GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Borçlu aleyhine Ereğli İcra Müdürlüğünün 2020/4083 Esas sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı/borçlu tarafa ödeme emri tebliğ edilmeksizin davalı/borçlu tarafından icra takibine itiraz edildiğini, taraflarınca itirazın kaldırılması bakımından İcra Hukuk Mahkemesine dava açtıklarını, ancak mahkemece davanın reddine karar verildiğini, borçlu vekilinin bu kez İİK’nun 264/2. maddesi gereğince alacaklı vekilinin süresinde itirazın kaldırılması/ itirazın iptali davası açmaması sebebi ile ihtiyati hacizlerin kaldırılmasını talep ettiği, bu talep üzerine icra müdürlüğünce ihtiyati hacizlerin kaldırılmasına karar verildiği, açıklanan nedenlerle öncelikle dosya hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmesini, Ereğli İcra Müdürlüğünün 30/12/2020 tarihli işleminin iptali ile ihtiyati hacizlerin aynen devamına karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve şikayet...
Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2014/381 Değ.İş. dosyasından ihtiyati haciz kararı alınarak 05.09.2014 tarihinde borçlu şirket hakkında iflas erteleme davası sırasında verilen tedbir nedeniyle takip işlemleri yürütülemese de ihtiyati haciz kararının uygulanması talep edilmiş, talep doğrultusunda borçlu hakkında ihtiyati haciz kararı gereği haciz işlemlerine başlanmış, borçlu vekili tarafından tedbir kararı sunularak konulan hacizlerin kaldırılması istenmiş, icra müdürlüğünce 12.09.2014 tarihinde istem reddedilmiştir. Her ne kadar iflas erteleme davasında verilen ihtiyati tedbir kararı, ihtiyati haciz kararından ve takipten sonra icra dosyasına ibraz edilmiş ise de, anılan tedbir kararı takipten ve haciz kararından önce alınmış olup, mahkeme kararları verildiği andan itibaren hüküm doğuracağı için geç ibraz edilmeleri sonuca etkili olmaz....
İcra Müdürlüğünün ...E sayılı dosyası ile ilamsız takip başlatıldığını, ancak kendisinin davalıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, davaya konu senedi yaklaşık 7 yıl önce ismini hatırlamadığı birsi ile 13.000,00 TL'ye karşılık aldığı 3 adet büyükbaş kesimlik hayvanlara karşılık boş olarak verdiğini, bu hayvanların alacaklıya ait olduğunu sonradan öğrendiğini, alacaklının davacı olmadığını, daha sonradan öğrendiğini ve alacaklıya 8.000 TL'sini ödediğini ve geriye 5.000 TL borcu kaldığını, 5.000 TL borcuna karşılık boş senedi 350.000 TL olarak doldurduğunu, davalının karşılığının büyük bir kısmını elde nakit olarak tahsil ettiği halde senetleri yırtmadığını, iptal etmediğini ve tarafına teslim etmediğini belirterek davanın kabulü ile takibin durdurulması, hacizlerin kaldırılması ve borçlu olmadığının tespiti ile takibin iptaline, alacaklının haksız yere hakkında icra takibi başlatmış olması nedeniyle takibin %20'sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini...
Somut olayda mahkemece haciz müzekkeresi gönderilen bankalara yazı yazılarak haciz yazısının ulaşıp kayda alındığı tarihin ve saatinin bildirilmesinin istemesi, bu şekilde haciz tarih ve saatlerinin tespiti ile hacizlerin durdurma kararından önce olması halinde şikayetin reddine, durdurma kararından sonra olması halinde şikayetin kabulü ile hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi gerekmektedir. Yapılan değerlendirmeler neticesinde ilk derece mahkemesince eksik araştırma ile hüküm kurulduğu anlaşılmakla, davacı borçlu vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, kararın HMK'nın 353/1- a-6 hükmü gereğince kaldırılmasına karar verilmiştir. H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- Davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun KABULÜ ile Trabzon 2....
ın kimlik bilgilerinin uyuşmaması sebebiyle 30/05/2019 tarihli talepleri ile davacı hakkındaki taleplerinden vazgeçtikleri, icra dairelerinin yapısının değiştiği, davalının yenileme talebinde bulunduğu, yine davacının adını bildirdiği, dava dışı icra müdürlüğünün vazgeçmeyi görmeden davacı mallarına haciz uyguladığı ve ertesi gün davalı alacaklı vekilinin talebiyle hacizlerin kaldırıldığı hususları uyuşmazlık konusu değildir. Çekişme, davalının, davacıdan bonaya dayalı olarak alacağının olup olmadığı, başlatılan icra takibi dolayısıyla davacının borcunun bulunup bulunmadığı, bonodaki imzanın davacı eli ürünü olup olmadığı vazgeçilen takibe daha sonra devam edilip edilmediği noktalarında toplanmaktadır. İddia, savunma, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamından, davanın, davacı aleyhine başlatıldığı ileri sürülen icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir....
