ŞİKAYET Borçlunun icra mahkemesine başvurusunda; icra dosyası kapsamında daha evvel düzenlenen borç muhtıralarının iptali için şikayet yoluna gidildiğini, Ankara 4. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2014/641 E. - 1261 K. sayılı 11.11.2014 tarihli kararı ile 25.04.2014 tarihli borç muhtırasının 111.431,90 TL olarak düzeltilmesine karar verildiğini, bu kararın Yargıtay 8.H.D tarafından 17.04.2017 tarihli karar ile onandığı, karar sonrasında 24.03.2015 tarihinde 112.070,25 TL ve 12.08.2016 tarihinde 12.088,67 TL icra dosyasına ödeme yapıldığını, ödeme yapılması gereken bir borcun kalmadığını, buna rağmen fahiş hesaplamalar ile borç muhtırası düzenlendiğini ileri sürerek 27.06.2016 ve 16.05.2017 tarihli borç muhtıralarının iptaline karar verilmesini talep etmiştir. II....
Büyükşehir Belediyesi tarafından borç muhtırasının iptali için açılan davada mahkemece...Genel Müdürlüğü’nün sorumlu olduğunun tespit edilmesi üzerine davacı...Genel Müdürlüğü’ne borç muhtırası tebliğ edildiğini, borçlu ... Belediyesi Sular İdaresi’nin davacı...Genel Müdürlüğü’ne devredilmiş olması nedeniyle borçtan davacının sorumlu olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İlk derece mahkemesince; ... Belediyesi Sular İdaresi’nde işçi olarak çalışan davalının geçirdiği kaza nedeniyle malul kaldığı, ... Belediyesi aleyhine açılan tazminat davasında belediye aleyhine tazminata hükmedildiği, kararın ... 13. İcra Müdürlüğü’nün 2002/9863 sayılı icra dosyasında takibe konulduğu, tazminat sorumlusu ... Belediyesi’nin 2014 yılında ... Büyükşehir Belediyesi’ne devredilmesi nedeniyle ... Büyükşehir Belediyesi’ne borç muhtırası tebliğ edildiği, . Büyükşehir Belediyesi’nce borç muhtırasının iptali için açılan şikayet davasında ..4....
İcra Müdürlüğü'nün 2013/188 E sayılı dosyasına itirazın iptali ile takibin 17.051,41 TL üzerinden devamına, asıl alacağın %20'si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınmasına, karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalıya borç para verdiğini ancak geri ödenmediğini ileri sürerek, verdiği paranın davalıdan tahsili amacıyla başlattığı takibe vaki itirazın iptali istemiyle eldeki davayı açmıştır. Davalı ise, gönderilen paranın borç olarak gönderilmediğini, davacının abisi olan ...'un kendisinin mükellefi olduğundan onun adına işlem yapılmak üzere hesabına aktarıldığını kendisinin sadece aracı olduğunu belirterek davanın reddini dilemiştir....
Davalılar, ... aleyhine açılan davanın husumet nedeni ile reddi gerektiğini, sunulan belgelere göre de paranın ödünç olarak verildiğine dair hiçbir açıklama olmadığını, davacı tarafın borç para verdiği iddiasını ispat etmesi gerektiğini, davacıya borçlarının bulunmadığını savunarak davanın reddini dilemişlerdir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılarca temyiz edilmiştir. 1-Dava, ödünç sözleşmesine dayalı alacak iddiası hakkında yürütülen takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı, ... 2. İcra Müdürlüğünün 2011/6965 sayılı dosyası ile davalılar hakkında 16.800$ karşılığı 25.782,96 TL asıl alacak üzerinden takip başlatmış, takip sebebi olarak "elden verilen borç bakiyesi" gösterilmiştir. 2013/16047-29003 İtirazın iptali davası aşamasında ise davacı borç iddiasının dayanağı olarak ......
in 18/09/2014 tarihinde banka genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan borç bakiyesini sıfırlayıp 29/08/2014 tarihli kredi sözleşmesiyle ek teminatlar alınarak yeni bir kredi ilişkisine girilerek borç yenilendiği, buna göre borcun sıfırlandıktan sonra yeni ek kredi ilişkisinden önce yapılmış bir tasarruf tarihinden sonra doğan bir borç nedeniyle tasarrufun iptali davasının şartları oluşmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, İİK. 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 1-Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir....
Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan dava sonucu taraflar arasında borç ilişkisi bulunup bulunmadığı tespit edilerek senetlerin iptali istemi hakkında karar verileceği, böyle bir dava mevcut iken aynı nedenlerle borç ilişkisi bulunmadığının tespiti ve sözü edilen senetlerin iptali için ikinci bir davanın açılmasında davacıların hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekilince temyiz edilmiştir. Davacılar tarafından 24.03.2011 tarihinde dava konusu bonoların iptali istemiyle bir dava açılmış, o dava devam ederken bu kez aynı bonolardan dolayı borçlu bulunmadığının tespiti ve davalının kötü niyet tazminatı ile sorumlu tutulması istemiyle 30.03.2011 tarihinde iş bu menfi tespit davası açılmıştır. Görüldüğü gibi her iki dava da 1086 Sayılı HUMK.nun yürürlükte bulunduğu dönemde açılmış ve derdestlik itirazında bulunulmamıştır....
Dava İİK'nun 16,67 vd.maddeleri uyarınca açılmış bakiye borç muhtırasının iptali istemine yönelik şikayettir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalıya 26.1.005 ve muhtelif tarihli ve muhtelif bedelli banka havaleleri ile ve 2.500 TL. de elden olmak üzere toplam 15.117 TL. borç verdiğini, davalının ödeme yapmadığı gibi, yapılan takibe de haksız itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile % 40 inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir. Davalı, usulüne uygun tebliğe rağmen duruşmaya gelmemiş, cevap da vermemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne, itirazın iptali ile % 40 tazminata karar verilmiş, hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir....
Mahkemece para borcu için alacaklı ikametgahı yetkili ise de borç taahhütnameye bağlanıp takip de taahhütnamenin ifa edilmediği iddiasına dayalı olarak başlatıldığından yetkili yerin borçlu ikametgahının bulunduğu Konya olduğu değerlendirilerek yazılı şekilde hüküm tesis edilmiş ise de, alacak götürülecek borç mahiyetindeki para borcuna dayalı olup ödemeye ilişkin taahhütname imzalanması para borçlarına ilişkin genel yetki kuralını ortadan kaldırmayacağından alacaklının ikametgahında başlatılan takip ve devamında açılan itirazın iptali davasının yetkili yargı yerleri önünde ikame edildiği, bu halde işin esasına girilerek neticesine göre karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup hükmün bozulmasını gerektirir....
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller, davalının "davacıya 50.000.00 YTL borç para vermesi nedeniyle alacaklı olduğuna" ilişkin yemin beyanı toplanan delillere göre, taraflar arasında ödünç para vermeden doğan borç ilişkisi olmadığı, takibe konu borç senedi kadar borçlu olunmadığının ispat edilememesine göre menfi tespit davasının reddine, tapu iptali tescil isteminin atiye terki nedeniyle bu konuda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 18.10.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....