kaynaklı ipotek ve haciz yüklü olarak devretmekle yükümlülüğe girdiğini, ödemelerini yapan müvekkilinin taşınmazın üzerinde ipotek kurulmasının hukuka ve kanuna aykırı olduğunu, davalı T7 Koza ile 24/12/2019 tarih itibariyle tek taraflı olarak kredi ilişkisini kestiklerini, müvekkilinin de aralarında bulunduğu taşınmaz maliklerinin ihtarnamede detayı verilen borçtan sadece maliki olduğu taşınmazın üzerindeki ipoteğin limiti kadar ve ipotek yükü ile sorumlu olduklarını, diğer davalılar Akbank T.A.Ş ve T3 tarafından konulan ipoteklerden dolayı müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile konulan tüm ipoteklerin ve varsa başkaca diğer hacizlerin terkin edilmesini talep ve dava etmiştir....
DAVA Davacı vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; Antalya İli, Finike İlçesi, Bağyaka Mah. 217 ada, 13 parsel kain 1 no.lu bağımsız bölümün davacı ve ailesinin aile konutu olduğunu, taşınmaz üzerinde davalı banka lehine 25.03.2008 tarihli 1124 yevmiye numaralı ve 25.02.2009 tarihli 694 yevmiye numaralı ipoteklerin tesis edildiğini, davacının çekilen kredi ve ipoteklerden çok sonradan bankanın tahsilat biriminin aramasıyla haberdar olduğunu, ipotek tesis edilirken davacının rızasının alınmadığını, davalı banka tarafından sunulan muvafakatnamedeki imzanın davacıya ait olmadığını belirterek davanın kabulü ile 25.03.2008 tarihli 1124 yevmiye numaralı ve 25.02.2009 tarihli 694 yevmiye numaralı ipoteklerin kaldırılmasına ve taşınmaz kaydına aile konutu şerhi konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. II....
T7-Koza'ya ödediğini, davalı T7-Koza'nın müvekkili lehine tapuda kat irtifakı kurma borcunu ayıplı bir şekilde ifa ettiğini, tapu kaydında davalı finans kuruluşlarının ipotek tesis ettiğini belirterek; davalı T7-Koza, Akbank T3'nın içinde bulunduğu ihtilaflı durumu, dava konusu taşınmazın bulunduğu Kozapark Projesinin kamuoyuna da oldukça yansımış olağandışı durumu ile üçüncü kişilerin ipotek ve hacizlerinin her an cebri satış yapılarak paraya çevrilecek oluşu karşısında, müvekkilinin telafisi mümkün olmayan zararlarının önlenmesi açısından davalılar Akbank T.A.Ş T3 A.Ş tarafından konulan ve tapu kaydında mevcut tüm ipoteklerin ve varsa diğer takyidatlar ile haciz kayıtlarının paraya çevrilmesine yönelik yapılacak her türlü yasal takibin dava sonuçlanıncaya ve karar kesinleşinceye kadar durdurulması mahiyetinde teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesine, ipoteklerden dolayı müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, ipoteklerin fekkine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Konut Satım Sözleşmesi başlıklı sözleşme akdedilmiş olduğu, müvekkilinin sözleşmenin kendisine yüklediği tüm yükümlülükleri ödeme planına bağlı kalarak yerine getirdiğini, sözleşmenin imza tarihinden sonra müvekkilinin dairesi üzerinde haciz ve ipoteklerin olduğunu öğrendiğini, ihtarname ile sözleşmeye konu taşınmaz üzerindeki haciz ve ipoteklerin kaldırılmasını talep ettiğini, ancak ...Tic. A. Ş. haciz ve ipotekleri terkin etmediğini, ihtarnameye yazılı veya sözlü cevap da vermediğini, ... A. Ş. ile arasında akdedilen sözleşmenin kendisine yüklediği ödemeleri tamamlasa dahi; müvekkilinin sözleşmeye konu taşınmazı herhangi bir haciz, ipotek vs. takyidat olmaksızın iktisap edememe tehlikesi bulunduğu kanaatinin hasıl olduğunu, ... 6. Tüketici Mahkemesi ...E. numaralı dosyası ile müvekkili ile ... Tic. A. Ş. arasında akdedilen sözleşmenin feshi ve müvekkilinin oluşan zararının davalı ...Tic. A. Ş.'...
