ilişkin kısmının iptaline, davacının babasından dolayı bağlanan yetim aylığının kesilmesi ve işlem tarihinden geriye doğru 5 yıllık süre için borç çıkarılmasına ilişkin kısmı yönünden davanın reddine karar verilmiştir....
Mahkemece, tasarrufun iptali davalarının dinlenebilmesi için tasarrufun borcun doğumundan sonra yapılması gerektiği, tasarrufun 23.03.3009 tarihinde yapıldığı,borcun 13.04.4009 tarihinde doğduğu, borçlunun ortağı olduğu dava dışı şirketin borçlarından sorumlu olmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir. Tasarrufun iptali davalarının dinlenebilmesi için borcun, iptali istenen tasarruftan önce doğması dava önkoşulu olup mahkemece res'en araştırılmalıdır. Somut olayda davalı borçlu....in ortağı olduğu şirkete ait borç 23.01.2009 tarihinde dogmuş, şirket borcunu ödemeyince alacaklı aynı borcu yeniden yapılandırarak bu kez 13.04.2009 tarihinde hem şirket yetkilisi hemde ortaklar şahsi olarak bono düzenleyerek alacaklıya vermiş ve bu bono da ödenmeyince dava konusu takip yapılmıştır....
Davalı vekili, ihtarnamelerin usulüne uygun olduğunu, borç miktarlarının doğru olduğunu, davacının borçlu olmadığının tespiti talebi ile ihraç kararının iptali talebinin aynı davada görülemeyeceğini, davacının borçlu olmadığının tespiti talebine konu miktarı açıklayarak buna ilişkin harcı yatırması gerektiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, bilirkişi raporunda tespit edilmiş olan borç miktarının ihraç kararına dayanak teşkil eden ihtarnamelerdeki miktardan daha az olması nedeniyle, ihtarnamelerdeki borç miktarının gerçeği yansıtmadığı ve davacın menfi tespit talebinin esasen ihraç kararının iptali talebi kapsamında değerlendirilmesi gerektiğinden, bu talep hakkında hüküm kurulmasına gerek olmadığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile üyelikten ihraç kararının iptaline dair verilen kararın davalı vekilince temyizi üzerine, Yargıtay 23....
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin yenidoğan uzmanı çocuk hekimi olduğunu, hakkında düzenlenen müfettiş raporu nedeniyle borç bildirim belgesi düzenlendiğini, borç alınan ilacın akabinde tamamlanması için reçete yazıldığından ortada gerek hasta gerçek ilaç kullanımı söz konusu olduğundan davalı kurumca yersiz yapılan bir ödeme olmadığını, Faik Oflaz ve Sağlık Bakanlığına davanın ihbarı gerektiğini belirterek kurum işleminin iptali (kurum işlemine dayanak müfettiş raporu ile birlikte iptali) ile borçlu olunmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiş ve ihtiyati tedbir talebinde bulunmuştur....
"İçtihat Metni" Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, Genel Kredi Sözleşmesi’nden kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen icra takibine karşı kefillerin itirazı üzerine, davalı kefillerin itirazlarının iptali ve % 40 tazminat istemine ilişkindir. Davalı ... ve Adil Menden vekili, 19.02.2000 tarihli sözleşmede müvekkillerin üst kefalet sınırının belirlendiğini, Antalya 5. İcra 2001/8477 sayılı ipotekli takipte, davalı ...’nin ipotek vermesi nedeniyle borcun kalmadığını belirterek kullanılan 15.000.-YTL. krediye karşılık % 100 fazlası ile ipotek alındığını, borç kalmadığını belirterek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki İtirazın İptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, davalının müvekkiline borcu bulunduğunu, müvekkilinin davalı adına taşeronluk yaptığını, borç nedeniyle davalı aleyhine borç tahsil edilemediğinden takip başlatıldığını, bu takibe davalı borçlu tarafından yapılan haksız itirazın iptali ile 4.675,00 TL traktöre bedelinin ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin Ankara ilinde ikamet ettiğinden davanın yetkisiz mahkemede açıldığı ve yetki itirazlarının bulunduğunu, davacı ile müvekkili arasında alacak borç ilişkisinin bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, icra dosyasında yer alan belgenin delil başlangıcı olduğu, tanık ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili ile davalıların murisi arasında ticari ilişki bulunduğunu, davalıların murisinin müvekkilinden borç para aldığını ve karşılığında dava konusu bonoyu müvekkiline verdiğini, bono bedelinin ödenmediğini, bunun üzerine müvekkili tarafından murisin yasal mirasçıları olan davalılar aleyhine bonoya dayalı olarak girişilen ilamsız icra takibinin davalıların itirazı sonucu durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, ispat yükünün davacıda olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
Somut olayda davacı vekili; davalı tarafın müvekkiline ait iş yerinde çalıştığını, bu iş yerinde çalışırken müvekkilinden borç para istediğini, müvekkilinin davalıya muhtelif zamanlarda borç para verdiğini, davalının müvekkilinden aldığı borç paraları iade etmemesi üzerine davalı hakkında icra takibi başlattıklarını iddia ederek, bu icra takibine yönelik itirazın iptalini talep ve dava etmiştir. Taraflar arasında her ne kadar işçi - işveren ilişkisi olsa da aralarındaki uyuşmazlığın işçilik alacağından kaynaklanmadığı nazara alındığında, uyuşmazlığın genel hükümler çerçevesinde, ... Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 14/01/2016 gününde oy birliğiyle karar verildi....
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davası hakkında Kırklareli 2.Asliye Hukuk Mahkemesi’nden verilen davanın reddine yönelik 2014/614 esas ve 2016/331 karar ve 17.11.2016 tarihli hükme karşı taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması sonucunda İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi tarafından verilen davalının istinaf başvurusunun esastan reddine,davacının istinaf başvurusunun kabulüne ve yeniden hüküm kurulmasına yönelik kararın davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili,davalı şirkete 50.000 TL borç verildiğini,borcun ödenmemesi üzerine icra takibine geçildiğini, davalının başlatılan icra takibine haksız olarak itirazda bulunduğunu belirterek itirazın iptali ile %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
borç verildiği iddia edilmesine rağmen bununla ilgili herhangi bir mail ya da benzeri belge sunulmadığını, ispat yükünün davacı tarafta olduğunu, ihtarname ve dekontlar dikkate alındığında bedelin borç olarak gönderildiğine ilişkin karine oluşmadığını, davacının İcra Hukuk Mahkemesinde de itirazın kaldırılması için dava açtığını, sonrasında itirazın iptali davası açmasının doğru olmadığını, davacının iyi niyetli olmadığını gösterdiğini belirterek dava ve birleşen davanın reddini savunmuş aynı zamanda kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir....