WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

bulunması, dava dilekçesinde de borç para vermediğine ilişkin herhangi bir beyanının bulunmaması, hesaplanan miktarlara ve faiz oranlarına itirazının bulunmaması, şirkete borç para vermediğinin ve verdiği borçlar nedeniyle faiz geliri elde edilmediğine ilişkin iddiasını ispatlar nitelikte bilgi ve belgeler sunulmadığı için davacının ortağı olduğu şirkete birden fazla kez borç para verdiği sonucuna ulaşıldığından, dava konusu vergi ziyaı cezalı gelir vergisinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

    Birden çok borç muaccel ise ödemenin borçluya karşı ilk olarak takip edilen borç için yapılmış olduğu kabul edilir. Takip yapılmış ise ödeme vadesi önce gelmiş olan borç için yapılmış olur. Bir den çok borcun vadesi aynı zamanda gelmiş ise mahsup orantılı olarak; borçlulardan hiçbirinin vadesi gelmemişse ödeme güvencesi en az olan borç için yapılmış sayılır.” Öte yandan dosyaya bir örneği sunulan 17.06.2008 tarihli borç ödeme protokolünün 4.1 maddesinde; “ bu kez taraflar bu borcun 1.933.180,00 USD ve vade farkı ve KDV'si olarak 400.160, 00 USD olmak üzere 2.333.340,00 USD'nin ödenmesini bir protokol ve takvime bağlama konusunda anlaşmışlar ve aşağıdaki şartlar ile bir borç ödeme protokolü tanzim etmişlerdir. Bakiye borç taraflar arasındaki cari çalışmanın sonucu olarak ayrıca zaman içinde olan şekilde kapatılacaktır.” hükmüne yer verilmiştir....

      KARAR Davacı, eşinin kardeşi olan davalıya banka havale yöntemi ile borç verdiğini belirterek havale belgesine dayalı olarak yaptığı icra takibine yöneltilen itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı yanca temyiz edilmiştir. Davacının davasına dayanak yaptığı banka makbuzu, davalı hesabına yapılan havaleyi göstermektedir. Havale üzerinde bu paranın borç olarak verildiğine dair bir bilgi yoktur. Somut olayda davalının dayandığı belge yalnız başına borç verildiğini ispata yeterli değildir. Zira kural olarak havale bir ödeme aracı olup, havale belgesinde paranın borç olarak gönderildiğinin belirtilmesi gereklidir. Aksi halde gönderilen havalenin bir borcun ödenmesi amacıyla gönderildiği karine olarak kabul edilmelidir. Borç ödeme belgesi olan havale nedeni ile alacaklı olduğunu davacı ispat etmelidir....

        -K A R A R- Davacı vekili, davalı kooperatif tarafından 15.11.2002 tarihli borç senedine dayanılarak ... 3. İcra Müdürlüğü'nün 2006/3501 sayılı icra takibinin başlatıldığını, senetteki imzanın müvekkiline ait olmadığından borcunun bulunmadığını ileri sürerek, davaya konu borç senedi nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, takibin ve senedin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davaya konu senedin ilam niteliğinden olduğundan sahteliğinin iddia edilemeyeceğini, sahteliğinin ceza mahkemesinin kararı ile ispat edilemeyeceğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir....

          Bu açıdan ortağın şirkete örtülü sermaye desteği şeklinde verdiği borç karşılığında elde edeceği menfaatin münhasıran bir faiz geliri şeklinde ortaya çıkmasının zorunlu olmadığı, ortakların şirkete borç vermesini engelleyen veya verilen borç karşılığı faiz geliri elde etmesini zorunlu kılan bir yasa hükmünün de bulunmadığı hususları dikkate alındığında, şirket ortağı tarafından verilen borç para karşılığında faiz geliri elde edilmemesinde ticari hayatın olağan akışına aykırı bir yön bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Vergi Usul Kanunu'nun iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat külfetinin bunu iddia eden tarafa ait olduğu hükmüne istinaden davacının ortağı olduğu şirkete borç para verdiğinin ve karşılığında faiz geliri elde ettiğinin ispatı davalı idareye düşmektedir. Ancak davalı idarece bu yönde yapılmış bir tespit bulunmamaktadır....