Gayri nakdi alacaklar bakımından ihtiyati haciz kararı verilmesi mümkün olmayıp, alacaklının hesap katına konu alacağının ipotek ile teminat altına alındığı, ipoteklerin henüz satış aşamasında olduğu, mevcut ipoteklerin tüm borcu bu aşamada karşılayıp karşılamayacağının bilinmediği ve mevcut ipoteğin karşılamadığı iddia edilen kısmı için ihtiyati haciz kararı verilmesi için yaklaşık ispatın bulunmadığı anlaşılarak ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmıştır. Yukarıda açıklanan nedenlerle ihtiyati haciz talep eiden vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilerek hüküm fıkrası aşağıdaki şekilde oluşturulmuştur. H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere : 1)-Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ... tarih ve ... D.İş, ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi TÜRK MİLLETİ ADINA Davacı, dava dışı borçlu anonim şirketin borçlarından dolayı borçlu olmadığının tespiti, ödeme emirlerinin ve zamanaşımına uğrayan alacakların iptaline, taşınmazlar üzerindeki hacizlerin kaldırılması ve ihtirazi kayıt ile ödenen 20.000,00TL'nin istirdatına karar verilmesini istemiştir. Mahkeme bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen karar vermiştir. Hükmün, davacı vekilince duruşmalı, davalı vekilince de duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundunduktan ve temyiz konusu hükme ilişkin dava, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 369. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hallerden hiçbirine uymadığından Yargıtay incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi....
tapudan tüm ferileri ile birlikte terkin edilerek (fek edilerek) ipoteklerin kaydının terkin edildiğinin ilgili tapu müdürlüğüne bildirilmesini, bu taleplerinin kabul edilmemesi durumunda munzam zarar ve fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla söz konusu taşınmaz bedelinin denkleştirici adalet ilkesi kapsamında yapılan hesaplama neticesinde tespiti ile reeskont faiziyle birlikte müvekkiline iadesine ve dava konusu olan taşınmazın üzerine davalılar T5 ve T3 tarafından konulan ve tapu kaydında mevcut tüm ipoteklerin ve varsa diğer takyidatlar ile haciz kayıtlarının paraya çevrilmesine yönelik yapılacak her türlü yasal takibin ve icra işlemlerinin dava sonuçlanıncaya ve karar kesinleşinceye kadar durdurulması mahiyetinde HMK 389 ve devamı maddeleri uyarınca teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir....
O halde ilk satış ile yolsuz olarak yapılan 23.01.2007 tarihli satış arasında konulan haciz ve ipoteklerin geçersiz olmasını gerektirecek bir usulsüzlük olmadığına göre bu tarihler arasındaki ipotek ve hacizlerin kaldırılması ile ilgili talebin reddi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, birleşen davada davalı ... Vergi Dairesi ve ... vekillerinin tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı .... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı .... yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden birleşen davada davalı ...'ndan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde ...'ye iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 30.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Şti'nin 24/10/2017 tarihi itibariyle teminatlı şirket kredi kartı kredisi, gayrinakdi çek kredisi, teminatlı BCH kredisi nedeniyle 560.562,85 TL riski/ borcu bulunduğunu, ancak bu miktar alacağın herhangi bir takibe konu edilmediğini, Yargıtay HGK 28/02/2001 tarih, 2001/19159 Esas ve 2001/197 Karar sayılı kararı ile ipotek resmi senedi ile ayrıca borçlunun şahsi kefaletinin öngörülmesinin geçerli olduğunun içtihat edildiğini, bu nedenle davacının borçtan sorumlu olduğunu ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLER VE GEREKÇE/ Dava, İİK m.72/2 gereği açılmış olan menfi tespit ve ipoteğin fekki davasıdır. Mahkememizin 08/05/2019 tarih 2017/798 E. - 2019/442 K.sayılı kararı ile davacı borçlunun kefalet sözleşmesi nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ile ... ili, ... ilçesi, .. Mah. 16627 ada, 11 parsel, 1 nolu bağımsız bölüm üzerinde ... tarih ve ... yevmiye no ile tesis edilmiş ve ... ili, ... ilçesi, ......
İş Mahkemesi'nin 18.09.2019 tarih, 2017/328 Esas ve 2019/89 Karar sayılı kararına yönelik davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine,...” karar verilmiştir. V-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ Davacı vekili, dava konusu borçların öncelikle borçlu şirketten tahsili yoluna gidilmesi gerektiğini, tahsil edilemezse müvekkilinden talep edilebileceğini, borçlu şirketin borçları yapılandırdığını ve buna göre borcun yenilendiğini müvekkilinin borçlu sıfatının kalmaması nedeni ile borçlu olmadığının tespitine ve hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi gerektiğini beyanla kararın bozulmasını istemiştir....