O halde, mahkemece borçlunun hem hukuki ilişkiyi hem de borcu kabul ettiği ancak borcun miktarı hususunda itirazının olduğunu bildirdiği görüldüğünden, artık takip dayanağı belgenin İİK’nun 68/1. maddesinde yazılı belgelerden olup olmadığının araştırılamayacağı dikkate alınarak, tarafların dayandıkları tüm delillerin toplanarak gerektiğinde bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle borç miktarı yönünden oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, takibin İİK'nın 68/1 maddesindeki belgelere dayanmadığı gerekçesiyle itirazın kaldırılması isteminin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, istinaf başvurusunun kabulü gerekmiştir. (emsal karar; Yargıtay 12....
Borçlu hukuki ilişki ve borcu kabul edip borcun bir kısmını da ödediğini ileri sürdüğüne göre, kabul edilen bir hususun ayrıca İİK.'nun 68/1. maddesinde yazılı belgelerle ispatına yer olmadığı açıktır (HGK. 04.12.1985 tarih ve 1984/12- 527 E.,984 K.) O halde, mahkemece borçlunun hem hukuki ilişkiyi hem de borcu kabul ettiği ancak borcun miktarı hususunda itirazının olduğunu bildirdiği görüldüğünden, artık takip dayanağı belgenin İİK’nun 68/1. maddesinde yazılı belgelerden olup olmadığının araştırılamayacağı dikkate alınarak, tarafların dayandıkları tüm delillerin toplanarak gerektiğinde bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle borç miktarı yönünden oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, takibin İİK'nın 68/1 maddesindeki belgelere dayanmadığı gerekçesiyle itirazın kaldırılması isteminin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, istinaf başvurusunun kabulü gerekmiştir. (emsal karar; Yargıtay 12....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava, bonoya dayalı girişilen icra takip dosyasındaki borcun haricen tahsil edilmesine rağmen takibe devam edilmesi nedeniyle borçsuzluğun tespiti ve fazladan ödenen bedelin istemine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır. I-)Davalı taraf, bono bedelinin ödenmediği iddiasıyla kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine girişmiş, davalı ise, takip dosyasındaki borcun tahsili yönünden düzenlenen protokol gereğince takibe konu borcun ödendiği iddiasıyla menfi tespit ve istirdat davasını açmıştır. Mahkemece, yargılama sırasında sunulan tahsilat belgeleri doğrultusunda davanın kabulü yönündeki hükmünü kurmuştur....
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin delillerin taktirinde ve yasa maddelerinin olaya uygulanmasında hataya düştüğünü, davacının müvekkiline olan borcunu ödemediğini, görülen davada borcun ödendiğinin usulüne uygun şekilde ispat edilemediğini, davacı tarafın dava konusu senedin ve borcun ödendiğine dair herhangi bir belgeyi dava dosyasına sunmadığını, yerel mahkemenin yazılı ispat kuralına rağmen tanık dinlemesi ve bu durumu hükme esas almasının usule aykırı olduğunu, dava dosyasına sunulan senedin ödemenin ispatı olmadığını belirterek; usul ve yasaya aykırı ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Açılan dava menfi tespit istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı, davalı Kurum tarafından gönderilen ödeme emrinin iptaliyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir. Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R Dava, ödeme emrinin iptali, davacının borçlu olmadığının tespiti ile davaya istirdat davası olarak devam edilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davaya konu alacak için 5 yıllık zamanaşımının dolduğu, eksik borç niteliğindeki borcun yargılama sırasında ödendiği eksik borç niteliğindeki borcun istirdat talebi ile istenemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
davanın kabulüne, davacının davalıya 90.520,34 TL borçlu olmadığının tespitine, takip tarihi itibariyle borcun ödenmediği bu nedenle takip başlatmakta davalının kötü niyetli kabul edilemeyeceği gerekçesiyle davacının tazminat isteğinin reddine karar verilmiştir....
O halde, mahkemece borçlunun hem hukuki ilişkiyi hem de borcu kabul ettiği ancak borcun miktarı hususunda itirazının olduğunu bildirdiği görüldüğünden, artık takip dayanağı belgenin İİK’nun 68/1. maddesinde yazılı belgelerden olup olmadığının araştırılamayacağı dikkate alınarak, tarafların dayandıkları tüm delillerin toplanarak gerektiğinde bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle borç miktarı yönünden oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, takibin İİK'nın 68/1 maddesindeki belgelere dayanmadığı gerekçesiyle itirazın kaldırılması isteminin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, istinaf başvurusunun kabulü gerekmiştir. (emsal karar; Yargıtay 12....
- K A R A R - Davacı, davalı tarafın yükümlülüklerini yerine getirmediğini, davalıya hiçbir borcunun bulunmadığını, teminat amacıyla davalı lehine düzenlenen ipoteğin kaldırılması gerektiğini ileri sürmüş ve ipoteğin iptaline, her biri 15.000.-USD. meblağlı 20 adet bonodan dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, taraflar arasındaki 20.12.2001 tarihli protokol gereğince davacının müvekkiline kayıtsız şartsız 300.000.-USD. borçlu olduğunu, bu borç karşılığı alınan bonoların ve borcun bonoların ödenmesinin teminatı olarak tesis edilen ipoteğin iptali talebinin yerinde olmadığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece benimsenen bilirkişi raporuna göre, taraflar arasındaki protokole istinaden 20 adet bononun davacı tarafından imzalanarak davalıya verildiği, bunun neticesi davacıya ait taşınmaz kaydına ipotek tesis edildiği, her ne kadar davacı bu protokolün kendisi ile dava dışı Akdeniz Sağlık Hizm.A.Ş. ve ......
Davalı alacaklı vekili, haciz adresinin borçluya ait olup, davacı ile borçlu şirket arasında organik bağ bulunduğunu,borcun ödenmesi nedeniyle haczin 07.05.2010 tarihinde kaldırıldığını belirterek davanın reddi ile kötü niyet tazminatının davacıdan tahsilini savunmuştur. Borçlu şirket tebligata rağmen savunma yapmamıştır.Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre;istihkak davası açıldıktan sonra takip alacaklısı tarafından malların borçluya ait olmadığının saptandığı ve çek karşılığı haczin kaldırılması yönünden işlem yapıldığı gerekçesiyle dava konusuz kaldığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,davalı alacaklının kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından tazminata karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş verilmiş hüküm davacı 3.kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava İİK 96 ve devamı maddeleri gereğince açılmış 3.kişinin isihkak davasına ilişkindir....
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Genel haciz yolu ile ilamsız icra takibine karşı borçluların yasal sürede borca ve ferilerine itirazı ile duran takipte alacaklının itirazın kaldırılması istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, İlk Derece Mahkemesince; borcun tamamına itiraz edildiği, temel ilişkinin ve borcun varlığının İİK'nun 68. maddesindeki belgelerle ispat edilemediği gerekçesiyle itirazın kaldırılması isteminin reddine karar verildiği, alacaklının istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince; itirazın kısmi itiraz niteliğinde olmadığı ancak itiraz ve cevap dilekçesi kapsamına göre taraflar arasındaki hukuki ilişkinin ve borç ilişkisinin kabul edildiği, alacaklının...