            Bu açıdan ortağın şirkete örtülü sermaye desteği şeklinde verdiği borç karşılığında elde edeceği menfaatin münhasıran bir faiz geliri şeklinde ortaya çıkmasının zorunlu olmadığı, ortakların şirkete borç vermesini engelleyen veya verilen borç karşılığı faiz geliri elde etmesini zorunlu kılan bir yasa hükmünün de bulunmadığı hususları dikkate alındığında, şirket ortağı tarafından verilen borç para karşılığında faiz geliri elde edilmemesinde ticari hayatın olağan akışına aykırı bir yön bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Vergi Usul Kanunu'nun iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat külfetinin bunu iddia eden tarafa ait olduğu hükmüne istinaden davacının ortağı olduğu şirkete borç para verdiğinin ve karşılığında faiz geliri elde ettiğinin ispatı davalı idareye düşmektedir. Ancak davalı idarece bu yönde yapılmış bir tespit bulunmamaktadır....

              Bu açıdan ortağın şirkete örtülü sermaye desteği şeklinde verdiği borç karşılığında elde edeceği menfaatin münhasıran bir faiz geliri şeklinde ortaya çıkmasının zorunlu olmadığı, ortakların şirkete borç vermesini engelleyen veya verilen borç karşılığı faiz geliri elde etmesini zorunlu kılan bir yasa hükmünün de bulunmadığı hususları dikkate alındığında, şirket ortağı tarafından verilen borç para karşılığında faiz geliri elde edilmemesinde ticari hayatın olağan akışına aykırı bir yön bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Vergi Usul Kanunu'nun iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat külfetinin bunu iddia eden tarafa ait olduğu hükmüne istinaden davacının ortağı olduğu şirkete borç para verdiğinin ve karşılığında faiz geliri elde ettiğinin ispatı davalı idareye düşmektedir. Ancak davalı idarece bu yönde yapılmış bir tespit bulunmamaktadır....

                Bu açıdan ortağın şirkete örtülü sermaye desteği şeklinde verdiği borç karşılığında elde edeceği menfaatin münhasıran bir faiz geliri şeklinde ortaya çıkmasının zorunlu olmadığı, ortakların şirkete borç vermesini engelleyen veya verilen borç karşılığı faiz geliri elde etmesini zorunlu kılan bir yasa hükmünün de bulunmadığı hususları dikkate alındığında, şirket ortağı tarafından verilen borç para karşılığında faiz geliri elde edilmemesinde ticari hayatın olağan akışına aykırı bir yön bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Vergi Usul Kanunu'nun iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat külfetinin bunu iddia eden tarafa ait olduğu hükmüne istinaden davacının ortağı olduğu şirkete borç para verdiğinin ve karşılığında faiz geliri elde ettiğinin ispatı davalı idareye düşmektedir. Ancak davalı idarece bu yönde yapılmış bir tespit bulunmamaktadır....

                  Davalı, davacının şirket hissedarı olan ... durguna olan borcunu banka havalesi ile şirket hesabına gönderdiğini, borç para almadığını, ödeme ihtarı ile temerrüde düşürülmediğinden işlemiş faiz istenemeyeceğini savunarak, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne, itirazın iptaline, takibin devamına, icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. 1-Davacı, banka havalesi ile davalı şirkete 12.000 YTL miktarında borç para gönderdiğini ileri sürmesine rağmen davalı şirket de davacıya borcu olmadığını aksine davacının havale yolu ile şirket hissedarı ... 'a olan borcunu şirket hesabına gönderdiğini, ödeme yapıldığı sırada havale makbuzuna davacının "ödeme için" ibaresini yazdığını, ...'ın davacıya borç para verdiğini, istenilince ödemenin buna istinaden yapıldığını, paranın borç olarak gönderilmediğini savunmuştur. Hemen belirtmek gerekir ki havale bir ödeme vasıtası olup, var olan bir borcun ödendiğini gösterir....

                    İstanbul … Konut Yapı Kooperatifi'ne borç para verdiği ve bu borç paradan dolayı faiz karşılığı için senetler düzenlendiği kooperatif kayıtlarıyla sabittir. Borç verilen para davacıya ait bulunduğuna göre, faizinin de davacıya ait olduğunun kabulü gerekir. Ancak, davacı ilgili yılda sadece bir kişiye ve bir defa borç para verdiği için bu işi meslek haline getirdiği söylenemez. Dolayısıyla elde edilen faiz gelirinin ticari kazanç değil, menkul sermaya iradı olarak vergilendirilmesi gerekmektedir. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 1.maddesinde, kazanç ve iratların vergilendirilmesinde elde etmenin esas olduğu hükme bağlanmıştır. Menkul sermaye iradının vergilendirilebilmesi için, iradın tahakkuku ile birlikte ona hukuken ve iktisaden tasarruf edilebilmesi, yani iratsahibinin emrine amade hale gelmesi gerekmektedir....

                      UYAP Entegrasyonu