Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Öte yandan dosyaya sunulan 18.000,00 TL tutarında gönderilen paraya ilişkin havale makbuzunda gönderilen paranın borç olarak verildiğine dair herhangi bir şerhin bulunmadığı anlaşılmakta olup, bu haliyle havale, paranın borç olarak gönderildiğini ispata yeterli değildir. Bakiye kısım için de davacı tarafından davalıya borç verildiğine yönelik yazılı belge sunulmamıştır. Somut olayda, 15.000,00 TL dışında, davalı karz ilişkisini inkar ettiğine göre karz ilişkisinin varlığını davacının kanıtlaması gerekir. Bütün bu olgular gözetildiğinde davacı 15.000,00 TL dışında kalan borç verme iddiasını ispatlayamamıştır. Ne var ki, davacı, delil listesinde yemin deliline de dayanmıştır....

    Mahkemece şikayete konu bakiye borç muhtırasının düzenlendiği tarih itibariyle bakiye borç bulunup bulunmadığının tespiti yönünden bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, hesap bilirkişinin 09/07/2021 tarihli kök raporunda özetle; tecil faizi üzerinden yapılan hesaba göre bakiye borç muhtırasının düzenleme tarihi olan 16/03/2021 tarihi itibari ile davalı alacaklının davacı borçludan toplam 36.517,96 TL bakiye alacağının bulunduğunun rapor edildiği, 06/12/2021 tarihli ek raporunda ise; takibe konu ilamın hüküm bölümüne uygun olarak yasal faiz (yıllık %9) üzerinden hesaplama yapıldığı takdirde toplam 3.237,84 TL bakiye borç bulunduğu yönünde kanaat bildirildiği, Mahkemece ilamda yasal faize hükmedilmiş olması sebebiyle bilirkişi 1....

    İcra Müdürlüğü 2021/2045 sayılı dosyası ile ile başlatılan takibe konu 1.970.000 TL tutarındaki senetlere konu borç, taraflar arasında düzenlenen "borç tasfiye ve yenileme protokolü" ile itfa edilerek yeni bir borç ilişkisi düzenlendiğini, alacak miktarı senetler toplamının 1.970.000 TL'den 1.500.000 TL'ye indirildiğini ve ödemesi ise protokolde belirtildiği üzere 20.05.2021 tarihli 1.000.000 TL bedelli çek ile yapıldığını, kalan 500.000 TL'lik kısım için ise 100.000 TL nakit verildiğini ve bunun yanında araç devri gerçekleştiğini,davacıların yenilenen borç ilişkisine uygun biçimde ödemelerini yaparken davalı alacaklının eski borç ilişkisindeki 1.970.000 TL'lik senetleri icra takibine konu etmesinin ktü niyetli olduğunu, senetlerin yenileme protokolü uyarınca iptal edilerek kapandığını ve yenilendiğini, yenileme halinde yeni bir borç ilişkisi kurulduğundan eski borç kapanmış sayılacağını, icra takibinde reeskont avans faizi işletildiğini, hiçbir dayanağı olmadan resskont avans faizi...

    Bu karinenin aksini yani havalenin borç ödemek dışında yapıldığı havale yapanın kanıtlaması gerekir. Dava dosyasına ibraz edilen davaya dayanak 08/12/2016 işlem tarihli 55.000,00- TL tutarlı ve 23/12/2016 tarihli 23.000,00- TL tutarlı havale dekontlarında "araç alımı borç verme" kaydının bulunduğu, anılı dekontlarda "borç para" yazılı olduğuna göre bu işlemin 6098 sayılı TBK'nın 386. vd. maddelerinde düzenlenen tüketim ödüncü sözleşmesi niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır....

    Borçlu vekilinin icra mahkemesine başvurusunda, 31.890,94 TL bakiye borç bulunduğuna dair muhtıradaki miktarın fazla olduğu belirterek iptaline karar verilmesini talep ettiği, mahkemece, şikayetin kabulü bakiye borç muhtırasının iptaline karar verildiği görülmüştür....

