Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

dan 20.000.00 TL faizsiz borç alınmasına karar verildiğini, senedin alacaklısı olmayan davacının senet bedelinin ödenmesini isteyemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Davalı ... vekili, davalı kooperatifin dava tarihinde doğmuş zararının bulunmadığını, senedin kooperatif adına düzenlendiğini, müvekkilinin şahsi sorumluluğunun bulunmadığını, borç alma konusunda yönetim kurulu kararı bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir. Davalı ... vekili, müvekkilinin davacı kooperatife borç verdiğini, karşılığında dava konusu senedi aldığını, bu hususta yönetim kurulu kararının bulunduğunu, alınan borcun kayıtlara geçirilmemesi veya kooperatif yöneticilerinin zimmetlerine para geçirmesi nedeniyle müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, senedin kayıtsız, şartsız borç ikrarını içerdiğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Davalılar ... ve ... vekili, davanın reddine karar verilmesini istemiştir....

    Hemen belirtmek gerekirse, iş bu maddede yer alan 6 aylık zamanaşımı süresi, borç verilmesi taahhüt edilen şeyin, borç vermeyi kabul eden kimse tarafından borç alana verilmesi ve ödünç alacak kimsenin verilecek şeyi istememesi halinde uygulanır. Karz sözleşmesine dayanarak para veya misli bir şey vermiş olan kimsenin, o şeyin geriye verilmesi için açtığı davalar, TBK'nın 146. maddesi uyarınca 10 yıllık zamanaşımına tabidir. Somut olayda, davalar borç olarak verilen paranın geriye verilmesi istemine ilişkin olduğuna göre, dava tarihleri itibariyle 10 yıllık zamanaşımı süresi dolmadığından davalının her iki davaya yönelik zamanaşımı itirazları reddedilerek yargılamaya devam olunmuştur....

      vererek destek olmasını istediklerini, müvekkilinin davalıların borç istemlerini kabul ederek talep ettikleri zamanlarda bazen kredi kartından nakit çekerek davalılara borç paralar verdiğini, müvekkilinin 2020 Şubat ayından başlamak üzere müteaddit defalarca farklı tarihlerde ve farklı tutarlarda olmak üzere 2014 yılı Aralık ayına kadar toplamda 46.500,00 TL tutarında borç para verdiğini, müvekkilinin bu süreçte işinden olduğunu, uzun bir süre işsiz kaldığını, borç olarak verdiği paraları istemişse de davalıların durumlarının olmadığını ileri sürerek miras davasının sonuçlanmasını beklediklerini, dava sonuçlanır sonuçlanmaz borçlarını faiziyle birlikte ödeyeceklerini dile getirdiklerini, ancak geçen süreçte ödeme yapılmadığı oluşan kredi kartları borçlarını ödeyebilmek için yüksek faiz oranlarda havi krediler çekmek zorunda kaldığını, müvekkilinin maddi durumunun bozulduğunu, bir nevi borç batağına sürüklendiğini, müvekkilinin bu durumunu müteaddit defalar davalılara ilettiğini ve alacağını...

      borçların ödenmemesi halinde borç ve faiz anlaşmalarının yenilendiği belirtilmesine rağmen yenilenen borç miktarı konusunda bir inceleme yapılmadığı ve her bir çekin bağımsız şekilde matrah hesabına dahil edildiği, ayrıca ... tarafından davacıya devredilen taşınmazların bedelleri bakımından adı geçenin beyan ettiği tutarların gerçekliği hakkında herhangi bir karşıt inceleme yapılmadığı gözönünde bulundurulduğunda borç para verilmek suretiyle davacı tarafından elde edilen faiz gelirinin bulunuşuna ilişkin incelemenin 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 134. maddesindeki amaca uygun yürütülmediği anlaşıldığından dava konusu vergi ve cezada hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır....

        borçların ödenmemesi halinde borç ve faiz anlaşmalarının yenilendiği belirtilmesine rağmen yenilenen borç miktarı konusunda bir inceleme yapılmadığı ve her bir çekin bağımsız şekilde matrah hesabına dahil edildiği, ayrıca ... tarafından davacıya devredilen taşınmazların bedelleri bakımından adı geçenin beyan ettiği tutarların gerçekliği hakkında herhangi bir karşıt inceleme yapılmadığı gözönünde bulundurulduğunda borç para verilmek suretiyle davacı tarafından elde edilen faiz gelirinin bulunuşuna ilişkin incelemenin 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 134. maddesindeki amaca uygun yürütülmediği anlaşıldığından dava konusu vergi ve cezada hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır....

          Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davacının davacının ortak olduğu şirket üzerinden kredi çektirerek kendisinin yapmış olduğu sözleşmelerle ilgili meblağı kredi olarak şirketle ticari bir alış verişi bulunmayan … ve …'ya borç olarak verdiğinin anlaşıldığı, verilen borca karşılık teminat amacıyla mükellefe satış şeklinde devri yapılan gayrimenkullerin davacı tarafından tekrar satışı suretiyle alınan borca faiz işletildiği, günümüz ekonomik şartlarında aralarında yakın akrabalık veya iş münasebeti bulunmayan kimseler arasında önemli miktarlardaki meblağların karşılıksız olarak alınıp verilemeyeceği ve bir takvim yılında birden fazla kişiye borç para verilmesinin ikrazatçılık sayılacağı hususu göz önüne alındığında, davacının faiz karşılığı borç para verdiği ve kazancını beyan dışı bıraktığının kabulü gerektiği sonucuna varıldığı, faiz karşılığı borç para verilmediği hususunun ispatı davacıya ait olduğu ve davacı tarafından bu konuda geçerli bir kanıt ileri sürülemediği...

            Katılanın paraya ihtiyacı olması üzerine, arkadaşı vasıtasıyla sanıktan borç para istediği, sanığın önce senet karşılığında küçük miktarlarda borç vermeyi kabul ettiği, akabinde ise 100.000 TL borç vermek için katılana ait taşınmaz üzerinde lehine ipotek tesisini şart koştuğu, katılanın bunu kabul etmesi üzerine tarafların ortak iradesi ile katılana ait taşınmaz üzerinde sanık lehine ipotek tesis ettirildiği, daha sonra sanığın taahhüt ettiği parayı vermekten vazgeçtiği, katılana verdiği para ile ipotek için yaptığı masrafı karşılaması halinde ipoteği kaldıracağını beyan ettiği, katılan tarafından sanığın istediği para denkleştirildiğinde ise ipoteği kaldırmadığı, daha sonra ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi başlattığı, bu şekilde sanığın üzerine atılı suçu işlediği iddia olunan olayda; sanık ile katılan arasında borç para alışverişine ilişkin olarak senetler düzenlendiği, ayrıca imzaları inkar edilmeyen 14/03/2012, 19/03/2012 tarihli belgelere istinaden de taraflar arasında...

              Davada; davalının borç para istemesi üzerine davacının 06.11.2008 -09.02.2009-05.03.2009 ve 04.05.2009 tarihlerinde PTT havalesi yoluyla davalıya toplam 4300,00 TL para gönderdiği, ancak davalının aldığı parayı ödemediği ileri sürülerek tahsili için yapılan takibe itirazın iptali ile %40 tazminatın tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı taraf, davaya konu paranın borç olarak davalıya gönderildiğini ileri sürerek davasını PTT havale (diğer bir ifade ile banka havale) makbuzlarına dayandırmıştır. Davalı ise davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, banka havalesinin ise bir ödeme vasıtası olup, borç para verildiğine dair karine teşkil etmeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir. Yerleşik Yargıtay Kararlarına göre; havale borç ödeme vasıtasıdır. Davacının ibraz ettiği dekontlarda paranın borç olarak gönderildiğine dair herhangi bir açıklama bulunmamaktadır....

                KARAR Davacı, maliki olduğu taşınmazın 17.03.2008 tarihinde satılması üzerine satış bedeli 72.000,00 TL’yi kardeşi olan davalıya borç verdiğini, ancak bugüne kadar borcun ödenmediğini ileri sürerek, 72.000,00 TL’nin 17/03/2008 tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı, davacıdan borç almadığını, davacının taşınmazının satışından kendisine ödenen paranın davacının kendisine olan borcuna karşılık ödendiğini savunarak, davanın reddini dilemiştir....

                  Mahkemece davanın kabulü ile 10.000 TL’nin yasal faizi ile tahsiline karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. 1-Davalının temyiz itirazlarının incelenmesinde, davacı, davalıya PTT aracılığıyla borç para gönderdiğini ancak geri ödenmediğini iddia etmiş, davalı ise paranın tarafların aralarındaki malların tasfiyesi ve ödenmesi gereken vergi borcu ile yine kendisine verilen evin tamiratları için 2011/9210-16073 gönderildiğini savunmuştur. PTT havalesinde paranın borç olarak gönderildiğine dair kayıt yoktur. Davalı gerekçeli inkarda bulunmuştur. Davacı bu durumda parayı borç olarak gönderdiğini yasal delillerle ispat etmelidir....

                    UYAP Entegrasyonu