davası olup, yargılama sırasında istirdat davasına dönüşmüştür. Davacı ödeme sonrası yargılama aşamasında, ödenen bedelin faizi ile birlikte istirdadını istemiş olup bu durumda mahkemece, 42.800 ...’nun ödeme tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. Ne var ki, yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, kararın düzeltilerek onanması HUMK' nın 438/7. maddesi hükmü gereğidir....

              Borcun ödenmiş olduğunu öğrenen mahkemenin yukarıda yazılı yasa hükmü gereğince davaya kendiliğinden istirdat davası olarak devam etmesi gerekir.'' (.........., İtirazın İptali,Borçtan Kurtulma, Menfi Tespit ve İstirdat Davaları, Ankara, 2007,s.803) Uyuşmazlık 42.800 Euro teminat bedeli yönünden menfi tespit davası olup, yargılama sırasında istirdat davasına dönüşmüştür. Davacı ödeme sonrası yargılama aşamasında, ödenen bedelin faizi ile birlikte istirdadını istemiş olup bu durumda mahkemece, 42.800 Euro’nun ödeme tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. Ne var ki, yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, kararın düzeltilerek onanması HUMK' nın 438/7. maddesi hükmü gereğidir....

                Borcun ödenmiş olduğunu öğrenen mahkemenin yukarıda yazılı yasa hükmü gereğince davaya kendiliğinden istirdat davası olarak devam etmesi gerekir.'' (..., İtirazın İptali,Borçtan Kurtulma, Menfi Tespit ve İstirdat Davaları, Ankara, 2007,s.803) Uyuşmazlık 42.800 Euro teminat bedeli yönünden menfi tespit davası olup, yargılama sırasında istirdat davasına dönüşmüştür. Davacı ödeme sonrası yargılama aşamasında, ödenen bedelin faizi ile birlikte istirdadını istemiş olup bu durumda mahkemece, 42.800 Euro’nun ödeme tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. Ne var ki, yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, kararın düzeltilerek onanması HUMK' nın 438/7. maddesi hükmü gereğidir....

                  İtirazın iptali davası borçlunun itirazının alacaklıya tebliğ tarihinden itibaren 1yıllık süre içerisinde açılmalıdır. Bu sürenin hesaplanması İİK'nun 19. Maddesi hükmünün dikkate alınması gerekir. İİK 'nun 67. Maddesinde gösterilmiş olan bu süre hak düşürücü süredir. Nitekim Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 31/01/2006 gün, 2005/755 Esas, 2006/757 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere 1 yıllık bu süre borçlunun itirazının alacaklıya tebliğ tarihinden itibaren başlayacaktır. Bunun dışında herhangi bir öğrenme şekli yasada öngörülmemiştir. (Seyit Çavdar, İtirazın İptali, Borçtan Kurtulma, Menfi Tespit ve İstirdat Davaları, Mayıs 2007, sayfa 23,24). Davalı tarafından icra dosyasına sunulan itiraz dilekçesinin davacıya tebliğe çıkartılmaması nedeniyle 1 yıllık hak düşürücü sürenin işlemeye başlamamış olması (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi'nin 01/12/2016 tarih, .... Esas, .......

                    Hukukumuzda borçtan kurtulma davası (İİK. m. 69/II, ) menfi tespit ve istirdat davaları (İİK. m. 72/VIII ve İİK. m. 89/III) için özel yetki hükümleri kabul edilmiş, bu davaların icra takibinin yapıldığı icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği düzenlenmiş olmasına karşın, itirazın iptali davası için özel bir yetki kuralı düzenlenmemiştir. Bu nedenle itirazın iptâli davalarında HMK'nun yetkiye ilişkin düzenlemelerinin uygulanması gerekmektedir. Usul yasasında da bu davalar bakımından kesin bir yetki kuralı düzenlenmemiştir. İtirazın iptali davalarında kesin olmayan yetki kuralları uygulanacağından, yetki itirazının 6100 sayılı HMK'nun 116/1-a maddesi gereğince taraflarca ilk itiraz olarak ileri sürülmesi gerekir. İlk itirazların bir ön sorun gibi incelenerek karara bağlanacağı hususu ise, aynı yasanın 117/3. maddesinde düzenlenmiş olup, mahkemenin takip edeceği süreç anılan yasanın 64. maddelerinde açıklanmıştır....

                      UYAP Entegrasyonu