Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Müdürlüğü'nün 2020- 11403 Esas sayılı dosyasında borçlu aleyhine takip başlatıldığını, borçlunun bu borca itiraz ederek takibi durdurduğunu; ancak kira sözleşmesinin ihtilafların halli maddesinde Ankara İcra Daireleri yetkili kılınmakla takibin yetkili icra dairesinde başlatıldığını, borçlunun haksız olarak borca itiraz ettiğini, neticeten itirazın kaldırılıp takibin devamına karar verilmesini ve %20'den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, ayrıca kira sözleşmesine konu taşınmazlardan tahliyesini talep etmiştir. Davalının cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; Davalı tarafın Ankara 23. İcra Müdürlüğü'nün 2020- 11403 Esas sayılı dosyasında yapmış olduğu yetki itirazının kaldırılmasına, davalının kira sözleşmesine konu "Adana Havalimanı İç Hatlar Restaurant ve Adana Havalimanı İç Hatlar Büfe-Gazete-Kitabevi-Snackbar" adresli mecurdan tahliyesine, davalının Ankara 23....

Somut olayda, borçlu, takibe itiraz dilekçesinde, yetki itirazı yanında, borca da itiraz etmiş olup, bu hali ile akdi ilişki borçlu tarafından kabul edilmediğinden 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 89.maddesinin uygulanması imkanı bulunmamaktadır. Bu durumda HMK'nun 7. maddesi uyarınca borçlunun ikametgah adresi olan yerde takibin yapılması gerekip, borçlunun ikametgahı ... olduğuna göre ... icra müdürlüğünde yetkisizdir. O halde mahkemece, borçlunun yetki itirazı yerinde olduğundan alacaklının yetki itirazının kaldırılması isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi. ZA...

    SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; haksız yere borca itiraz eden davacı-borçlunun, borca itiraz davasının reddi ile %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesini, ayrıca yetki itirazlarının reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde; "... icra takibine konu 05/01/2018 keşide tarihli 650.000,00- TL bedelli bono üzerinde bulunan keşide yerinin Tatvan olduğu anlaşılmakla davacının yetki itirazının reddine karar verilmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 201.maddesi uyarınca senede karşı ileri sürülen her türlü iddianın senetle ispatı gerekmektedir... Türk Ticaret Kanunu kapsamında açık bono düzenlenmesi mümkündür. Bono, kayıtsız şartsız borç ikrarını ihtiva eden ve sebepten mücerret bir evraktır....

    Davalı Birlik, kendisine gönderilen ödeme emrinin tebliği üzerine, icra dairesinin yetkili olmadığını, Tekirdağ İcra Dairesi'nde takip yapılması gerektiğini belirterek yetki ve borca itiraz etmiştir. Mahkemece yetki itirazı reddedilerek dava kabul edilmiştir. Oysa davalının ikametgahı ve işin icra edileceği yer Tekirdağ hudutları içerisinde olduğu gibi sözleşmede de Tekirdağ İcra Daireleri ve Mahkemelerinin yetkili bulunduğu kabul edilmiştir. Bu durumda HUMK'nın 9,10 ve 22. maddeleri uyarınca davalının yetki itirazının kabul edilerek icra takibinin yetkili icra dairesinde yani Tekirdağ'da yapılması ve yetkili icra Dairesinde yapılmış bir takip olmadığından şartları oluşmayan itirazın iptâli davasının reddine karar verilmesi gerekirken yetki itirazı reddedilerek davanın esastan incelenmesi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur....

      nun 168/1-5. maddesi uyarınca borçlu tarafından yapılan yetki itirazı, İİK.'nun 169/a maddesi uyarınca borca itiraz niteliğindedir. Kamu düzenine ilişkin olmadığından mahkemece re'sen dikkate alınamaz. O halde mahkemece; borçlunun yetki itirazının vazgeçme nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken bu itiraz yönünden yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın 30/12/2021 tarihinde vekaletnamesini Biga İcra Müdürlüğünün 2021/3674 Esas sayılı dosyasına sunduğunu, söz konusu vekaletnamesinin Biga İcra Müdürlüğü tarafından 31/12/2021 tarihinde onaylandığını ve davacının borca itiraz dilekçesinin reddedildiğini, bu sebeple davacı tarafın borca ve yetkiye itiraz süresi 5 gün olduğundan, davacının iş bu davayı 5 günlük itiraz süresi geçtikten sonra 10/01/2022 tarihinde açtığından yetkiye ve borca itiraz taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek, davanın usulden reddine, mahkeme aksi kanaatteyse esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; davacının yetki itirazının kabulüne, Biga İcra Müdürlüklerinin yetkisizliğine, davacı-borçlu açısından İstanbul İcra Müdürlüğü'nün yetkili olduğunun tespitine dair karar verilmiştir....

