WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, davalının savunmasının ikrar mahiyetinde olduğu, ispat yükünün davalıda olup, davalının iddiasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacı, davalıya karz ilişkisine dayalı olarak borç para verdiğini, süresinde geri ödenmediğini ileri sürerek, verdiği paranın davalıdan tahsili istemiyle eldeki davayı açmıştır. Davalı ise, dava dışı ...'tan 35.000,00TL yi borç olarak istediğini, bunun üzerine davacının ...'tan satın aldığı daire bedelinden kalan miktarı kendi hesabına yatırdığını, davacıdan borç para almadığını savunmuştur. Davalının bu savunması gerekçeli inkar niteliğindedir. Kural olarak havale borç ödeme vasıtasıdır. Davaya dayanak yapılan havale makbuzunda paranın borç olarak gönderildiğine dair açıklama bulunmamaktadır. Bütün bu olgular gözetildiğinde davacı karz ilişkisini yasal delillerle ispatlamak zorundadır. Miktar itibariyle tanık da dinlenemez....

    Bu sözleşme tarafların eski bir borç yerine yenisini geçirme iradelerinden oluşur. Yenilemenin varlığını kabul için öncelikle eski bir borç olmalı, yeni borç onun yerine geçmeli ve taraflar yenileme iradesine sahip olmalıdır. Eş söyleyişle, taraflar eski borç yerine geçecek yeni bir borç kurma iradesine sahip olmalıdır. Bu irade yeni bir borç kurmak suretiyle eski borcu ortadan kaldırma, onu sona erdirme iradesidir. Yenileme iradesi sözleşmeden açık bir şekilde anlaşılmalıdır. Tarafların açık iradesi yenileme yönünde birleşmelidir. Yenileme, sözleşmeye dayalı bir tasarruf işlemidir. Her tasarruf işleminde olduğu gibi yenileme de hukuki bir nedene dayanır. Yenileme sebebe bağlı bir işlem olduğu için temeldeki hukuki sebebin geçerli olması gerekir. Yenileme eski borcu sona erdirir ve onun yerine geçecek bir borç doğar. Borç ilişkisi varlığını korur ama borç yenilenmiş olur....

      Borç verenin tam mükellef kurum olması" başlıklı kısmında; kullanılan borç nedeniyle, geçici vergi dönemi içinde örtülü sermaye şartlarının gerçekleşmesi halinde, o dönemde daha önce borç alan kurum tarafından giderleştirilen faiz, kur farkı ve benzeri giderleri bu işlemin yapıldığı geçici vergi döneminde hesaben gerekli düzeltmeye tabi tutulabileceği, borç veren kurum tarafından da aynı dönem içinde düzeltme yapılabilmesinin mümkün olduğu, düzeltmenin, gider yazılan geçici vergi döneminden sonra yapılması halinde, borç alan kurum tarafından verilen düzeltme beyannamesi ile tahakkuk eden vergilerin kesinleşmiş ve ödenmiş olması şartıyla, borç veren kurum tarafından da (bir sonraki geçici vergi döneminde) düzeltme yapılabileceği, hesap dönemi kapandıktan sonra, örtülü sermaye kullanan kurumun yapacağı düzeltme talebinin vergi dairesince Vergi Usul Kanunu uyarınca değerlendirilip sonuçlandırılacağı, bu düzeltme sonucu tarh edilen vergilerin kesinleşmiş ve ödenmiş olması halinde, karşı tarafın...

        Davalı vekili, dekontta tek taraflı "borç olarak" ibaresinin yazılmasının havalenin borç olarak gönderildiğini göstermeyeceğini, davacının borç sözleşmesinin varlığını ispatla mükellef olduğunu, iş hayatının olağan akışına göre bu derece yüksek miktardaki bir havalenin borç olarak verilmesi halinde karşılığında senet, teminat alınması, yazılı sözleşme düzenlenmesi, akitle ilgili hususların belirlenmesinin gerektiğini, o dönemde davacının müvekkilinin bir sac alımı işinde yardımcı olduğunu, bu sac alımı işlemi gerçekleşmeyince müvekkilinin sac alımı için davacıya gönderdiği paranın davacı tarafından iade edildiğini, ancak dekonta kötüniyetle borç olarak yazıldığını, bu ibarenin yazıldığının ancak davadan sonra farkedildiğini savunarak davanın reddini ve kötüniyet tazminatının tahsilini istemiştir....

          İcra müdürlüğünün 2019/1906 Esas sayılı dosyası ile takip yapıldığı ve davalının takibe itirazı ile İİK 66.maddesi gereğince itirazı ile takibin durduğu, davanın İİK 67.maddesinde belirtilen 1 yıllık hak düşürücü sürede davanın açıldığı, dosyaya ibraz edilen ve bankadan gelen dekontların incelenmesinde 06/03/2018 tarihli dekontta T1 tarafından T3 hesabına (Borçlu iban TR96 0004 6001 7588 8000 0046 97) 60.000,00 TL 'nin borç karşılığı açıklaması ile gönderildiği, ve bu dekontta "Borç karşılığı" ibaresine yer verilmiş olup davalı tarafından, borç karşılığı yazılmasının bir borca karşılık olarak gönderilen bedel olup bu şekilde anlaşıldığı belirtilmiş ise de söz konusu dekontta açıkça borç karşılığı ibaresine yer verilmiş olup ayrıca dekontta borçlu iban olarak gösterilip, tüm belge itibariyle bu paranın ve yine 20/07/2018 tarihli 40.000,00 TL bedelinde açıklama kısmında " Borç olarak " ibaresine yer verilmiş olup yine alıcının T3 olduğu anlaşılmakla ve...

          DAVALI VEKİLİ CEVAP DİLEKÇESİNDE ÖZETLE; Davacının banka dekontlarına dayanarak alacaklı olduğunu iddia ettiğini, oysa, banka dekontu ve havale belgelerinin, borçlanma belgeleri olmadığını, tek başına borç ifade etmeyen bu tür belgelerin borç ödeme belgeleri olduğunu, davacının somut olarak davalı müvekkilini borçlandırıcı ve yazılı olarak belge sunması gerektiğini, dekontlar üzerinde borç olarak gönderildiğinin açıklamasının olmadığını, burada ispat külfetinin tamamen davacı tarafa ait olduğunu, davalı müvekkilinin davacı tarafa herhangi bir borcunun bulunmadığını, gönderilen tutarların, bir borç ödeme karşılığı olup, borcun ifasına dayanmadığını, karine olarak da borç ödeme belgesi bulunan dekontlara dayalı alacak davası açma hakkı olmadığından, haksız davanın tamamen reddine karar verilmesi ile avukatlık ücreti ve yargılama giderlerinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir....

          KARAR Davacı, davalıya banka havalesi ile 20.000 Dolar borç para verdiğini, borcun ödenmemesi üzerine icra takibi yaptığını, takibe haksız olarak itiraz edildiğini belirterek itirazın iptali ile inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir. Davalı, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalıya 20.000 Dolar borç para verdiğini belirterek, bu paranın gönderildiğine dair banka dekontunu ibraz etmiştir. Davacı, borç ödenmeyince yaptığı icra takibine davalının itirazı nedeniyle, itirazın iptali talepli bu davayı açmıştır. Davalı davaya cevap vermemiş, dolayısıyla davayı inkâr etmiştir. Bu paranın davalıya borç olarak verildiğini ispat yükü, davacıdadır. Davacının ibraz ettiği dekont üzerinde, paranın borç olarak gönderildiğine dair bir açıklama yoktur. Bu dekont, paranın borç olarak gönderildiğini ispata yeterli değildir. Davacı davasın yasal delillerle kanıtlayamamıştır....

            Dava, ödünç sözleşmesinden kaynaklı olup, davacı davalıya borç olarak verdiği bedelin ödenmediğini ileri sürerek eldeki davayı açmıştır.Davalı, davaya konu paranın kendisine borsada oynanmak üzere davacının isteği ile verildiğini, davacı tarafın borç olarak verildiği iddiasını ispatla mükellef olduğunu aralarında tanzim edilmiş herhangi bir belge bulunmadığını savunmuştur....

              Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2007/93 E.-2014/101 K. sayılı dosyasında açılan davada, sanıkların mahkumiyetlerine ilişkin verilen kararın kesinleştiği, buna göre davacı odanın eski yöneticilerinin özellikle faizle borç veren kişilerden borç alıp, bunlara oda adına çek ve senet imzalayarak verdikleri, borç olarak alınan paraların oda kayıtlarına intikal ettirilmediğinin tespiti üzerine, davacı ... Odasına bu şekilde faizle borç para veren kişiler hakkında tefecilik suçlaması ile ... Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2008/19 E. sayılı dosyasında kamu davası açıldığı, davalı ...'ın da bu davada sanık olduğu ve yargılama sonunda ...'ın da içinde bulunduğu sanıklar hakkında beraat kararı verilmiş ise de, Yargıtay 4. Ceza Dairesi'nin 2011/8627 E. ve 2011/21877 K. sayılı ve 22.11.2011 tarihli ilamı ile beraat kararının bozulmasına karar verildiği, bozma sonrası ......

                Çoğunluk görüşüne katılmayan Ceza Genel Kurulu Başkanı; "Mağdur ... kollukta mağdurlar ... ve ... ile ortak oldukları tırın borcundan dolayı arkadaşı olan sanıktan faizle borç para aldığını beyan etmiş, diğer mağdurlar ... ve ... tarafından da kollukta borç alınan paranın miktarına ilişkin farklı beyanlarda bulunmak suretiyle benzer beyanda bulunulmuş, mağdur ... da kollukta mağdur ... aracılığıyla tanıdığı sanıktan faizle borç para aldığını ifade etmiş ise de, mağdur ...’ın tüm aşamalarda, diğer mağdurların ise sonraki ifadelerinde sanıktan faizsiz olarak borç para aldıklarını ifade etmeleri karşısında; ... 12....

                  UYAP Entegrasyonu