"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Asıl dava ve ıslah dilekçesinde, eğitim ve öğretim giderlerinden kaynaklanan 42.092,29 TL borcun tamamından davacı ...'nın 9.935,55 TL'sinden davacı ...'nın borçlu olmadığının tespiti, birleşen dava dilekçesinde ise, 42.092,29 TL borcun 15.266,76 TL'sinden daha davacı ...'nın borçlu olmadığının tespiti istenilmiştir. Mahkemece asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; Davacılar vekili asıl dava ve ıslah dilekçesinde, davalı idarece istenen 42.092,29 TL borcun tamamından davacı ...'nın, 9.935,55 TL'sinden davacı ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İtirazın kaldırılması ve tahliye Uyuşmazlık, kredi karşılığı borçlanma sözleşmeleri gereği, ödenmeyen borcun tahsili için davalılar aleyhine yapılan ilamsız icra takibindeki borca itirazın kaldırılması istemine ilişkindir. Bu durumda temyiz incelemesi dairemizin görevi dışında bulunduğundan dosyanın görevli Yargıtay 12. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 14/03/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
in adına kayıtlı olan ....... plakalı araç üzerindeki rehnin kaldırılması sebebiyle aleyhine işlem yapıldığından dolayı davalıya borçlu olmadığının tespiti yönünde menfi tespit davası açılmış ilk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde; davanın reddine karar verilmiş karara karşı davacı vekili tarafından kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Davadışı ...... Bankasından asıl borçlu dava dışı ...'in kullanmış olduğu kredi ile ilgili olarak 18/11/2014 tarih ve ...-... (...) ...sayılı kredi sözleşmesinden dolayı ...'in her hangi bir borcunun kalıp kalmadığı, bu kredi sözleşmesinden kaynaklanan borcun kimin tarafından, hangi tarihte, ne miktar olarak ödendiğinin tespiti ve yine söz konusu kredi sözleşmesinin müteselsil kefil sıfatı ile dahil olan davacının ve davalının ayrı ayrı yapmış oldukları ödemelere ilişkin tarih, miktar ve tutarlarının tespiti ile dava dışı ...........
Davacı tarafından davalı aracılığı ile Türkiye Halk Bankasından dava dışı Abdulmuttalip Seçer 'in kullanmış olduğu krediye kefil olduğu ve bu kefaletten dolayı ödeme yaptığı dava dışı Abdulmuttalip Seçer'in adına kayıtlı olan 34 XX 484 plakalı araç üzerindeki rehnin kaldırılması sebebiyle aleyhine işlem yapıldığından dolayı davalıya borçlu olmadığının tespiti yönünde menfi tespit davası açılmış ilk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde; davanın reddine karar verilmiş karara karşı davacı vekili tarafından kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....
O halde, borçlunun hem hukuki ilişkiyi hem de borcu kabul ettiği ancak borcun miktarı hususunda itirazının olduğunu bildirdiği görüldüğünden, artık takip dayanağı belgenin İİK’nun 68/1. maddesinde yazılı belgelerden olup olmadığının araştırılamayacağı dikkate alınarak, tarafların dayandıkları tüm delillerin toplanarak gerektiğinde bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle borç miktarı yönünden oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekmektedir. (emsal karar; Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 2018/16203 E 2020/6601 K ve 2016/9784 E 2017/1338 K sayılı kararları) Mahkemece de takip dayanağı olan taraflar arasındaki sözleşme ile faturalar temin edilmiş, davalının muhasebe ve sair kayıtları üzerinde yerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır....
nin ticari defterleri üzerinde inceleme yaptırılarak ipoteğin tesis tarihinde doğmuş olan 100.000,00 TL borcun bu tarihten sonra alınan mallar ve doğacak borçlar dikkate alınmadan ipotek tesis tarihinden sonra ödenip ödenmediği hususunda bilirkişi raporu alındığı, dava dışı firmaya ulaşılamaması nedeniyle ayrıca rapor aldırılmadığı, bozma ilamında dava dışı firma için "gerektiğinde ibaresi" kullanıldığından mahkemece aldırılan bilirkişi raporunun hüküm tesis etmeye yeterli görüldüğü gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının borçlu olmadığının tespiti ile davaya konu ipoteğin kaldırılmasına karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir....
- K A R A R - Davacı vekili, taraflar arasındaki gerçekleşen bir ticari ilişki sonunda davalının müvekkili aleyhine takip başlattığını, müvekkilince bu borcun ödendiğini ve alacaklı vekilince 12.11.2009 tarihli ibranamenin düzenlendiğini, buna rağmen davalı vekilinin 16.3.2009 tarihinde müvekkilinin iş yerinde haciz işlemi yaptırdığını belirterek müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili davacının borçlarının 12.11.2009 tarihinde vadelere bölündüğünü ve davacının isteği üzerine protokol gereği aynı tarihli ibranamenin verildiğini, borcun vadesinde ödenmemesi üzerine protokolün feshedildiğini bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur....
Sanayi Şubesi'nden davacı adına tanzim edilen kredi sözleşmesindeki borcun davacıya ait olmadığının tespiti ile borcun tüm sonuçları ile birlikte ortadan kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı banka vekili, taraflarınca yapılan incelemede kullandırılan tüketici kredisi ile ilgili olarak bankaya ibraz edilen kimlik belgesinin ve imzanın sahte olduğunun tespit edilmesi üzerine davacıya yönelik olarak herhangi bir başvuru ve alacak talebinde bulunmadıklarını, söz konusu davanın açılmasına bankanın sebep olmadığını beyan ederek,davanın reddine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini dilemiştir....
Mahkemece, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davacı tarafından ipoteğin kaldırılması istemi üzerine davalı tarafından gönderilen ihtarname ile toplam 40.842,58 TL borcun bulunduğu ve banka nezdindeki hesaba depo edilmesi talep edilmiş olup, bu ihtarnameden sonra ve dava tarihinden önce yapılan ödemelerle davalı bankaya kredilerden kaynaklanan borcun kapatıldığı ancak davalının hesap işletim ücreti ve ipotek fek ücreti alacağı bulunduğundan ipoteğin fekkini gerçekleştirmediği daha sonra davalı banka genel müdürlüğünün talebi ve onayı ile 22.06.2016 tarihinde davalı bankanın ipoteği fek ettiği, ipotek senedinin 8. maddesi ile genel kredi sözleşmesi gereği tesis edilen ipoteğin fekki için gerekli giderlerin ve hesap işletim ücretinin davacı tarafından karşılanacağının sabit olduğu ve davanın açıldığı tarih itibariyle davalı bankanın ipotek fek ücreti ve hesap işletim ücreti alacağı olması nedeniyle ipoteği fek etmemekte haklı olduğu gerekçesiyle, davanın konusuz kalması nedeniyle...
İcra müdürlüğünün 2020/... esas sayılı icra takip dosyasında davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, b-Bursa ili Osmangazi ilçesi Sakarya mah. 2625 ada, 16 parsel, 4/80 arsa paylı 1. Kat 3....