Hukuk Dairesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davacı/borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından borçlu aleyhine başlatılan ilamlı takipte, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda, mehil vesikasında belirtilen 113.089,46 TL’nin takip dosyasına yatırıldığını, daha sonra tehiri icra kararının alındığını, takip dayanağı ilamın bölge adliye mahkemesince kaldırıldığını, İİK’nın 36/5. maddesi uyarınca da nakdi teminatın taraflarına iadesine karar verildiğini, ancak nakdi teminat yatırmaları nedeni ile daha önce kaldırılması gereken hacizlerin kaldırılmadığını fark ettiklerini, bu sefer icra müdürlüğünden diğer hacizlerin kaldırılmasını talep ettiklerini ancak taleplerinin 04.11.2021 tarihli...
gereğince teminat yatırılması ile icranın geri bırakılması yönünde karar getirilmek üzere borçluya mühlet verilmesi, icra takibini olduğu yerde durduracağından, bu tarihten önce konulan hacizlerin geçerliliğini etkilemeyeceği ve hacizlerin kaldırılması sonucunu doğurmayacağı, şikayetin kabulüne karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulduğu, Mahkemece Dairemizin bozma kararına direnildiği görülmektedir....
Davacılar ise eldeki başvuruyu, geçici mühlet ve tedbir kararlarının, takip ve haciz tarihinden önce olduğu iddiasıyla takibin iptali ve hacizlerin kaldırılması istemi ile yapmışlardır. Eldeki başvurudan önce zaten borçlu şirket bakımından konkordoto geçici mühlet kararı takip dosyasına sunularak icra müdürlüğünün 16/03/2021 tarihli kararı ile takibin durdurulması kararı temin edilmiştir. Diğer borçlu yönünden de aynı şekilde verilen konkordato mühlet kararının borçlu vekilince icra dosyasına sunulması ve takibin durdurulmasının sağlanması mümkün iken bu yapılmayıp, doğrudan yukarıdaki iddia ile takibin iptali ve hacizlerin kaldırılması istenmiştir. Yine borçlu Cevat Yönün'den konkordato geçici mühlet kararından sonra konulan bir haciz bulunmamaktadır....
İlk derece mahkemesince, "...ilgili icra dosyası ve toplanan delillerin bir bütün olarak irdelenmesi neticesinde; borçlu Ahmet Sabak'ın borçları nedeniyle murisi Emine Sabak'tan intikal edecek taşınmazlardaki hisseleri üzerine 06/03/2018 tarihinde haciz konulduğu, ancak borçlu Ahmet Sabak'ın Reyhanlı Sulh Hukuk Mahkemesinin 28.02.2018 tarih 2018/60 Esas, 2018/100 karar sayılı ilamı ile murisi Emine Sabak'ın mirasını reddettiği, davacı T1 mirasçı olduğu, borçlunun taşınmazlar ve taşınır mallar üzerinde hacze konu olabilecek herhangi bir hakkı kalmadığından diğer mirasçıların haczin kaldırılması şikayetinde bulunmasında hukuki yarar olduğu, mirasın reddi kararının 02/03/2018 tarihinde kesinleştiği, kesinleşen mirasın reddi kararı doğrultusunda işlem yapılaması gerektiği, davacının hacizlerin kaldırılması talebinde hukuki yararı olduğundan, icra müdürlüğü işleminin usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşılmakla şikayetin kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle...
Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/125 D.İş sayılı 11/03/2016 tarihli ihtiyati haciz kararının uygulanması talebi üzerine icra müdürlüğünce yukarıda özetlenen tedbir kararından sonra borçlu şirketin mal varlığına haciz konulduğu, 15/03/2016 tarihinde ise örnek 10 ödeme emri düzenlenerek icra takibine geçildiği, borçlunun ibraz ettiği tedbir kararı doğrultusunda takibin durdurulmasına, ancak icra müdürlüğünce hacizlerin kaldırılması talebinin reddine karar verildiği görülmektedir. Şu durumda, ticaret mahkemesinin 01/03/2016 tarihli tedbir kararında ihtiyati haciz ve tedbir uygulamalarının da durdurulmasına karar verilmiş olup, ihtiyati haciz kararı ve bu karar kapsamında hacizlerin uygulanması tedbir kararından sonraki tarihli olduğundan mahkemece ihtiyati haciz kapsamında konulan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....