        Borca itirazları yönünden yapılan istinaf incelenmesinde; davacı borçlu şirketin senedin bedelsiz olduğuna ilişkin icra mahkemesine başvurusu; İİK'nun 169. maddesi uyarınca borca itiraz niteliğinde olup, borca itirazın İİK'nun 169/a maddesi gereğince incelenmesi gerekmektedir. İİK'nun 169/a maddesi uyarınca; borca itiraz halinde, borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin, resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat külfeti borçluya aittir. Somut olayda davacı şirket senedin bedelsiz olduğunu ve borcu olmadığını ispatlayamadığından borca itirazın reddine karar verilmesi isabetlidir. Davacı borçlunun, takibin zamanaşımına uğradığına yönelik itirazı da henüz davacı borçlu yönünden takip kesinleşmediğinden borca itiraz niteliğindedir....

        icra takibi kesinleşmiş ise diğer borçlular için de bu icra dairesi yetkili hale gelmiş olacağını, diğer borçlu Salih Hezer hakkında icra takibi kesinleştiği için davalı tarafından yetki itirazında bulunması, yetkisiz icra dairesinde açıldığını söylemesinin bir hükmü kalmayacağını, davalı tarafa ödeme emrinin 01/02/2021 tarihinde tebliğ edildiğini, iş bu dava açılmadan önce borçlulardan Salih Hezer hakkında kesinleşen icra takibinde artık yetkili yer Afyonkarahisar İcra Müdürlüğü olacağını, davalı taraf için de Afyon icra daireleri yetkili hale geldiğini, davalı tarafın yetki itirazı yerinde olmadığını, taraflar arasında imzalanan bu kambiyo senedinin bono olduğunu, bu durumda davalı sadece sıradan borca itiraz ettiğini, sıradan borca itiraz etmek yerine böyle bir borcunun olmadığını ispatlayabilecek bir delil sunması gerektiğini, davalı borçlunun sırf borcunu ödememek için ödemesi gereken borca itiraz ettiğini, belirtmiş bu nedenlerle; borçlunun icra takibine yaptığı borca ve yetkiye...

        Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, borca ve yetkiye itiraz edilmesi üzerine söz konusu takip dosyasının yetkili Develi İcra Müdürlüğü'ne gönderildiğini, icra müdürlüğü tarafından düzenlenen ödeme emrinin davacı/borçluya 17/01/2020 tarihinde tebliğ edildiğini, vekile tebliğin zorunluluğunun bulunması halinde dahi asile yapılan tebligatın usulsüz kılınmasının mümkün olmadığını, Yargıtay kararlarının da bu yönde olduğunu, asile yapılan tebligat tarihi ile vekilin öğrendiğini iddia ettiği tarih arasında 10 ay olup, davacı vekilinin yetki itirazında bulunduktan sonra hiçbir şekilde dosyayı takip etmediğini, ödeme emrinin borçlu asile 17.01.2020 tarihinde tebliğ edildiğini, bu tarihten sonra 22.10.2020 tarihine kadar ne borçlu asilden ne de vekilinden herhangi bir borca itiraz talebi gelmediğini, borçlu asile usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen bu kadar uzun süre avukatına bilgi vermemiş olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, ayrıca avukatın da tebligat yapılan...

        ye ödeme emrinin 16/12/2014 tarihinde tebliğ edildiği keşideci borçlunun yetki itirazı ile birlikte borca itiraz ettiği, mahkemece itiraz eden borçlunun yetki itirazının kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.HMK'nun 7/1. maddesinin birinci cümlesine göre, borçlu birden fazla ise bunlardan birinin yerleşim yeri icra müdürlüğünde takip yapılabilir. Bu durumda, diğer borçlular yetki itirazında bulunamazlar. Ancak, anılan hüküm, borçlulardan birinin onun için genel yetkili yerleşim yeri icra dairesinde takip yapılması ve onun hakkındaki yetkinin kesinleşmiş olması hali içindir.Somut olayda; çekin keşide yerinin ... olduğu, muhatap bankanın ......

          UYAP Entegrasyonu