WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine tahliye istemli olarak başlatılan icra takibine, davalı borçlunun itiraz etmesi üzerine, davacı alacaklı icra mahkemesinden itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuştur. Mahkemece itirazın kaldırılması konusunda karar vermeye yer olmadığına, kiralananın tahliyesine karar verilmiş, karar davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davalı 06.03.2009 tarihli süresinde verdiği itiraz dilekçesinde "tarafımın ödeme emrinde geçen miktar kadar borcu yoktur. Borcun tamamına ve ferilerine ve faizlerine itiraz ederim" demek suretiyle borcun tamamına itiraz etmiştir. Mahkemece kısmi itiraz edildiği gerekçesiyle uygulama olanağı bulunmayan İ.İ.K.'nun 62/4. maddesi uyarınca itiraz edilmemiş sayılarak, İ.İ.K.'nun 269/a maddesi uyarınca tahliye kararı verilmesi doğru değildir....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın kaldırılması davasında ... 2. İcra Hukuk ve ... 4. Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, kredi mevduat sözleşmesine dayalı borcun ödenmemesi nedeniyle davalı hakkında başlatılan icra takibine yapılan itirazın kaldırılması istemine ilişkindir. İcra Hukuk Mahkemesince, uyuşmazlığın 4077 Sayılı Yasa'dan kaynaklandığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Tüketici Mahkemesi ise, uyuşmazlığın çözümünde genel mahkemelerin görevli olduğunu belirterek görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur....

      na askeri lisede yapılan masraflarla işlemiş faizinin 17.989.258.000 TL'sine kefil olmuş; mahkemece de bozmadan önceki kararda bu kefilin kefalet limiti dikkate alınarak davalı idarece istenen 77.067,16 YTL borcun 59.077,21 YTL'sinden sorumlu olmadığının tespitine karar verilmiş ve bu husus bozma nedeni yapılmamıştır. Bozma nedeni yapılmayan bir hüküm kesinleşmiş olur ve taraflar lehine usuli kazanılmış hak oluşturur. Buna rağmen; davacı taraf lehine usuli kazanılmış hak kuralı ihlal edilerek kefil ...'nın istenen borcun 59.077,21 YTL'sinden sorumlu olmadığının tespitine karar verilmesi gerekirken kefalet limitini de aşar şekilde 50.837,96 YTL'sinden sorumlu olmadığının tespitine karar verilmesi, 2- Davalı idare Harçlar Yasasının 13. madesinin (j) bendi uyarınca karar ve ilam harcından müstesnadır....

        Bu düzenlemeden de anlaşılacağı üzere menfi tespit davasında amaç bir hukuki ilişkinin veya bir hakkın gerçekten mevcut olmadığının tespitidir.Başka bir deyişle hukuki bir yarar bulunması koşuluyla sonuçta alacak-borç ilişkisi doğuracak bir durumun olmadığının tespiti amaçlanır.Dayanılan hukuki ilişkinin gerçekten mevcut olmadığı icra takibine maruz kalmadan önce ileri sürülebileceği gibi, icra takibinden sonra da ileri sürülebilir. Borçlunun icra takibinden önce veya sonra menfi tespit davası açabilmesi için borçlu olmadığının tespitinde hukuki yararının bulunması şarttır. Buna rağmen borçlunun, alacaklının harekete geçmesini beklemeden borçlu olmadığının tespitinde korunmaya değer bir yararı bulunabilir....

          "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, eğitim ve öğretim giderlerinde kaynaklanan 18.924,04 TL borcun 7.200,00 TL sinden borçlu olmadığının tespiti istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının ....nda ..... olarak görev yapmakta iken mecburi hizmetini tamamlamadan .... ile ilişiğinin kesildiğini, davacı adına tahakkuk ettirilen 18.924,04 TL borcun, 7.200,00 TL sinden borçlu olmadığının tespitini istemiş; mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir....

            hükmedilmesinin de hatalı olduğunu, kararın kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir....

              Somut olayda, alacaklı tarafından altı adet faturaya dayalı takip yapılmış olup, borçlunun itiraz dilekçesinde alacaklı kayıtları ile kurum muhasebe kayıtlarının uyuşmadığını ileri sürerek takibe, borca, faize ve tüm ferilere açıkça itiraz ettiği, yine itirazın kaldırılması istemine yönelik cevap dilekçesinde de hesap mutabakatı olmadığından ödeme yapılmasının mümkün olmadığını beyan ettiği, buna göre borcun açıkça kabul edilmediği, ödeme iddiasının da bulunmadığı, yalnızca hukuki ilişkinin kabulünün itirazın kaldırılması için yeterli olmadığı, dolayısıyla borçlunun bahsi geçen beyanlarının alacaklı yanın takipte İİK'nun 68/1 maddesinde belirtilen nitelikte bir belgeye dayanması zorunluluğunu ortadan kaldırmadığı, netice olarak alacağın varlığı ve miktarının İİK'nun 68/1. maddesinde yazılı belgelerle ispatlanamadığı anlaşılmaktadır" gerekçesiyle, itirazın kaldırılması talebinin reddine karar verilmesi gerektiği yönünde hüküm kurulmuştur....

              Yapılacak araştırmada ipoteğin zorunlu ipotek olduğunun tespit edilmesi halinde ise; asıl olan borcun ödenmesi olduğundan, borçlunun mutlaka meskeniyet şikayetinde bulunduğu yerde veya o yere yakın yerde meskeninin bulunması zorunlu omladığı için borçlunun daha mütevazı niteliklere sahip yerlerde daha küçük haline münasip meskeni edinebileceği miktarın da belirlenmesi gerekir. Bu durumda mahkemece yapılacak iş; bilirkişilerden ek rapor alınarak borçlunun açıklandığı üzere, bulunduğu yerden daha mütevazi koşullara sahip yerlerde haline münasip evi alabileceği değerin ve ilaveten borçlu ile birlikte oturan kişilerin sosyal ve ekonomik durumları ile kanunen bakmakla yükümlü olup olmadığının da belirlenmesi gerekir....

                Mahkemece; yargılama sırasında alınan bilirkişi heyeti raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulü ile davacının 8.500,59 TL davalı kuruma borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş; sözkonusu hükmün davacı tarafından temyizi üzerine Dairemizin 23.10.2012 Tarih 2014/6292 Esas 2014/14060 Karar Sayılı İlamıyla; davalının yapılandırma yaptığı, borcun yapılandırılmasından sonra menfi tespit davası açılıp açılamayacağının karar yerinde tartışılması gerekirken bu yönde bir inceleme yapılmadığı gerekçesiyle bozma konusu yapılmıştır. Mahkemece Dairemizin 23.10.2012 Tarih 2014/6292 Esas 2014/14060 Karar Sayılı Bozma İlamına uyularak yapılan yargılama neticesinde; "borcu kabul ederek yapılandırmaya giderek borcun yapılandırılmasından sonra menfi tespit davası açılamayacağından" bahisle davanın reddi kararı verilmiş ; sözkonusu karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir ....

                  Ancak; 1-Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı idarece istenen 48.305 TL borcun 27.444 TL’sinden sorumlu olmadığının tespitini ve fazla ödediği 4.139 TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren yasal faiziyle tahsilini istemiş, harcı yatırılan 01.10.2009 günlü ıslah dilekçesiyle de istenen borcun 31.984,36 TL’sinden sorumlu olmadığının tespiti ile fazla ödenen 24.071,36 TL’nin de tahsilini istemiştir....

                    UYAP Entegrasyonu