Esas numaralı dosyası ile alınan uzmanlık raporuna göre imzanın müvekkile ait olmadığının kanıtlanmasına rağmen tedbir talebi verilmemesinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkile ait tapulara icra müdürlüğü işlemleri yoluyla haciz konmuş olup, müvekkili taşınmazları satamadığı için maddi olarak mağduriyet yaşadığını, dosyanın satış aşamasına gelmiş olup tedbir talebi zorunluluğunun doğduğunu, tedbir talebinin HMK'nun ihtiyati tedbirin şatları başlıklı 389. maddesi, ihtiyati tedbir talebi başlıklı 390. maddesi ve ihtiyati tedbir kararı başlıklı 391. maddesi gereğince tedbir talebi verilmesi gerektiğini, tedbir talebinin HMK'nun 209 ve 389-399 maddelerine uygun olması ve diğer sebepler nedeniyle kabulüne karar verilmesini talep ettiklerini belirterek; ilk derece mahkemesinin tedbir talebinin reddi kararının kaldırılarak ihtiyati haczin kabülüne karar verilmesini talep etmiştir....
İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2022/553 ESAS, DAVA KONUSU : İhtiyati Tedbir- İhtiyati Haciz Talebi KARAR : Karşıyaka 3. İş Mahkemesi'nin 2022/553 Esas sayılı ara karar sayılı dosyası Dairemize gönderilmiş olmakla, yapılan inceleme neticesinde; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davaya konu edilen hak ve alacakların dava boyunca güvence altına alınabilmesi ve dava sonunda infazının sağlanabilmesi için davalı adına kayıtlı araç ve taşınmazların 3. şahıslara devrinin önlenmesi amacıyla ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince 26/10/2022 tarihli kararında ; "6100 sayılı HMK'nın "İhtiyati tedbirin şartları" başlıklı 389....
Mahkemece ihtiyati tedbir talebi teminat mukabilinde kabul edilmekle; davalının anılan bu ara karara itirazının reddi üzerine davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalının istinafı, İlk derece mahkemesince verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılması istemine ilişkindir. Geçici Hukuki Koruma tedbirlerinden olan “ihtiyati tedbir” 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 389- 399. maddelerinde düzenlenmiştir. HMK’nun 389. maddesinde ihtiyati tedbirin şartları, 391. maddesinde ihtiyati tedbir kararının kapsam ve içeriği, 393. maddesinde ihtiyati tedbir kararının uygulanması, 394. maddesinde ihtiyati tedbir kararına itiraz ve uygulanacak usûle yer verilmiştir. HMK’nun 391/3. maddesi uyarınca ihtiyati tedbir talebinin reddi kararına karşı ve HMK'nun 394/5. Maddesi uyarınca ihtiyati tedbir kararına itiraz hakkında verilen karar karşı kanun yoluna başvurma olanağı getirilmiştir....
ve diğer üçüncü kişilere işbu dosya kapsamında verilecek mahkeme kararının kesinleşmesine kadar ödenmemesine dair ihtiyati tedbir kararı verilmesine, müvekkilinin, davalıya işbu dava konusu nedeni ile borcu bulunmadığının tespitine, işbu davanın açılmasını zaruri kılan icra takibinin haksız ve kötü niyetli olması nedeniyle İİK. md. 72 uyarınca davalı aleyhine dava bedelinin %20'sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir....
İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırşa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz. Borçlu, menfi tesbit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir. Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını isteyebilir. Menfi tesbit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir....