    Maddesinde ise taraflar arasında birden fazla borç bulunması halinde kanunen geçerli bir açıklama yapılmadığı veya makbuzda bir açıklık bulunmadığı durumda ödemenin muaccel borç için yapılmış sayılacağı, birden çok borç muaccel ise ödemenin, borçluya karşı ilk olarak takip edilen borç için yapılmış olduğunun kabul edileceğini belirtilmiş olup somut olayda da bu maddenin uygulanması gerektiği ve davacı alacaklının ispat ettiği başka muaccel bir borç bulunmadığından ödemenin yasal karine olarak takibe konu olan bu çek borcu için yapılmış sayılacağı ve buna göre mahkemenin tespit ve değerlendirmelerinin yerinde olduğu anlaşılmıştır....

    Sayılı kaldırma kararında belirtildiği üzere; davacı tarafça davalıya parça halinde 5000.00 Euro gönderildiği davalının da kabulünde olup, banka kanalıyla gönderilen havale açıklamalarında T1 (davacı) alınan borç" yazılı olduğu görülmüştür. Davacının davalıya borç verdiği iddiasında bulunulmuş, davalı tarafça gönderilen havalelerin borç verme değil, borç ödeme olduğu savunulmuştur. TMK'nın 6.maddesinde "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdıgı olguların varlığını ispatla yükümlüdür." hükmü çerçevesinde davacı gönderdiği havalelerde kendisinden borç alındığı yazılı olup, yapılan havalenin borç ödeme olduğuna ilişkin ispat yükü ise davalıdadır. Davalı, davacıdan borç almadığını, yapılan ödemenin aslında kendisine yapılan borç ödemesi olduğunu yazılı bir belge ile ispatlayamadığı gibi, yemin deliline de dayanmak istememiştir. Böylelikle davacının davalıya 5000.00 Euro borç para verdiğinin kabulü doğru olmuştur....

    Maddesinde ise taraflar arasında birden fazla borç bulunması halinde kanunen geçerli bir açıklama yapılmadığı veya makbuzda bir açıklık bulunmadığı durumda ödemenin muaccel borç için yapılmış sayılacağı, birden çok borç muaccel ise ödemenin, borçluya karşı ilk olarak takip edilen borç için yapılmış olduğunun kabul edileceğini belirtilmiş olup somut olayda da bu maddenin uygulanması gerektiği ve davacı alacaklının ispat ettiği başka muaccel bir borç bulunmadığından ödemenin yasal karine olarak takibe konu olan bu çek borcu için yapılmış sayılacağı ve buna göre mahkemenin tespit ve değerlendirmelerinin yerinde olduğu anlaşılmıştır....

      İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI; Mahkemece, icra dairesi tarafından ilamın kesinleştiği tarihe kadar geçen dönem için ilam uyarınca yasal faiz, kesinleşme tarihinden sonraki dönem için ise, 17.10.2001 tarihinde yürürlüğe giren 4709 Sayılı Kanunla değişik Anayasa'nın 46/son maddesi hükmü uyarınca, kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz oranının hesaplandığı ancak, bakiye borç miktarının 116.181,46- TL olarak belirlendiği, bilirkişi marifetiyle yapılan incelemede bakiye borç miktarının 114.802,60- TL olduğunun tespit edildiği belirtilerek, şikayet konusu 08.01.2020 tarihli bakiye borç muhtırasındaki borç miktarının 114.802,60- TL olarak düzeltilmesine karar verilmiştir....

      İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: "Yapılan açıklamalar doğrultusunda somut olayda ispat yükünün davacıda ve davacının söz konusu havale bedelini davalıya borç olarak gönderdiğini ispat etmekle yükümlü olduğu, davacının takibe konu ettiği alacak değeri dikkate alındığında dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK'nın 200. maddesi gereğince, davacının alacak-borç ilişkisinin varlığını; ancak kesin delillerle kanıtlayabileceği, dosya kapsamında bulunan 11/10/2017 tarihli havale dekontunun açıklama kısmında "borç verilmiştir" ibaresinin bulunduğu, bu suretle davacının davaya konu bedelin davalıya borç olarak gönderildiği iddiasını ispatladığı, davalının ise savunmaya ilişkin vakıalarını ispata elverişli yazılı ve somut herhangi bir delil ibraz edemediği, ayrıca davaya konu alacak likit ve belirlenebilir olmakla icra inkar tazminatı talebi şartlarının da oluştuğu," gerekçesiyle, "Davanın KABULÜNE, Adana 12....

      UYAP Entegrasyonu