E sayılı dosyasında red kararı erildiğini, dava konusu irca takibinde, takibe dayanak olarak herhangi bir belge sunulmadığını, davalının uğradığını iddia ettiği zarar ile ilgili hiçbir kanıt ortaya konmadığını, kural olarak menfi tespit davasında ispat yükünün davalı alacaklıya ait olduğunu, davacı alacaklının kötü niyetli olduğunu beyanla gecikmesine sakınca bulunan hallerin varlığı ve yaklaşık ispat sınırını aştığı nazarında evvela ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile takibin küllen durdurulmasına, mahkeme aksi kanaatte ise İİK.m.72/3 uyarınca icra dosyasına yatacak paranın alacaklıya verilmemesi yönünde tedbir kararı verilmesine, davanın kabulüne, müvekkilinin Bakırköy ..... İcra Müdürlüğü .... Esas Sayılı dosyasından ve takibe konu edilen alacak talebi nedeniyle borçlu olmadığının tespitine haksız ve kötü niyetli davalı aleyhine takip çıkışının %20'sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi'nin 17/10/2023 tarih ve 2023/450 Esas sayılı ara kararında; "Mahkememizin 07/08/2023-08/08/2023 tarihli ara kararı ile; davacı vekilinin; icra veznesine yatan paranın alacaklıya ödenmemesine yönelik ihtiyati tedbir talebinin, HMK 389 da öngörülen yaklaşık ispat koşulunun oluştuğu anlaşılmakla, davacı vekilinin tedbir talebinin % 15 oranında teminat mukabilinde kabulüne, takip tutarı üzerinden hesaplanan 152.457,67-TL teminatın nakit veya kesin ve süresiz teminat mektubu olarak sunulması halinde tedbirin infazına karar verilmiştir. HMK'nun 390/3 fıkrası uyarınca; tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. Tüm dosya kapsamından; davalının ihtiyati tedbir kararının kaldırılması talebi de yerinde görülmemiştir....
Birleşen...Asliye Ticaret Mahkemesinin 2009/151 Es. ve 2011/167 karar sayılı dosyasında davacı vekili, takibe konu çekteki imzanın sahte olduğunu iddia ederek borçlu olmadıklarının tespiti ile davalıların tazminata mahkum edilmelerine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalıların vekilleri ayrı ayrı davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, iddia savunma, toplanan delillere ve bilirkişi raporlarına göre çeklerdeki keşideci imzasının davacı şirket yetkilisine ait olduğu, ayrıca davacının sözkonusu çekler nedeni ile toplam 108.500,00 TL borçlu olduğunun belirlendiği, davacının sözkonusu çeklere yönelik iddiasını ispat edemediği, çekler nedeni ile borçlu olduğu, davacının talebi doğrultusunda tedbir kararı verildiği ve infaz edildiği gerekçesi ile asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Mahkemece davacının borçlu bulunduğu asıl alacak ve işlemiş faiz miktarının tespiti ile yetinilmesi gerektiği halde talep dışına çıkılarak faize faiz işletecek şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. 3-Davalının temyiz itirazlarının incelenmesinde; İcra İflas Kanunu’nun 72/4 maddesi uyarınca, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında, dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyati tedbir dolayısı ile alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır. Alacaklının uğradığı zarar aynı davada takdir olunarak karara bağlanır. Bu zarar herhalde %40’dan aşağı tayin edilemez. Bu durumda kötü niyet şartı aranmaz. Somut olayda davalının yaptığı icra takibinin durdurulmasına, davacının aldığı ihtiyati tedbir kararı ile karar verilip, tedbir kararının da icra edildiği anlaşıldığından davalı yararına tazminata hükmedilmesi gerekir....
Temyize konu davada davacının dava dilekçesindeki talebi üzerine mahkemece tensip zaptı ile, "alacağın %15'i oranında teminat yatırıldığında İİK.nun 72. maddesi gereğince icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi için tedbir konulmasına" şeklinde ihtiyati tedbir kararı verilmişse de, davacı tarafından söz konusu teminatın yatırıldığına ve verilen tedbir kararının infaz ettirildiğine ilişkin gerek dava, gerekse icra dosyasında herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığından, davacı borçlu aleyhine inkar tazminatına hükmedilmemesi gerekirken, bu husus gözardı edilerek, davacıdan reddedilen miktarın %40'ı oranında hesaplanan inkar tazminatının tahsiline karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. 2-Dava, davalı alacaklı tarafından 6.650,00 TL üzerinden başlatılan icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin olup, dava değeri olan 6.650,00 TL üzerinden karar ve ilam harcı yatırılmıştır....